İnsan çoğu zaman gördüklerinden çok görmek istediklerini yakıştırır karşındakine.  Kendini açıkladığında ise söylediklerinden çok anladığını duyar aslında. Genellikle herkes haklı olduğunu düşünür böyle zamanlarda. Düşünseniz ya gerçekten yüzlerce insan haklıysa ki genelde hep haklı olan sizsinizdir. En çok haksızlık size yapılmıştır. Elbette ki böyle durumlarda kendimizi anlatmamız gerekiyor. Anlatmamız gerekiyor dediysem kalkıp kendimizi en ince ayrıntısına kadar açıklama yapma gereği duymayın. Ben genelde öyle yapıyorum çünkü; bazen söylesem duyacakmış gibi hissediyorum.

Son birkaç aydır her şeyin üstesinden defalarca geçtiğim bir zaman dilimi oldu. Bu yolları geçerken, hep aynı güzergahtan geçtiğimi fark ettim, sol tarafa bir kere bile dönmediğimi ve dahası orayı hiç merak etmediğimi fark ettim. Bazen bunun için oturup dertlendim, eylemsiz kalmayı tercih ettim. Beni çok güçlü hissettiren insanların,  aslında beni ne kadar aşağıya çektiğini, kendime yük olduğunu fark ettim.

Genel hatlarıyla hikayelerimden hep haklı ama hep mağdur çıkmama rağmen olmadı. Bazen kabuğuna çekilmek iyidir, bazen konuşmamak daha iyi hissettirir. Hiçbir şekilde. Hiçbir şey hakkında. Hiç kimseyle. Kaybettikçe ve tehdit edildikçe keskinleşmenin ne demek olduğunu; ama bu keskinliğin kör bir bıçaktan farksız olduğunu biliyorum.  Çekeceksin elini herkesin üstünden; çünkü zaman sana senin haklılığını gösterirken, ancak böyle davranırsan mağdur bırakmaz ve seni öpebilir.