Röportajlar

"NEREDEYSE TÜM HAYATIMI SEVGİYİ ÖĞRENMEYE VE BİLDİKLERİMİ PAYLAŞMAYA ADADIM"

Abone Ol

Öyle güzel bir insan var ki karşımda! Karakterine hayranım desem; yeteneğinden yüksek müsaade almam gerekir. Sanatına hayranım desem; vizyonunu satırlara sığdırmak büyük ustalık gerektirir.

Çok kısaca hatırlatmam gerekirse; Hababam Sınıfı filmlerinin Bebe Ruhi’si, Maskeli Beşler’in Zeki’si Best Fm ve Radyo D nin Abuzer’i …Hayatımızda gülümseten izler bırakan Tiyatro ve Sinema  Sanatçısı Melih EKENER, benim çok değerli ağabeyim;bu haftaki konuğum.

 İnsanlar büyüdükçe egolar küçülürmüş ya bir kere röportaj ricası yeterli oldu. Koca yürekli Melih EKENER’i daha yakından tanıma ve tanıtma arzusu ile…

Kıymetli ağabeyim bu isteğimi geri çevirmediğin için çok teşekkür ediyorum. Hoş geldin! Sefa geldin! Nasılsın?

Hahahahaha. Öyle övdün ki beni hepsi gerçek sanacağım. Çok teşekkür ediyorum. Gayet iyi sağlıklı ve huzurluyum.

Ağabey takvim sayfaları senin için 1965’i gösteriyor.  Şaşırmış olabilirler mi? (Gülüşüyoruz) Bence daha gençsin. Takvimle aran nasıldır? Zaman senin için ne ifade eder?

Zaman kavramına değil harekete ve hareketin birimi olan hıza inanırım. yaratılmış her şey mikro ve makro düzeyde hareket halindedir. Ve bu hareketin ölçüm birimi “hız”dır. Bu düşünceye göre oldukça hızlı yaşadım ve bu hareket döngüsü içinde hiçbir hareketi boşa çıkarmamaya gayret ettim. Hareketlerimin sonuna kadar da diğer hareket edenler için elimden geleni yapacağım.

‘İnsanın dış güzelliği bir yana dursun, ruh güzelliğine bakım yapıp kendini sunsun.’ derim hep. Melih ağabey anlatsana: Kalbinin güzelliğini, beyninin berraklığını, neşeni, hayat sevincini nelere borçlusun?

Hayat sevincimi , bu iki kavramın varlığının farkına varmama veriyorum. Hayat ve sevinç. Benim inancıma göre tüm yaratılış sevgi kavramı üzerine kurulmuştur. Ve bu sevginin farkına vardığında insan sevinç yaşamadan duramaz. Tabi tüm bu kavramların farkına varmak için önce onları öğrenmek gerekiyor. Neredeyse tüm hayatımı sevgiyi öğrenmeye ve bildiklerimi paylaşmaya adadım.

Bebe Ruhi, Zeki, Abuzer karakterleri  Melih EKENER ismini gölgede bıraktığında telaşa yol açıyor mu?  Hani TV’de, resimde, videoda görünce ‘’Aaaa şey değil mi o?  Dur dur bildim. Bebe Ruhi, hayır ya o Abuzer.’’diye tepki veren dünya tatlısı seyircilerimizin o halleri gülümsetiyor değil mi?

Yaptığım işin yan etkileri diyebiliriz buna. Yarattığım karakterler izleyicilerin arasında yaşamaya devam ediyor ve o karakterler onlardan biri oldu aslında. Tabi insanlar yaratılan karakterlere bakıp benim kimliğim hakkında bir bilgi edinemezler. Bazı fanatik izleyicilerim, bu karakterlerin arkasındaki gerçek kimliğimi öğrenmek istiyorlar ve onlarla sıkı bir ilişki halindeyiz zaten.

Seni herkes tanısa da bizler için mini bir özgeçmiş oluşturup, bu satırlarda ölümsüzleştirebilir misin?

Bu sene profesyonel oyunculuk hayatımda 41. Senem. Bunca yıllar içinde yüzlerce kez röportaj verip özgeçmişimi anlatmışım zaten. Meraklıları ezbere bilirler özgeçmişimi.Ama kısaca bahsetmek gerkirse 1965 te doğup 1981 de Konservatuara başlayana kadar keyifli bir çocukluk ve inek bir öğrencilik dönemi yaşadım. Aynı çalışkanlık konservatuarda da devam edince  ilk yılımda Kenter Tiyatrosunda minik bir rol  ve ertesi sene başrollerden birini alarak oyunculuk hayatına başladım. Hadi Çaman Yeditepe Oyuncuları, Ali Poyrazoğlu, Gülriz Sururi ve benzeri dönemin en iyi tiyatrolarında büyük üstatlarla çalışma mertebesine eriştim. Daha sonra Tv arkası için yapımcılık, yönetmenlik, yöneticilik gibi işlere bulaştım. 15 yıl radyolarda canlı doğaçlama radyo tiyatrosu yaptım ki bu bir dünya rekorudur ve sanırım hala kırılmamıştır

Şu an bir özel kanalın yöneticiliğini yapıyorum ve Ali Poyrazoğlu tiyatrosunda oyunculuğumu sürdürüyorum. 41. Sahne yaşım için tek kişilik bir oyun yazdım. O oyunu sahnelemek için de yırtınıyorum

Bunca yoğun bir çalışma hayatının akabinde Amerika’ya yerleşen bir Melih EKENER görüyoruz.  Amerika çıkarması macera mıydı? Yorgunluğun getirdiği bir süreç miydi?

Tv arkası işlere giriştiğimde, dediğin gibi bu beni oldukça yıpratmış ve yormuştu. Erken emeklilik düşüncesi amacıyla Amerika’ya yerleşmeye karar verdim. Ama iki senelik Amerika macerasının ardından Arzu Film sahibi Ferdi Eğilmez neredeyse zorla beni geri getirdi ve sonra sinema maceralarım başlamış oldu.

Ülkemiz medeniyetler beşiğidir.  Mimarimiz, mutfak lezzetlerimiz mükemmeldir.  Tüm kültürler iç içe esenlik içinde yaşarız.  Türkiye’nin büyük oranda İslam dinine mensup olması senin gibi Hıristiyan olan kardeşlerimize, arkadaşlarımıza kendinizi dışlanmış hissettirmeden yaşamanıza olanak veriyor mu?

1980 yılları başlarında Hristiyanlık ile tanıştım ve 16 yıllık bir inanç araştırması sonunda bu inancı seçtim. İlk zamanlar çok zordu ama insanlar inançlar konusunda bilgilendikçe bu zorluk ortadan yavaş yavaş kaybolmaya başladı. Tüm paradigmalar uzun uğraşların sonunda tek tek yıkılmaya başladı. Şimdilerde benim inancımdan olmayan insanlar beni savunmaya başladı. BU ülkemiz için muazzam bir gelişme. Bilinç ve öğrenim düzeyinin yükseldiğini gösteriyor.

Genel Müdürü olduğunSat7 Türk kanalı süreci nasıl başladı? Şu an işleyiş nasıl gidiyor?Sat7Türk kanalı Türkiye’nin ilk Hıristiyan kanalı. O koltukta oturmak sana nasıl bir teşvik ve esenlik veriyor? Kanal geniş kitlelere hitap ediyor.  Yeni duyan okuyucularımıza kanalınız için neler söylemek istersin?

Bir tv kanalının inancının olduğuna inanmıyorum. O yüzden kendimize Hristiyan kanalı değil Hristiyan Kültürü kanalı vasfını uygun görüyoruz. Bu inançla ilgilendiğimden beri en büyük hayalimdi yanlış düşünceleri düzeltmek ve gerçekleri büyük kitlelere anlatabilmek. 11 yıl önce böyle bir kanal kurulumu hazırlığında, bana teklif geldiğinde düşünmeden kabul ettim ve kısa zamanda ülke kanalları arasında yer alıp kendimizi kabul ettirebildik. Yukarıda da dediğin gibi tüm kültürlerin beşiği olan Anadolu’da Hristiyan Kültürünün gerçek ve yaşayan halini göstermek için çabalıyoruz ve bu çabalarımız her gün yeni ürünlerle karşılığını veriyor. Azerbaycan’dan Almanya Hollanda’ya kadar hatta Amerika kıtasına kadar izleyici potansiyelimizi genişlettik ve Türk Hristiyan Kültürünü yeniden canlandırmaya çabalıyoruz.

Hıristiyanlıkta İmanlı olmak nedir ağabey?

Hahahaha. Bazı kavramlar kendi liturjisini doğurur. Felsefenin, inancın ve bilimin kendine has bir dili vardır. Bu da onlardan biri. Mesih İsa’ya ve İznik Konsülü İman bildirgesine inanmış herkes kendini imanlı diye tanıtır. Bir Hristiyan “imanlıyım” diyorsa “ben isevi’yim” demek istiyordur.

Evliliğinize geldiğimizde hayat arkadaşın Sayın Senem EKENER Hanım için neler söylemek istersin? 

Haaaaa! Asıl senin konuna geldik sanırım. Senem hanım ile 23 yıllık evliyiz. Bu evlilikten Ege Art isimli ve Amerika’da öğrenim gören bir çocuğumuz var. Buna rağmen Senem hanımdan  “karım””eşim” diye bahsetmek yetmiyor bana. Sanırım sevginin ne olduğunu öğrendikten sonra onu nasıl taze tutman gerektiğini her zaman o sevgi için çaba harcaman gerektiğini de öğreniyorsun. Ben Senem hanımı gerçekten seviyorum. Ve aramızdaki bu sevgiyi daha çok seviyorum.

Baba olmak sence nasıl bir duygu? EgeArt nasıl bir evlat?

Baba olmayı biz yüce yaratandan öğrenmeye çalışıyoruz. Hristiyanlar Tanrı’ya baba diye hitap eder. Ve O bizlere nasıl davranıyorsa biz de çocuklarımıza aynı özeni göstermeye gayret ediyoruz. Bunun sonucunda da bir babanın görmek isteyip gurur duyacağı çocuklar yetişiyor. Ege Art böyle bir çocuk. 4 yıldır Amerika’da eğitim gördüğünden onu çok özlüyoruz. Ve sevginin ürünü olduğundan hayata ve hayat dışına güveni ve bilgisi tam bir çocuktur diyebilirim.

Ben sanatçı doğulur diyenlerdenim. Bu işte genetiğe inananlardanım. Geniş ailen de senin gibi çok yönlü müdür? Bayrağı devredeceğin ya da hâlihazırda bayrağı elinde taşıyan Melihler görebilecek miyiz?

Sanatçı doğulur doğru bir tanımdır ve bu her doğan için geçerlidir. Her çocuk sanatçıdır. Kötü resim yapan, detone ağlayan, çamurdan köfte yapmayan, evcilik, kovboyculuk oynamayan çocuk yoktur. Yani her çocuğun çipinde sanatçılık vardır. Büyüdükçe çevre ve kültürler aracılığıyla törpülenirler ve sanatı seçtiklerinde çocukluklarını hatırlamaları yeterli olacaktır.

Ailemde benden başka ağabeyim Mesut Ekener karikatür sanatçısıdır. Uzun yıllar Gırgır Fırt Çarşaf gibi mizah dergilerinde çizerlik ve yöneticilik yapmıştır. Ama babamızın mesleği kabzımal idi. Yani bunun genlerle bir ilgisi olduğunu sanmıyorum. İstek ve özveri yeterlidir.

Bu arada Melih EKENER ağabeyimin iki tane kitabı var. Kendisinden imzalı olarak hediye almanın haklı sevincini yaşıyorum. BAŞKA DÜNYANIN NİMETLERİ kitabını tek nefeste okuduğumu söyleyebilirim. Altını çizdiğim cümleler geriye dönüp dönüp okunacak türden. Kalemine sağlık ağabeyim. Kitapların için neler söylemek istersin?

Başka Dünyanın Nimetleri kitabı 20 yıllık bir deneyimin ürünüdür. Herkes tarafından okunsun isterim her yazar gibi. Ayrıca yeni tiyatro oyunumun geniş bir açıklaması olan yeni kitabım “YALANCI’NIN HEYBESİ” DE çok yakında okuyucularla buluşacaktır umarım.

Peki, güzel ağabeyim şuan can verdiğin bir tiyatro oyunun, yeni kitap projen var mı? Seni yeniden dizilerde, filmlerde görebilecek miyiz?  Özleyenlerine güzel haberlerin var mı?

Yaklaşık beş sezondur Ali Poyrazoğlu tiyatrosunda oyunculuk yapıyorum. Halen Tamamla Bizi Ey Aşk isimli oyunu sergiliyoruz. Ayrıca bu yıl içinde oynayacağım tek kişilik oyunum “YALANCI” yakın zamanda sahnelerde olacak. Onun dışında sinema ve tv dizilerine zamanım kalmıyor gerçekten.

Köşemde kelimeye karşılık kelime bölümüm var. Söylediğim kelimeler aklında ilk olarak neyi çağrıştırıyorsa kelime ile cevapla ağabeycim. Akla ilk geleni söylediğimiz için eğlenceli yanı da bu oluyor. Hazırsan başlayalım mı?

Alışveriş: Gereksiz

Kış: Depresif mevsim

Futbol: Anlamam

Radyo: Baş tacı

Baba: Tanrı

Sunucu: Zor iş. Hiçbir şeye benzemez.

Temizlik: Hassas.

Kırtasiye: Çok severim

Kahvaltı: Gerekli

Kilise: Evim

Sessizlik: Çok gürültülü

Adalet: Dünyada bulamazsın

Alkış:Mesleğimin ücreti

Kuzen: Baldan tatlı

Dünya Turu: Herkese lazım

Müzik: Dua çeşidi

Covid19: İnsan yapımı

Evcil Hayvan: Yazık yaa

Uyku:Her sorunun çözüldüğü zaman

Motosiklet:İstanbul’da en iyi ulaşım

Kaygı: Olmaması gerekir

Saat: güzel aksesuar

Kutsal: Buradan olmayan

Sahne: Tapınak

Bebe Ruhi: artık DEDE Ruhi

TV: İşim

Sağlık: Zor

Kardeş: Birader

Fobi: Bilmemekten korkum var. Adını bilmiyorum fobinin????

Huzur: Sonunda…

Kitap: Kelimeler, kelimeler, kelimeler (Hamlet)

Araba: Boşa zaman

Verdiğin samimi cevaplar için çok teşekkür ederim Melih ağabey. Köşeme ışık getirdin. Senin gibi insanların sayısı artsın. Artsın ki; dünyanın anlamı çoğalsın. Heybemde bir Melih EKENER de var. Haydi, kalın sağlıcakla…