Malezya Televizyonu birinci kanalında 'Dünya' isimli programda Türkiye tartışıldı. Syahbudin Abdullah'ın hazırladığı Jessican Ong sunduğu 'Dünya' isimli programında Türkiye uzmanı Prof.Dr.Muhammed Rıdvan Osman konuk oldu. Geçen Pazar günü bir saat süren programda 'Laiklik ve başörtüsü' konu başlığında; Türkiye'deki laiklik, uygulaması ve başörtüsü konusu emine boyuna tartışıldı. Program içinde cep telefonu yoluyla programa katılan izleyicilerden 'Türkiye'de başörtüsü serbest olsun mu?" sorusuna katılanların yüzde 94'ü, başörtüsünün özgür olması yönünde görüş belirttiler. Programda Türkiye'nin tarihi, kültürü ve günlük yaşantı ile ilgili görüntüler ekrana geldi. Türkiye Cumhuriyet'inin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün eşi Latife Hanım'ın başörtülü fotoğrafı ekrana getirilerek bugünkü uygulamanın Atatürk ilkelerine sığmadığı vurgulandı. Programda Prof.Dr.Rıdvan Osman, YÖK başkanı Profesör Yusuf Ziya Özcan'ın ve başbakan başdanışmanı Prof.Dr.Ahmet Davutoğlu'nun Malezya'da başarılı birer akademisyen olarak çalıştıklarına dikkat çekti. Dünya programında Türkiye'nin tarihi ve özellikle İstanbul'daki cami görüntüleri yen aldı. Ardından İstanbul üniversitesinde geçtiğimiz ay yapılan başörtülü öğrencilerinin gösterileri ekrana geldi. Programda konuşan Prof.Dr.Muhammed Rıdvan Osman, Türkiye'deki laikliğinin Avrupa'daki laikliğe benzemediğini, Avrupa üniversitelerinin hiç birinde başörtüsüne herhangi bir yasaklama olmadığı halde Türkiye'de böyle bir durumun olması başka bazı soruları gündeme getirdiğini söyledi. Prof.Rıdvan Osman; "Türkiye'deki bazı elit ve laiklerin aslında İslam ile sorunları olduğu kanaatindeyim. İslami bir buyruk olan başörtüsünün siyasi simge gibi düşünüp yasaklama getirmek isteyen aydın örneğinin başka ülkelerde örneğini görmek mümkün değildir. Bu durumu başörtüsü karşıtı akademik arkadaşlarına sorduğunda yeterli ve tatmin edeci cevap alamadım. Türkiye'nin bölgede çok önemli ve büyük bir ülkedir. Tarihi geçmişi ve potansiyel gücü ileride de büyük ve güçlü bir ülke olacağı görüntüsü veriyor. Halkının yüzde 99'un Müslüman bir ülkede başörtüsü sorunun olmasının ülkenin yararına olmadığını düşünüyorum." Türkiye'de yapılan anketlerde başörtüsü yasağının tasvip edilmediğini belirten Prof.Dr.Rıdvan Osman, bu yasağın kalkmış olmasının önemli bir gelişme olduğunu belirtti. Malezya'da gün geçmiyor ki, Türkiye'den basın ve yayın bahsetmesin. Çok yakından takip ediyorlar. Malezya'da Türkiye'nin çok iyi bir yeri var. Türk dendiği zaman ayrı bir saygı gösteriyorlar. Türk silahlı kuvvetlerinin Kuzey Irak'a hareket başlatması Malay medyasında yine geniş yer buldu. Televizyon ve gazeteler olaya geniş ver yerdiler. İslam ülkeleri arasında Türkiye'nin Malezya için yeri gerçekten bambaşka. Türkiye'ye gidip gelenlerde memnuniyetlerini ifade ediyorlar. Kiminle konuşsam Sultan Ahmet Camisi ve Süleymaniye Camisini soruyorlar. Hatta Malezya'da bu iki camiinin mimarını örnek alarak çeşitli yerlerde camiler inşa etmişler. Bunlardan biri de Kristal Cami adında geçen ay Tiringano vilayetinde ibadete açılan cami. Türkiye'nin adının iyi olmasında büyükelçiliğin, Türk okulunun, Türk esnaf ve öğrencilerinin büyük etkisi olduğu şüphe götürmez bir gerçek. Türk Büyükelçiliğinin verdiği bilgiye göre Malezya'da yaşayan 700 civarında Türk var. Bunların 50'si ticaretle iştigal ediyor. Esnafların çoğu tekstil üzerine çalışıyorlar. 100 kadarı çeşitli üniversitelerde okuyan öğrenci. Türkiye'den gelen 50 öğrenci başörtüsü mağduru, diğerleri ise erkek öğrencilerden oluşuyor. Malezya'da görev yapan öğretim üyesi sayısı ise bir elin parmakları geçmez. Malaylarla evli olan 30 kadar Türk var. Bu nedenle Türklerle evlenmek isteyen çok sayıda Malay var desem mübalağa olmaz. Türkler Malezya'da gerçekten bir marka olmuş. Yaptıkları iş ve gösterdikleri tavırla burada bizi iyi temsil ediyorlar. Yani Malezya'da iyi bir yerimiz varsa bu ülkede bizi iyi temsil edenlerle birlikte tarihi geçmişimizin büyük rolü var. Malezya gençleri İngiliz ligini yakından takip ediyorlar. Cumartesi ve Pazar günleri maçları naklen izliyorlar. Türkiye dendiğinde hepsi Galatasaray, Fenerbahçe ve Beşiktaş takımlarını biliyorlar. Hakan Şükür, Hasan Şaş, Emre, Tuncay ve Nihat'ı tanıyorlar. Hatta Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün Beşiktaşlı ve Başbakan Tayip Erdoğan'ın Fenerbahçeli olduğunu bile biliyorlar. Herhangi esnafla sohbet ettiğinizde, taksiye bindiğinizde ve devlet memurlarıyla konuştuğunuzda Türkiye ve Türklere karşı büyük bir ilginin olduğunu görüyorsunuz. Malezya 12. genel seçimlere 8 Mart 2008'de hazırlanırken, kardeş ülke Türkiye'yi yakından izliyorlar. Türkiye onlar için gerçekten çok önemli ve örnek bir ülke. Türkiye'de her ne kadar bazı elit ve aydının Malezya'ya karşı menfi tavırları olsa da, onlar Türkleri gerçekten seviyorlar. Dileğimiz bu sevginin karşılıklı olarak gelişerek devam etmesi ve bunun ekonomik ve sosyal alanda da kendini göstermesidir.