1521‘de Türk kökenli bir ailenin üyesi olarak Şam'da doğdu.Eğitiminden sonra Tennis kadılığına atandı. Kadılığı sırasında yaptığı gözlemler ile ün kazandı. 1571'de Mustafa Çelebi'nin ölümünden sonra II. Selim tarafından saray müneccimbaşılığına atandı. 1574 yılında Galata Kulesi'nde gözlem çalışmalarına başlamıştır. Hoca Saadettin ve Sokullu Mehmet Paşa'nın desteği ve Padişah III. Murat'ın fermanıyla 1577 yılında Tophane sırtlarında Takîyüddîn’in yönetimi altında bir gözlemevi olan Takiyüddin'in Rasathanesi kurulmuştur.1580 yılında topa tutularak yıkılmıştır.

Özellikle trigonometri alanındaki çalışmaları ile meşhurdur. Takiyüddin, sinuskosinustanjant ve kotanjantın tanımlarını vermiş, ispatlarını sergilemiş ve cetvellerini hazırlamıştır.[kaynak belirtilmeliEkliptik ile ekvator arasındaki 23° 27' lik açıyı, 1 dakika 40 saniye farkla 23° 28' 40" şeklinde bularak o tarihte ilk kez gerçeğe en yakın ve doğru dereceyi hesaplamıştır 

Takiyüddin, sinus, kosinus, tanjant ve kotanjantın tanımlarını vermiş, ispatlarını sergilemiş ve cetvellerini hazırlamıştır. Ekliptik ile ekvator arasındaki 23° 27' lik açıyı, 1 dakika 40 saniye farkla 23° 28' 40" şeklinde bularak o tarihte ilk kez gerçeğe en yakın ve doğru dereceyi hesaplamıştır.

Osmanlı İmparatorluğu'nın en önemli astronomlarından olan Takiyüddin, 14 Haziran 1521 tarihinde Şam'da doğdu ve Mısır ve Şam'da yetişti. 1550 yılında İstanbul'a gelen Takiyüddin, 1577 yılında III. Murat'ın fermanıyla Tophane sırtlarında bir gözlemevi kurmuştur. Sinüs/tanjant hesaplarını tablolar halinde kullanıma sunmuş, 841'i Türkçe 1337 eser oluşturmuştur. Akıldışı söylentiler sonucu Tophane sırtlarındaki gözlemevi Padişah (III. Murat) emriyle yıkılmıştır. 

Gençliğinden itibaren astronomi ile ilgilenip eserler veren Takiyüddin, 1574 yılında Galata Kulesi’nde yaptığı rasat çalışmalarıyla Sultan III. Murad’ın hocası Hoca Saadeddin ile Sokullu Mehmed Paşa’nın dikkatini çekti. Bunun ardından 1579 yılında bir rasathane kurulmasına karar verildi. III. Murad’ın fermanıyla Tophane sırtlarında büyük bir alanda rasathane inşa edildi. Astronomi kitapları ve aletleri toplanarak bu rasathaneye getirildi. Takiyüddin bu rasathanede bir kütüphane oluşturarak eksiklikler gördüğü Uluğ Bey Zicci’ni tamamlamak ve yenilemek için çalışmalar yaptı. 

 Kâdızâde Ahmed Şemseddin Efendi, padişaha bir mektup yazıp, rasathanenin uğursuz olduğu, veba salgınının rasathane yüzünden başladığı ve rasat yapılan her beldede âfet olduğu hakkındaki dedikoduları padişaha iletmiş. Padişah da rasathaneyi kapatmış; hatta binası da Kılıç Ali Paşa’ya yıktırılmış (1580). Bunu Osmanlı ilim hayatı üzerine meşhur kitabıyla tanınan Atâî söylüyor. Bir kere Atâî’nin doğum tarihi hadiseden sonradır. Üstelik kitabında rasathanenin kuruluş ve kapanış tarihlerini bile yanlış vermiştir. Kâdızâde, hem fıkh, hem de fen âlimidir. Geometri ve astronomi üzerine eserleri vardır.  Böyle bir âlimin, öyle bir mektup yazdığını düşünmek dahi gülünçtür. Şu halde bu meselede Atâî’ye itimat etmek doğru değildir.

Meselenin ipuçları, Şehinşahnâme’de bulunuyor. Takiyyüddin, padişaha: “Düşman kederinden kıvranıyor; artık rasatın sona erdiğini emir buyurun da kötü niyetli ve kıskanç kimselere ibret olsun” diye arzediyor. Yani zaten maksat hâsıl olmuştur. Tansiyonu yükseltmeye gerek yoktur. Anlaşılıyor ki kendine mahsus bir şahsiyettir. Devletin ileri gelenleriyle anlaşmış; ama alt kademedekilerle ile düzgün bir münasebet kuramamıştır. Muhtemelen hased ve düşmanlığa uğramıştır. Gelibolulu Âli de, Künhü’l-Ahbar’da, geçimsizliğinden bahsediliyor. Buna, bir de veba gibi menfilikler eklenince, vaziyeti kavrayan Takiyyüddin, kendi rasadhanesini kapattırıp, köşesine çekiliyor. Çalışmalarına devam ediyor. 1585’de 60 yaşında vefat ediyor. Yahya Efendi’ye defnolunuyor.

Bazı çevrelerin rasathanenin kuruluşundan itibaren gösterdiği tepkiler, bir kuyruklu yıldızın görülmesini izleyen veba salgınıyla iyice arttı. Şeyhülislam Kadızâde Ahmed Şemseddin Efendi’nin “Rasathaneler bulundukları ülkeleri felaketlere sürükler” fetvasının ardından III. Murad’ın emriyle yıktırıldı, içindeki aletler parçalandı (1580). Takiyüddin, tarihsel kaynaklarda döneminde Doğu’nun ve Batı’nın en iyisi olarak geçen Osmanlı Devleti tarihinde tek olan bu gözlemevi yıkıldıktan sonra köşesine çekildi ve bir süre sonra vefat etti.

Yeni bir gözlemevi ancak 300 yıl sonra kurulmuş ancak bu sefer de 31 Mart ayaklanmasına kurban gitmiştir.

Kepler'in hocası Tycho Brahe ile aynı zamanda yaşamış ve yaklaşık aynı gözlemleri yapmıştır. Rasathane yıkıldığı için çalışmaları son bulmuştur. Diğer taraftan Kepler, Brahe'nin gözlemlerini kullanarak Kepler yasaları diye bilinen gezegenlerin dönüşleri ile ilgili yasaları keşfetmiştir

Sonuç itibari ile Gerici ve yobaz din adamlarının İlime ve fenne ne kadar zarar verdiklerinin ve Osmanlının ilerlemesinin önüne nasıl geçtiklerinin çok güzel kanıtlanmış örneğidir. Bu olay

1-Takiyyüddin’in zaten kendisi bir ilim âlimidir; Takiyyüddin’i teşvik ve himaye eden Hoca Sadeddin Efendi ise din adamlarının başıdır.  Rasathaneyi kurduran, bunun için hiç bir masraftan çekinmeyen de Osmanlı padişahıdır.. 2-Takiyyüddin’in kurduğu, “ilk” rasathane değil; medrese ve câmiden müstakil ilk rasathanedir. 3-Rasathane, bilimsel  maksatla kuruldu..Bu maksat, astrolojik araştırmalar yapmaktır. 4-Rasathanenin kapanmasında sosyal bazı hâdiselerin, hasedcilerin, fitnecilerin rolü olmuştur. Ama din adamları da buna alet olup fitnenin içinde yer almışlardır.Meleklerin bacaklarını gözetliyor  fitnesini maalesef o günün gerici sahte dincileri ateşlemiştir. 5-Osmanlı’da rasat ve astronomi çalışmaları bununla bitmemiştir; çünki astronomi, Osmanlı gibi bir devletin, olmazsa olmaz ilimlerinin başında gelmektedir. 

Nasıl ki Galata kulesinden Dünyanın ilk uçan insanı Ahmet Hazerfan Çelebi’ye devrin sahte dinci yobazları Uçarak Allahın kurallarını çiğnemiştir şeytanın ta kendidir katli vaciptir diyerek ölüm fermanını imzalattırdılarsa Büyük emekler harcanarak Takiyüddin’in kurduğu rasathane kapatılıp tarihin karanlık sayfalarına terk edilmiştir. 

Takiyüddin’e ait el yazmalarının bir kısmı Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü’nde bulunmaktadır. Enstitü’nün UNESCO ile (Birleşmiş Milletler Eğitim Bilim ve Kültür Organizasyonu) birlikte yürüttüğü "Memory of the World" projesi çerçevesinde, Takiyyüddin’e ait el yazmalarının da içinde bulunduğu 821 Türkçe, 414 Arapça ve 102 Farsça olmak üzere, toplam 1337 eser mikrofilmleri çekilerek CD- Rom üzerinde kataloglanmaktadır. Takiyüddin’in diğer eserleri başka kütüphanelerin raflarındadır.Takiyüddin, sinus, kosinus, tanjant ve kotanjantın tanımlarını vermiş, ispatlarını sergilemiş ve cetvellerini hazırlamıştır. Ekliptik ile ekvator arasındaki 23° 27' lik açıyı, 1 dakika 40 saniye farkla 23° 28' 40" şeklinde bularak o tarihte ilk kez gerçeğe en yakın ve doğru dereceyi tesbit etmiştir.

Takiyüddin’in önemli eserleri : Cedavil-ür Resadiyye, El-alat-ür Rasadiyye li Ziyc-i Şehinşahiyye,Et-Turuk-us-seniyye, Ziyc-i ,Gunyet-üt Tullab Minel-hisab,