Fenerbahçe, Samsunspor karşısında iki farklı öne geçtiği maçı 2-2 beraberlikle tamamlayarak bir kez daha taraftarını hayal kırıklığına uğrattı.

Takımın sahadaki performansı ile taraftarın sabrı arasındaki mesafe her geçen gün açılmakta. Fenerbahçe camiasında artan bu gerilim, taraftarın artık "bir bildikleri vardır" söyleminden uzaklaştığının işareti. Maçlar keyif vermiyor, oyuncuların performansı tatmin etmiyor ve sahada oynanan oyun belirsizliklerle dolu.

Mourinho evreni ve gerçeklikten kopuş

Başkan Ali Koç’un kulübe getirdiği “Mourinho evreni” bile taraftarı tatmin etmiyor. Bu evren sanki kıyamete yakın bir zamanda kurulmuş gibi. Fenerbahçe’de taraftarların sabrı tükenmiş durumda ve takımın geleceği belirsiz görünüyor. Ancak bu karamsar tablo bir anda tersine de dönebilir. Rakipler de zayıflayabilir; zira Süper Lig’de genel bir “güç kaybı” yaşanacağı bir gerçek. Bunun yanı sıra, hakem hatalarının futbolun bir parçası haline geldiği bu dönemde, adeta ekmek su gibi normalleşti.

Ali Koç, başkan olarak bir söz verdi: “Söz vermeye gerek kalmadan şampiyon olacağız!” Ancak DNA’sı ile oynanmış bir kulübün bundan sonraki adımlarını öngörmek giderek zorlaşıyor.

Kadronun yanlış kullanımı

Teknik anlamda ise takımın en etkili dönemlerinden tanıdığımız İrfan Can Kahveci, ısrarla ilk 11’de sahaya sürülmüyor. Szymanski'nin isteksiz duruşu ve haftalardır hiçbir katkı sağlamamasına rağmen sahada tutulmasına anlam veremiyorum. Takımda varlığı yeter diyebileceğimiz Osayi, adeta gözden çıkarılmış gibi. Ayrıca, kritik anlarda sol bek ihtiyacı doğduğunda gerçek bir sol bek olan ayıca aidiyet duygularını göz önüne seren Levent Mercan’ın kullanılmaması akıllara durgunluk veriyor. Kötü performans gösteren futbolcular ısrarla sahaya sürülürken, tehlike yaratabilecek isimlere, örneğin Cenk Tosun'a, hiç şans verilmiyor.

İrfan’ın prime dönemindeki performansını yakalamamasına rağmen sürekli kenarda tutulması, Oğuz Aydın gibi geçen sezonun yıldız isimlerine hiç fırsat verilmemesi Fenerbahçe’nin sisteminde derinlemesine bir sorun olduğunu gösteriyor. Takımda maç kazandıracak hamleler yapılmıyor, yanlış tercihler yapılıyor.

Çıkış yolu: Değişim ve cesur adımlar

Takımın performansı ve oyuncu tercihleriyle ilgili belirsizlikler artarken, Fenerbahçe’nin daha cesur adımlar atması şart. Cenk Tosun’un ilk 11’de başlaması bile fark yaratabilir. Ayrıca Levent Mercan gibi ruhuyla oynayabilecek oyunculara şans verilmezse, onların varlığı sorgulanmaya başlanacak. Kadroda büyük bir değişim ve yeniden yapılanma sürecine gidileceği sinyalleri açık. Ancak bu değişiklikler ne kadar etkili olur, onu zaman gösterecek.

Şu aşamada, taraftarın tek dileği, Fenerbahçe'nin DNA’sını tekrar eski haline döndürerek istikrarı yakalaması. Aksi halde, camia için daha fazla hayal kırıklığı kaçınılmaz olacaktır.