19 Ağustos 1821 günü Mora Yarımadası'ndaki Navarin şehrinde gerçekleşen katliamda şehrin yaklaşık 3000 kişilik Türk sakini katledildi. Mezalim: Vahşet suçu, tarihsel olarak yasal olarak tanımlanan üç uluslararası soykırım suçu, savaş suçları ve insanlığa karşı suçlar kapsamına giren uluslararası ceza hukukunun ihlalidir.
Yunanlıların Mora Yarımadasında Müslüman halka uyguladıkları katliamda: Tanıkların “tek bir Müslüman kalmayana dek” sürdüğünü bildirdiği vahşetin ardından Mora Yarımadasındaki Türk-Müslüman varlığı son buldu. Avrupa kaynaklarında “Navarin Katliamı” hakkında bilgiler onlarca yıl sonra yayınlandı.
Yunanların, tarihte yer alan gerçekleri unutulmamalıdır.
Tarihçi George Finlay, Phrantzes adlı Yunan bir rahibin katliama tanıklık ettiğini söyledi ve onun anlattıklarından yola çıkarak aşağıdaki tanımı yaptı:
Mermiler ve kılıçlarla yaralanmış kadınlar kaçmak umuduyla denize koştu, bu sırada kasten vuruldular. Kollarında bebekleri olan annelerin kıyafetleri alındı ve tek gizlenme yeri olan denize koştular, suda çömelirken insan olmayan tüfekli askerler tarafından vuruldular. Yunanlar bebekleri annelerinin kollarından aldı ve kayalara vurdu. Üç ve dört yaşlarındaki çocuklar denize atılarak boğuldu. Katliam bittiğinde cesetler ya denize atıldı ya da sahile yığıldı ve bir salgın hastalık tehdidiyle karşı karşıya kalındı.
Evet, Atatürk'ün sayesinde Türk Milleti bunun intikamını aldı Yunanlıdan.
Ancak Türk düşmanlığı bitmedi; çocukların yaka içlerine, kol içlerine yazıldı. Boğaziçi Üniversitesi yönetimi tarafından davet edilen Andreas Tzortis adlı Yunan asıllı İngiliz yazar, Boğaziçi Üniversitesi İslam Araştırmaları Topluluğu'nun toplantısında, Atatürk ve silah arkadaşları için "Şeytanın dostu" açıklaması büyük tepki gördü. Kendi ırkının yaptığı soykırımı örtme gafletinde bulundu. Anlaşılan o ki, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün denize döktüğü dedelerinin acısı hala unutulmamış.
Asıl önemlisi Navarin’de, Kurtuluş Savaşında Türkiye’de, Kıbrıs’ta, yaptıkları savaş suçlarını, Türk düşmanlığını, geçmişte katledilen atalarına rağmen Müslüman neslin gülerek alkışlaması. Düşmanlarının dahi üstün zekâsına saygı duyduğu, dünya liderlerinin övgü ile andığı, Türkiye Cumhuriyetinin kurucusuna hakaretin alkışlanması!
