Trendyol Süper Lig 17. hafta mücadelesinde Fenerbahçe, Eyüpspor deplasmanından 1-1’lik beraberlikle döndü.
Jose Mourinho yönetimindeki sarı-lacivertliler, kağıt üzerinde favori görünse de, sahadaki tablo takımın pek çok açıdan sınıfta kaldığını ortaya koydu.
Kaleci kalitesi
Eyüpspor’un kalecisi Berke Özer, maçın en parlak yıldızıydı. Süper Lig'de bu sezon 68 kurtarış ve %80.5 kurtarış yüzdesiyle en başarılı kalecilerden biri olan Berke, panter oldu ve duvar ördü. Berke'nin bu başarısı yalnızca bu maçın umudu değil aynı zamanda Türk futbolunun geleceği açısından büyük heyecan uyandırıyor. Fenerbahçe’nin kalesinde ise bu sezon ilk kez görev alan İrfan Can Eğribayat vardı. Ancak Fenerbahçe'de ki asıl sorun kalede değil, sahadaki organizasyon eksikliğindeydi.
Fenerbahçe’nin sahaya dizilişi ve oyuncu seçimleri tartışma konusu olmaya devam ediyor. Mourinho’nun sistemini sahaya yansıtma çabası henüz beklenen sonuçları vermedi. Dzeko ve Nesyri gibi iki önemli ismin aynı anda sahada olması gerekirken, yapılan tercihler bu gücü tam anlamıyla kullanamıyor. Fenerbahçe'nin sahaya dizilimi 3-5-2 şeklinde olmasının büyük avantajı olacağını düşünüyorum. İrfan Can Kahveci’nin form grafiği düşüşte, Szymanski ise sahada varlık gösteremedi. Takımda yalnızca Kostic umut verdi, her ne kadar hatası olsa da Fenerbahçe'de favori göstereceğim başka oyuncu ne yazık ki yok. Öyle ki Kostic umut veriyor desekte onun çabası da Fenerbahçe’yi galibiyete taşımaya yetmedi.
Eyüpspor ise daha dengeli ve mücadeleci bir futbol oynadı. İstekli bir oyun sergileseler de, bu zaman zaman sertliğe dönüştü. Hakem yönetimi ise her iki taraf için de tartışmalıydı. Ancak asıl problem Fenerbahçe’nin sahadaki isteksiz görüntüsüydü. Mourinho’nun maç sonrasında yaptığı açıklamada, futbolcuları hakkında söyledikleri doğru ama problem nasıl çözülecek? Zaten istenilen tüm oyuncular alınmadı mı? Bu isteksiz takımı kim kurdu?
Maximin bu maçta benim için büyük bir hayal kırıklığı oldu. Öyle ki spikerin "Tayfur Maximin mücadelesini Tayfur kazanıyor" cümlesini duymak maçın sonucu ile aynı etkiyi sağladı.
Bu sezon Fenerbahçe’nin Süper Lig'deki üst sıralardaki takımlara karşı galibiyet alamamış olması, şampiyonluk yarışında ciddi bir sorun yaratıyor. Ligin ikinci yarısı çok daha zorlu geçecek ve Mourinho’nun liderliğinde bu tabloyu tersine çevirmek için radikal değişiklikler şart.
Aidiyet duygusundan yoksun oyuncularla başarı mümkün değil. Fenerbahçe’nin saha içi kaosu, langırt oynarken kolları rastgele çevirdiğiniz o anlara benziyor: düzensiz, kontrolsüz, ve plansız. Bu düzenin değişmesi şart, aksi takdirde sezon sonu hayal kırıklığı olmaktan öteye geçemez.
Son Söz: Fenerbahçe, bireysel parlamalarla değil, takım ruhuyla başarıyı yakalayabilir. Mourinho’nun sistemi zaman alabilir. Sarı-Lacivertli ekip sezon sonunda hayal kırıklığı yaşamamak için bir an önce hem saha içi hem de saha dışı sorunları çözmek zorunda.