Merhaba sevgili dostlar;

Ne güzel bir şey hayat. İnsan bağlanıveriyor, kopamıyor bir türlü. Yaşadıkça doyamıyor, hep bir şeyler eksik kalıyor geride.

Sonsuz huzura, ebedi dünyaya ne kadar geç gitsek o kadar mutluyuz bu hayatta.

Akıp gidiyor zaman. Saatler günleri, aylar yılları kovalıyor. Her biri birbirinin tekrarı, an misali gelip geçiyor ömür...

Bir koşuşturma, bir telaş. Devamlı çaba halindeyiz.

Daha ilk nefeste borçluyuz sisteme.

Yaradanı es geçip doğumun bile bedelini koymuşlar.

İnsanoğlu bir dünya kurmuş; yasa, töre, adet diye kendini zincire vurmuş. Adına yaşamak demiş. Debelenip duruyoruz işte...

Var olmayı mal sahibi olmak zannederek, maddeye biçilen değer için didinirken yaşamın değerini yitirmişiz.

Merhum Lidya Kralı Yüce Alyattes mezarında ters dönmüştür inşallah, toprağı bol olsun.

İlk parayı basmış, çok iyi bir şey yapmış.

Bol bol dua alıyor insanlık var oldukça.

Yedi ceddine, ceddi umumuna...

Bitmiyor ki telaşe...

Prangaya vurulmuşuz resmen. Hem yaşarken, hem göçerken. Bu dünyanın bir de öteki tarafı var. Hele ki ne dünya. Cayır cayır ateşler içinde yanarcasına. 

İki dünya için de çalış babam çalış bir ömür boyunca.

Ne zor şey imiş var olmak.Bir mucize misali;

Nerdesin? Hayattayım

Nasılsın? Harikayım...

Yalancı mıyım?