Gün geçtikçe artan taciz ve cinsel istismar ve bunlara bağlı ölüm vakalarının sebeplerinin tespit edilmesi ve bunlara ivedilikle çözümler üretilmesi gerekir iken bu konuda somut adımlar atılmadığını görmek bizleri derinden üzmeye devam ediyor.

Alanında uzmanlaşmış bilim insanlarımızın sesine kulak vermemiz gerekmiyor mu?

Görüşlerini belirten uzmanların da hep altını kalınca çizerek belirttiği gibi "ailede başlayan eğitim" akabinde "okullarda verilen eğitim" ve sosyal etkileşimler çocuklarımızın düşünce yapısının temelini oluşturmaktadır.

Çocuklar doğduğundan itibaren,  cinsiyet ayrımı olmaksızın eşit hak ve özgürlüklere sahip olduğunun bilinciyle büyütülmelidir.

Kadınlara dişi olarak değil evvela insan olarak bakılması gerektiğini çocuklarımıza öğretmeliyiz ki; erkek çocuklar büyüdüklerinde kadınları cinsel obje olarak görmesinler.

Aileler çocuklarına yaşlarına göre ve zamanı geldikçe doğru ve gerekli cinsel bilgileri vermek zorunda olduklarının bilincinde olmalıdırlar.

Üzgünüm ki,  hala küçük çocuklarına özel bölgelerini ve bunlara kimsenin dokunamayacaĝını,  bunlara dokunan olunca nasıl bir tepki vermesi gerektiĝini öĝretmeyen bunları konuşmayı "ayıp" olarak gören anneler-babalar var.

Oysa ki çocuklarımıza en yakın bizler olmalıyız ki çocuğumuz hiç tereddüt etmeden bize her sıkıntısını rahatca anlatabilsin. Herhangi bir aksilikte en başta yavrularımızın canı yanmadan müdahale edebilelim deĝil mi?

Erkek çocuĝu olan annelerin daha duyarlı ve bilinçli olarak davranması gerektiĝini düşünüyorum.Mutlaka sizlerinde duymuş olduĝu beni çok rahatsız eden cümlelerden sizlere bahsetmek istiyorum."Anne bana şu kızı al, ben onu istiyorum." yada "Oĝlum sana şu kızı, kadını alalım mı?" Sanırsınız ki manavdan meyve alıyorlar. Dikkat eder iseniz bu cümleler de kızın ve ailesinin düşüncelerinin hiç bir ehemniyeti yok, erkek tarafı istemişse o iş olur gibi emirvaki bir yaklaşım.var.Bu zihniyetteki insana, kız hayır der ise orada şiddet yada cinsel istismar başlayabiliyor deĝil mi?

Dini kurallarda,toplumsal kurallarda sanki sırf kadınlar içinmiş gibi düşünen bir kesim var.

Bir kadının oturuşuna dikkat etmesini bekleyen eşinin yahut sevgilisinin bacaklarını ayırarak oturması da ayrı bir komedi. Oysa ki cinsiyet ayırt etmeksizin herkesin oturuşuna-kalkışına dikkat etmesi gerekmez mi?

Hele ki şu giyim konusu yok mu neredeyse tüm sapıkların ilk sarıldıkları bahane deĝil mi? Tecavüz sanıkları "Giyimiyle beni tahrik etti,pişmanım" derler. Hadi oradan..! Hep dediĝimi yine yineliyorum. Kundaktaki bebekler, hayvanlar onlarda mı giyimleriyle tahrik ettikleri için tecavüze uĝruyorlar?

Son yıllarda yatılı okullarda, vakıflarda, kurslarda kendilerine emanet edilen erkek çocuklarına bile tecavüz eden alçaklar türedi. Ne acı ki bunları savunan ve ört pas eden vicdansızlar var.

Konuya dair feryat edecek o kadar çok şey var ki, eminim sizlerin de akıllarınızdan neler geldi, geçti değil mi? Biliyorum, neresinden tutup konuşur isek konuşalım yollar hep yüreğimizi sızlatan derin yaralara çıkıyor.

Toplum olarak bananeciliĝi,  bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın mantıĝını terketmeden; toplumsal sorunlarımızı çözemeyeceĝimizin farkındalıĝına varmamız gerekiyor.

Sonrasında yine çözüm eĝitimde ve vicdanda gelip kilitleniyor deĝil mi?

Sevgi ve saygılarımı sunar, esenlikler dilerim.