RÖPORTAJ: Habib BABAR

Leyla Somer, Türk Sineması’nın sarışın bombalarından… Filmleri ve muhteşem sahne performansıyla bir döneme damga vurdu… Cüneyt Arkın, Ferdi Tayfur, Gökhan Güney başta olmak üzere birçok ünlü isim ile başrol oynadı…  14 Ağustos 1989'u 15 Ağustos'a bağlayan gece, Adana Pozantı ilçesinde boşandığı eşi Halis Serbes tarafından kurşunlanarak öldürülen Bergen’in ismini zikredince gözleri dolan Leyla Somer, ‘Benim can dostum biricik arkadaşımdı.

Öldürülmeden bir gün önce birlikteydik. Ne yazık ki o da erkek terörüne kurban gitti. Onu öldüren kocası cinayetten aylar sonra sahne yaptığım mekana gelmişti. Sahnede onunla göz göze geldim… Arkadaşımın katili karşımdaydı. Ne yapacağımı şaşırdım’ diyor…Yeşilçam’ın güzel oyuncusu Somer, bugüne kadar konuşmadıklarını dobra dobra anlattı. Haydi buyurun keyifli sohbetimize…

BERGEN İLE İYİ 2 ARKADAŞTINIZ ÖLÜDÜRLMEDEN KAÇ GÜN ÖNCE GÖRÜŞTÜNÜZ?

Ahhh Habib beyciğim ahhh… Bergen’in ismini duyunca inanın çok üzülüyorum… Samsun Fuarı’nda aynı kadrodaydık. Her gün Halis Serbes telefonla arıyor, not bırakıyordu. Yani orada bile kadıncağızın kabusu olmuştu. Fuar bitmiş Samsun’dan ayrılmıştım. Ben İstanbul’a haraket etmiştim O ‘da  annesi Necla abla ile Mersin’e gidecekti. İstanbul’a varmadan canım arkadaşımın öldürüldüğü haberini aldım. Çok acı bir olay çok… Hayatının baharında henüz 29 yaşındayken kocası tarafından acımasızca katledildi.. Bergen’in öldürülmeden 10 gün önce doğum günü kutladık. Ve öldürülmeden bir gün önce görüştük. Canım arkadaşımı son görüşmemiz oldu. (Gözleri doluyor…) Onun ölümüne çok üzülmüştüm. İnanın günlerce kendime gelememiştim. Hayat dolu bir insandı. Sonu böyle olmamalıydı… Doğum gününde boynunda boynunda kelebekli bir gerdanlık vardı, kolyenin çok güzel olduğunu ve ona çok yakıştığını söylemiştim. O gerdanını çıkararak, ne kadar ısrar ettiysem zorla bana verdi.Onun sıkça kullandığı bir söz vardı ‘Eğer almasan ölümü ye’ demişti. O kolyeyi İbrahim Tatlıses’in kartviziti gibi en iyi yerde saklıyorum. O canım arkadaşım Bergen’in  hediyesiydi bana..

KOCASI RAHATSIZ EDİYOR MUYDU?

Mersin’de sahneye çıkıyordum. Benim kulisin kapısı çaldı. Kapıyı açtım karşımda Bergen duruyordu. Korkudan tir tir titriyordu. Onu içeriye aldım. Bana ‘Seni dinlemeye geliyordum. Halis beni takip ediyor. Bıktım bu adamdan ya o beni, ya da ben onu öldüreceğim’ demişti. Onu teselli ettim. Sonra programa başladım. Ona da birkaç şarkı okutmuştum.

BERGEN’İN KATİLİ KOCASI KARŞIMDA UTURUYORDU

CİNAYETTEN SONRA EŞİNİ GÖRDÜNÜZ MÜ HİÇ?

Cinayetten aylar sonra gördüm tabi ki… Bergen’in katledilmesinden sonra bu adama ağzımdan geleni sayıyordum. O dönemin gazeteleri ‘Katil’ sözümü manşete taşıyordu. Bu adam ile ilgili açıklamalarıma geniş yer veriyordu. Neyse Adana’da sahneye çıkıyordum. Gazino çalışanları Halis Serbes’in 20 kişi ile mekana geldiğini söylediler. İşletmecilere ‘Ne olursa olsun sahneye çıkacağım’dedim. Hakkında sürekli olumsuz açıklamalar yaptığım ‘Katil’ dediğim adamın oraya geliş sebebini bilmeden korku içinde sahneye çıktım. Çalışanlar sahne etrafında resmen duvar olmuştu. Herkes tedirgindi… Sahnede şampanyalar patlıyor, teşekkürlerimi sunuyordum O ‘da şampanya patlattı. Ona teşekkür etmedim. Yerler çiçekler serptiriyor sahneye çiçekler gönderiyordu… Oturduğu masaya ilerledim. Kulağına ‘Nasıl kıydın, nasıl’dedim. Kafasını aşağıya eğerek  sadece ‘Üzgünüm’diyebildi. Onun o dönem kısa süreli ceza evine girip çıkmasına da şaşırmıştım. Düşünsenize Bergen'i 6 kurşun ile öldürdü. 15 yıl hapis cezası ile yargılansa da aldığı ceza sadece 7 ay oldu. 7 ay hapis yatmasının ardından 1990 yılında serbest bırakıldı. Çok acı bir durum… Yani ne olduysa genç bir kadına oldu. Diyeceğim tek şey kadına kalkan eller kırılsın. Savunmasız kadınları öldürmek adamlık değil. Haberleri izledikçe sinirleniyorum. Her gün bir kadın cinayeti ve sudan sebepler… Yazık gerçekten çok yazık… Bergen’de bu teröre kurban gitti.

PEKİ ÇOCUK GELİNLER İÇİN NELER SÖYLEYECEK SİNİZ?

Veganların aklında bir soru; Hayvan Hapishaneleri Ne Olacak? Veganların aklında bir soru; Hayvan Hapishaneleri Ne Olacak?

Kesinlikle çok karşıyım. Çocuğun çocuğu olamaz… Çocuklarımız okumalı, ekonomik özgürlüğünü eline almalı. Benim rahmetli canım annem de çocuk gelindi.Derler ya ön tekerlek nereye giderse arka da oraya gider diye. Ben de çocuk gelin oldum.Ben de 16 yaşında evlendim. Bu evlilikten erkek çocuğum dünyaya geldi. Yani çocuk yaşta çocuğum oldu 16-17 yaşında… Çünkü bilinçsizdim, çocuk gelindim. Annem ben daha karnındayken babamdan ayrılmış. Ayrılmak zorunda kalmış. Baba sevgisinden uzak büyüdüm. Hiç baba sevgisi bilmiyorum. Durum böyle olunca da evlendirildim. Bu evlilikten çocuğum oldu. İyi ki de olmuş. Hayat biçimim yaşama sebebim o…Evladıma çok düşkünüm.

YEŞİLÇAM SİZCE DE VEFASIZ MI?

Evet kesinlikle çok vefasız… Maalesef insanlar da çok vefasız. Dostluklar arkadaşlıklar yok olmuş, her şey para olmuş, her şey maddiyat olmuş. O kadar çok üzülüyorum ki anlatamam. O nedenle içime kapandım. Sadece sokak hayvanlarıyla ilgileniyorum. Onları doyuruyor ve besliyorum. Yürüyüşlere katılıyorum. Araştırmalar yapıyor, tedavilerini yaptırıyorum. Tamamıyla kendimi sokak hayvanlarına adadım. İnsanlardan uzaklaştım çünkü, görüyorum ki insanlar çok vefasız. He rşey menfaata dönmüş. Zamanında benim telefonlarım susmazdı ‘Aman Leyla hanım beni de dizi de oynat. Ya da sahne aldığın yere beni de çıkar’ diyen o insanların hiç biri yok. Hiç biri arayıp sormuyor.

Çok acımasız bir zamandayız. Çok kırgınım insanlara, çok kırgınım hayata. Bizim dönemimizde sponsorluk olayı yoktu. Kıyafetlerimizi, kuaförlerimizi, makyajımızı, yolumuzu yani anlayacağınız her şeyimizi kendimiz gideriyorduk. Sinemadan kazanmadım değil, para kazandım tabi ki. Ancak zengin bir sevgili edinmedim, arkama güçlü bir adam almadım. Starlarla savaşıyordum. O nedenle en iyi sahne kıyafetini alıp giymek zorundaydım. Kuaförüm hep yanımdaydı. Çok iyi olmak zorundaydım. Çok iyi giyinmek zorundaydım. Çok şık olmak zorundaydım. Ayakkabılarımı ya yurt dışından, ya da en iyi mağazadan almak zorundaydım. Kazandığım paralardan çoğu bunlara gidiyordu. 

BERGEN İLE İLGİLİ BİR ANINIZI BİZİMLE PAYLAŞMAK İSTER MİSİNİZ?

Bergen ile sahne aldığımız gazinoda kulislerimiz yan yanaydı. Kulisine gidip kapısını çaldım ‘Bana bir dakika’dedi. Onun bir dakika sözünü dinlemeden içeriye girdim. Bergen’in her kıyafetinin renginde göz bandı vardı. O göz bandını takacaktı, yanımda takmak istemiyordu. Ona ‘Biz arkadaşız neden çekiniyorsun bandajını değiştir’dedim. Ne kadar ısrar ettiysem kabul etmedi ‘Benim o halimi görsen korkarsın. Sadece annem gördü. Lütfen ısrar etme’demişti. Çok üzülmüştüm onun o durumuna.

İBRAHİM TATLISES BANA EVLİLİK TEKLİF ETTİ

BİZE HİÇ UNUTAMADIĞINIZ BİR ANINIZI ANLATIR MISINIZ?

O dönemler Ankara Başkent Gazinosu’nda İbrahim Tatlıses, Bülent Ersoy ben ve alt kadromuz sahneye çıkıyoruz. Gazino ile 2,5 ay gibi bir mukavele yapmıştık. Tarih 1 Nisan’ı gösteriyordu. Benim İbrahim Tatlıses ile odalarımız karşı karşıyaydı. Yanımdaki yardımcıma ‘Git İbrahim beye biz cüzdanımızı evde unuttuk yanımızda para yok bir yol parası verir misiniz’de al cüzdanını Nisan 1 de ve kaç ‘dedim. Gidip dediklerimi yapmış İbrahim bey  bizim istediğimizin 10 katı fazlasını vermiş. Arkadaşa kızdım ‘Neden bu kadar çok para aldın git geri ver’dedim. Arkadaş parayı geri götürmüş İbrahim bey parayı geri almamış. İbrahim beyin eli boldur, cömert biridir. İbrahim bey 1 Nisan şakası yaptığımızı anlayınca kulisimize doğru gelmeye başladı. Biz kapıyı kapattık. ’Siz bana böyle bir şakayı nasıl yaparsınız’ diyerek kapıya vurmaya başladı. 

PEKİ SONRA NE OLDU?

(Kahkaha atmaya başlıyor…) Ne mi oldu… Gülmeye devam ediyor… O şakadan sonra sahneye çıktım. Sahnem bittikten sonra otele döndüm. Olaydan bir gün sonra yani 2 Nisan’da yine sahneye çıktım programım bittikten sonra gelen çiçekleri okuyorum. Onların içinde muhteşem bir çiçek var.Kartı okudum kartta ‘Benimle evlenir misin, hemen karar verme. İbrahim Tatlıses, Dip not’ta arkayı çevir diyordu, kartı çevirdim ‘Nisan 2’ diye yazıyordu. Gülmeye başladık.. İbrahim bey perdenin arkasından bana bakıp gülüyordu… ‘İbrahim bey 2 Nisan’ı sizden duyuyorum. 2 Nisan şakası yok ki’dedim. O’da ‘Bu da benim ilkim olsun. İntikamımı almasaydım uyuyamazdım’ demiş ve gülmeye başlamıştı.