Yazar metinde, “matrix'e uyanmak” şeklinde çok güzel bir ifade kullanmış. Yani, şuurumuzu felç etme gayretinde olan bu melun sarmalın farkına varmak! Yine yazarın vurucu ifadesi ile ‘bireysel cihadın başlatılması’ söylemi var. Farkındalık ile cihadın başlamasını eşleştirmiş, birlikte okumuş. “Sosyo-Matrix’in sakinleri, bulundukları mahallin ne kadar farkındalarsa; cihat bilincini de o derece oluşturabilirler.” demiş. 

  Peki “matrix” sadece bizim çağımızın gerçeklerinden biri mi? Acaba geçmiş devirlerin böyle bir sorunu yok muydu? “Matrix”le mücadele, “Büyük Cihat” olarak ifade bulmuşsa; ona bugünün bir gerçeği denilebilir mi! Fakat esasen bugün bu cihat; daha fazla, daha farklı ve daha zorlu boyutlarda mücadele gerektiriyor.

“Ne trajiktir ki; 'matrix'te olduğundan bîhaber şizofrenik bilinçler' olarak elbirliğiyle inşâ ettiğimiz bu devasa öğütücünün temel yakıtı da biziz..! 'Süflî' olanın 'âlî', âlî olanın da süflî olarak algılandığı böylesi kaygan ve kaypak bir düzlemde; 'Sosyo-Matrix' dediğimiz 'Enigmatik Çağ’ın göbeğindeyiz artık!” 

Matrix tüm çağların sorunu ama özellikle kavramların içinin boşaltıldığı, değer kaybının yaşandığı, post-modern çağ olarak tabir edilen bu zaman diliminde gücünü arttırmış; silahlarını çeşitlendirmiş durumda. Yazarın tespitlerine göre; İslâmî terminolojide “ahir zaman” olarak tanımlanan bu karanlık çağa “Enigmatik Çağ” adı veriliyor. Sosyo-Matrix’in bugünkü hayat sahası, zemini olan “Enigmatik Çağ”ın iki büyük silahı var. Sosyal medya ve siber zemin. Esasen Arap Baharı sürecinde ne denli etkili olduğu da görüldü. 

Bu devrin bir diğer sorunu, bilginin hızlı bir şekilde yer değiştirmesidir. Kafamızdaki bilgi şeması çok kısa bir sürede eriyip gitmiştir ve inanç, değer sistemleri dumura uğramış insanların yaratması halini almıştır. Bilgi, hızlı üretilip tüketilme gerçeği karşısında; geleneğimizin en önemli mefhumlarından biri olan “irfan” ortadan kalkmıştır. Halbuki bizi biz yapan medeniyetimizin temeli olan şey; bilginin amel planında kullanılıp, derin bir bakış kazandırmasıdır. Yani bizim bilgi ile olan münasebetimiz, sadece faydacılıktan ibaret olamaz. 

Enigmatik Çağ; muamma, bilinmezlik ve anlaşılmazlık gibi kelimelerle yan yana gelen kaotik halin adıdır. Bu çağda insanların dünyaya dair yoğun planları ve günlük hayatını boşluksuz dolduracakları meşguliyetleri vardır. Tüm bu sebepler yan yana geldiğinde, bu çağın insanının hakikat ekseninde istikamet belirlemesi çok zor olacaktır. “Enigmatik Çağ” kavramını bizde ilk dile getiren Rahmetli Aytunç Altındal olmuştur. Kendisi, bize sahih olarak bildirilen bir bilginin belirli bir süre sonra manipülasyon olduğu yönündeki tartışmaların gündeme geleceğine vurgu yapmıştır.

Tüm bu kargaşa ortamını çağın getirdikleri olarak yorumlamak ve arkasında karanlık güçlerin olduğu fikrini düşünmemek; sadece ahmaklık değil, aynı zamanda ihanettir. Matrix’in hedefinde bulunan kendine yabancılaşmış, kimliğinden kopmuş, mankurtlaşmış insanı, toplumu, hatta insanlığı görmemek; her şeyden evvel inancımıza ve kültürümüze ihanettir. 

Buhran çağının farkında olmak, matrix sarmalını tanımak, ciddi bir mücadele vermek, yani cihat etmek; her Müslüman için farzdır. Yazarın deyimiyle, “Hem sosyal hem de bireysel planda süflî frekanslarda boğulup aslî yolumuzdan olmamız’ için, küresel matematiğin bilindik kurguları üzerinden dayatılan türlü ‘matrix’ paketlerini açmadan evvel; kendi ‘öz’ kartalımızı bir havalandırmamız gerekir önce!”