Son zamanlarda şüphesiz ki en büyük sorunlardan birisi küresel ısınmadır.

İnsanlar tarafından atmosfere salınan gazların sera etkisi yaratması sonucu dünya yüzeyinde sıcaklık git gide artıyor. Son dönemde insan türü dünyayı o kadar fazla etkisi altına aldı ki bir türü yaratabilir ya da diğer türün sonunu getirebilir konuma geldi.  Küresel ısınma sonucunda dünyanın bazı bölgelerinde seller, kasırgaların şiddeti artıyor.  Durumun şiddetinin farkında değiliz. Sıcak suda kaynar gibi kaynıyoruz.  Bu değişikliğe dayanamayan bitki ve hayvan türleri de tamamen değişip zamanla yok oluyor.  Küresel ısınma veya iklim değişikliği dünyamızın ilk defa karşılaştığı bir durum değil ancak artık eskisine göre  her şey çok daha hızlı gelişiyor. Bilim insanları küresel ısınmadan en fazla etkilenecek ülkelerden birinde Türkiye olduğunu dile getiriyor. Yaşanacak en önemli felaketlerin başında kuraklık geliyor. Dünyamız kendisine zaman zaman format atıyor yine de bu şimdi ki durumu kurtarmıyor. Dünya zaman zaman soğuma dönemlerini düzensiz tekrar etmiştir.  Soğukların gelmesi bir nesilin güneş sıcağının nasıl olduğunu bilmeden yaşamasına neden olacak. Bazı bilim adamları ise kar yağmasının belli bir süre masallara karışacağını söylüyor. Bir nesil hiçbir zaman kar göremeyecek eski fotoğraflardan bakıp kar yağmasının nasıl mümkün olduğunu düşünecek. Belki bir çocuk kar küresini eline alıp ne olduğunu saatlerce düşünecek. Düşen kar tanelerin yeryüzüne indiği söylendiği zaman yüzü şaşkınlık ifadesine bürünecek. 

Peki bu durumun nasıl önüne geçebiliriz? 

Küresel ısınmayı önlemek için en büyük etken nüfus sayısı fazla olan ülkelerin çalışmalar yapmasıdır. Bireysel olarak bize büyük sorumluluklar düşüyor. Ağaç dikmek, Enerjiden tasarruf etmek, Elektrikleri aletlerin düğmesinden kapatmak, Güneş enerjisi kullanmak gibi örneklerin devamlılığını nesilden nesile aktarırsak kötü senaryoların önüne geçebiliriz. Durum ciddi ama yapabilecek şeyler var. 

Stephen Hawking dünyadaki yaşama dair en büyük tehditlerden biri olarak iklim değişikliğini düşünmüştü ve bu yüzden ABD’nin Paris Anlaşması’ndan çekilmesine dair endişelerini de şu şekilde açıklamıştı:

“Geri döndürülmez noktaya çok yakınız. Trump’ın bu eylemi Dünya’nın 250 derece sıcaklıkta ve asit yağmurlarının olduğu Venüs’e benzemesine giden yolu açabilir.” 

Hawking’e göre insanlığı Dünya’dan silecek; göktaşı çarpması gibi kozmik olayların yanı sıra yapay zeka, iklim değişikliği, virüsler veya nükleer savaş gibi olaylardan kaçmak mümkün değildi.  

İnsan olarak yapabileceklerimiz bu kadar fazlayken işin önem sırasını karıştırıyoruz. Bir yerde yangın çıkıyor ve o yangını söndürmek yerine yangını kimin çıkardığını bulmak için zaman kaybediyoruz. Artık doğayı o kadar fazla kullanıp tükettik ki doğanın attığı çığlıkları duyamıyoruz. Ya küresel ısınmaysa onu yakan? Ya bilinçsizce kestiğimiz ağaçlarsa o yangını çıkartan? Ya dönüşü olmayan noktayı geçtiysek? 

Bu dünya, bu toprak, hava hepimizin geleceğimize dair yaşanabilir bir çevre bizim elimizde.