HİZMET EHLİ İŞ ADAMI ALİ POLAT’TAN 36 KİTAPLIK SAĞLIK SETİ

Ali Polat başarılı bir iş adamıdır. İşinden arta kalan zamanlarında, ticârî beklentisi olmaksızın insanlığa faydalı kitaplar hazırlamaktadır. 2017 yılında başladığı,  2019 yılında tamamlayıp yayınladığı eser, çok şık 3 kutunun her birinde 12 adet olmak üzere 36 parçadan oluşmaktadır. Kitaplar; 16,5 X 23,5 santim ölçülerinde kuşe kâğıda renkli olarak basılı 44-152 sayfa arasında değişen hacimlerde ve toplam 2316 sahifedir.

Kitapların birinci baskısı 12.000 adet olarak gerçekleştirilmiş ve Ceza İnfaz Kurumları’na bağlı hapishânelerin, Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kuruluşlarının, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin, Kadın Konuk Evlerinin, Üniversitelerin, Polis Akademisi’nin İl Belediyelerinin, Dînî kuruluşların kütüphânelerine ve (Sokak Çocuklarına Yardım maksadıyla kurulan) Umut Çocukları Derneğine bedelsiz olarak gönderilmektedir.

Ali Polat; insan sağlığına katkı veren, saadetini artıran, uzun ömürlü olmanın yollarını öğreten, insanı kendisine ve mensubu bulunduğu topluma daha faydalı hâle getirecek yolları gösteren ve zengin bir bilgi hazinesi olan bu külliyatı hazırlamaktaki maksadını şöyle açıklıyor: Bu sağlık seti, ulaşabildiğimiz insanlara, bedenlerini tanımalarına ve sağlıklı kalmalarına yardımcı olmak maksadıyla hazırladık. Konuların kolay anlaşılabilir bir dille yazılmasına ve güncel bilgileri içermesine özen gösterdik. Kitapların tamamı kendi dallarında uzman doktorlar yardımı ile derlendi ve onayları alınarak son hâline getirildi.

Kitapların hazırlanmasına katkıda bulunan uzman doktorların ve öğretim üyelerinin, profesörlerin ihtisas sahâları ve isimleri her bir kitabın kapağında belirtilmiş.  Belirtildiğine göre kitaplar Türkçe hazırlanıyor, Azerbaycan Türkçesine, Farsçaya, Rusçaya ve İngilizce ve çevrilip 5 ülkeye gönderiliyor. 

Kitapların hazırlanışında 24 uzmanın katkılarından faydalanılmış. 2. grubun 1, 2, 3, ve 12.; 3. grubun 8, 9, 10 ve 11. kitaplarını Ali Polat hazırlamış.

Kitapların mündericatı hakkında efradını câmi, ağyarını mâni ölçüsünde bile olsa bilgi verebilmek için takımın 37. kitabını yazmak gerekir. Öylesine dopdolu… Bu sebeple yalnızca her bir kitabın isminin verilmesiyle yetinilecektir:    

Birinci Kutu:

1-Rahat Yaşamak İçin: Beynini Tanımak Mecbûriyetindesin.

2-Sinir Sistemimiz Her Şeyimiz

3-Dünyaya Açılan Pencerelerimiz: Göz, Kulak, Burun, Boğaz.

4-Hayat Kaynağımız Kalbimizi, Damarlarımızı ve Lenf Sistemimizi Tanıyalım.

5-Hayatın Başlangıcı Solunum ve Nefes.

6- Dünyanın En Önemli Fabrikası, Laboratuvarı ve Arıtma Sistemi Olan Karaciğerimize ve Şeker Oranını Düzenleyen Pankreasımıza Bir Bakış.

7- Kanımız Canımız.

8-Böbrekler Küçüktür Görevleri Büyüktür.

9-Sindirim Sistemimizi ve Mutluluğumuzu Sağlayan Önemli Organımız Bağırsaklarımızı Tanıyalım.

10-Cildimiz Koruyucumuz ve Güzelliğimiz.

11-Vücudumuzun Hareketini Sağlayan İskelet ve Kaslarımızı Tanıyalım.

12-Bizi Taşıyan Ayaklarımızın Sağlığının Önemi.

İkinci Kutu:

1-Hayat Nefes Nefese: Havanın Önemi ve Doğru Nefes Alma Yöntemleri

2-Hayat Su ile Başlar, Susuzluk ile Son Bulur.

3-Uyuduk da Büyüdük, Uyuduk da Yenilendik, Uyku ve Uykusuzluğun Önemi.

4-Hayat Dengesi: Hareket Kadar Dinginlik ve Sessizlik de Gereklidir.

5-Proteinler: Bedenimizin Yapı Taşları.

6-Karbonhidratların, Şekerlerin Faydaları ve Zararları.

7-Yağlardan Korkmayınız, Yağların Faydaları ve Zararları.

8- Bedenimizdeki 84-86 Mineralin Görevlerini Bilmek Mecbûriyetindeyiz.

9-Vitaminlerin, Hormonların ve Enzimlerin Görevleri.

10-Bağışıklık Sistemimiz Tanıyalım, Sağlıklı Olalım.

11-Vücudumuzu Zehirlerden ve Atıklardan Kurtaralım, Arındıralım / Bedenî ve Ruhî Detoks.

12-Ortak Hayat ve Cinsî Hayat.

Üçüncü Kutu:

1-Hayatın Dördüncü Boyutu: Mâneviyat.

2-Bilinç-Bilinçaltı, İçgüdü ve Hâfızanın Anlamı ve Önemi.

3-Ruh, Ruh Sağlığı ve Zihin Sağlığının Önemi.

4-Hayat Rehberimiz: Şuur, Akıl, Düşünce, Mantık, Fikir.

5-Zekâ ve Zekâ Türleri: Sosyal ve Finans Zekâsı ve Dil Kullanma Yeteneği.

6- Hayatta Felsefenin Önemi ve Güzel Ahlâklı Olmak.

7-Duygular, Hayaller ve Rüyâların Etkileri.

8-Yüz İfâdelerimizi ve Beden Dilimizi Tanıyalım.

9-Ruhî, Sosyal ve Mânevî Sağlığı Destekleyen Tedâviler: Duâ, Bilinçaltı ve Nefes Terapileri, Meditasyon.

10-Rûhî, Sosyal ve Mânevî Sağlığı Destekleyen Tedâviler: Işık, Renk, Ses ve Müzik Terapileri.

11-Rûhî, Sosyal ve Mânevî Sağlığı Destekleyen Tedâviler: Aromaterapi, Masaj Terapisi, Taşlarla Terapi ve Dokunma ve Enerji Şifâcılığı.

12-Mevsimlere Göre Sağlıklı ve Ekonomik Beslenme.

***

Sebil’ kelimesi, Arapça isim olmakla birlikte tatbikatı Türk-İslâm kültürünün ürünüdür. ‘Yol kenarında, bedelsiz olarak su dağıtım yeri’ demektir. Halk arasında; ‘bol ve bedâva’ mânâsında da kullanılır. Ali Polat’ın kitap yayını hizmetlerini yürüttüğü ve ‘Medeniyetler Evi’ olarak adlandırdığı sebilhânede dağıtılan, yalnızca su değildir. İnsan hayatında erişilebilir ve devam ettirilebilir sağlık, huzur, saadet başarı ve uzun ömür sağlayacak bilgiler de sebil gibi dağıtılıyor. Yalnızca teşekkür ve duâ karşılığında…  

MEDENİYETLER EVİ:

Şehit Muhtar Caddesi Nu: 2 Mede Apartmanı Kat: 5, Daire: 7 Taksim, İstanbul.

Telefon: 0.212-609 70 20

Belgegeçer: 0.212-237 88 27 

e-posta. [email protected]  www.hazer.gen.tr 

ALİ POLAT:

1944 yılında İran’ın Tebriz şehrinde doğdu. Azerbaycan kökenli bir ailenin mensubudur. 1964 yılında önce Bakü’ye geçti, daha sonra da Türkiye’ye yerleşti. Erzurum Atatürk Üniversitesi’nden Ziraat Yüksek Mühendisliği Ekonomi bölümünden mezun oldu. Ülkemizde faaliyet gösteren büyük bir sanayi kuruluşunun sâhibidir.

Küçük yaşlardan itibaren babasından dinî ve sosyal eğitim aldı. Çalışarak okudu ve ticâret yaptı. Çeşitli milletlerden binlerce düşünce ve ilim adamının özdeyişlerini kendi özdeyişleriyle birlikte ‘Üç bin Yıllık Birikim’ adlı kitabında topladı. Eserini bütün mahkûmlara ulaştırmak için özel bir gayret gösterdi. Eserleri Azerbaycan'da Azerbaycan Türkçesi, İran’da Farsça ve Türkçe yayımlandı.

Diğer eserlerinden bâzıları: *Ya Ali / Hz. Ali'nin Hayatı, Felsefesi 1555 Hikmetli Sözü (2003), …*Ve Biz (2004), *Ömer Hayyam ve Rubaileri (Kitap ve CD 2008), Bir Damla Su 1. Cilt: Su ve İnsan Sağlığı (2010), Bir Damla Su 2. Cilt: Su ve Hayat (2011), *Bir Damla Su 3: Cilt Su ve Toplum (2012), *Bir damla Su 4: Cilt Ab-ı Hayat (2013), *Medeniyetlerin Buluştuğu Tebriz ve Çevresi (2014), *Tebrizli Bayatılar (2015), *Gençlerin Yaşam Enerjisi: Su (2017).

Ali Polat’ın kitap çalışmaları, genel çerçevede, insanlara fayda sağlayacak şekilde, ağırlıklı olarak sosyal meselelerle alâkalıdır. Çalışma mevzuları, içerdiği bilgiler ve öğretiler açısından, her bireyin kendi hayatında uygulayarak müsbet sonuçlarını görebileceği, aynı zamanda oluşturduğu farkındalıkla, insanın hem kendine hem de çevresine daha faydalı olmasına yardımcı olacak şekilde seçilmiş ve işlenmiştir

Yazarın, bu çalışmaları, gerçekleştirmesindeki temel sebep, fertten başlayarak, toplumu daha bilgili, daha hoşgörülü ve anlayışlı bir noktada görme arzusudur Ali Polat, 2001 yılında ilk derlemesi olan ‘Üç Bin Yıllık Birikim’ kitabı ile yazarlık hayatına başlamış ve 2019 itibariyle, 100’e yakın eseri yayımlanmıştır. Çalışmaları, ticârî maksat gütmeksizin sosyal sorumluluk bilinciyle gerçekleştirilmiştir. 

KUŞBAKIŞI:

SERDAR YAKAR’DAN GÜZEL ÜÇ ESER

MİLLÎ MÜCÂDELE KAHRAMANLARI:

Serdar Yakar’ın 13,5 X 21 santim ölçülerinde, 328 sayfa olarak 2018 yılında yayınlanan eseri, Arslan Oğuzata’nın cümlesiyle başlıyor: ‘Maraş müdâfiî kahraman Maraşlılardır. Bunu başkalarına maletmeye çalışanlar, akan kanın, sönen yuvaların, harap olan evlerin, yağma edilen malların acısını tatmayan nankörlerdir.’

Takdim’ yazısını kaleme alan Hanefi Mahçiçek, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde; ‘Maraşta millî mücâdeleye iştirak etmeyen tek bir fert yoktur.’ Diyor ve Maraş millî mücâdelesinin kahramanlarının saymakla bitirilemeyeceğini belirtiyor.

Serdar Yakar, o sayısız kahramanlardan 127’sini, bulunabilen resimleriyle birlikte hazırladığı kitaba sığdırabilmiş.

Milletler kahramanlarıyla yaşarlar.’ Bu söz, biz Türkler için söylenmiş olsa gerek. Yeryüzünde, kahramanı bizden çok olan millet yoktur. Onların bir kısmı cennetle mükâfatlandırılmış, bir kısmı gazilikle nurlanmıştır. Hepsini anlatabilmek için yüzlerce ciltlik külliyat hazırlamak icap eder.

Bilinmektedir ki kahramanlık yalnız savaşta, vatan müdafaasında kazanılan bir sıfat değildir. Vatanın kalkınmasında, kültür ve iktisat sahâsında, eğitim faaliyetlerinde, kültürümüzün geliştirilmesinde ve öğretilmesinde, târih şuurunun inşa edilmesinde emeği geçen herkes bizim millî kahramanımızdır.

Millet’ diyoruz. Millet dil birliğidir. Dil birliği olmadan insan kalabalıklarını millet hâline getirmek mümkün değildir. Dil birliğini millî hüviyeti ile korumadan millet varlığı devam ettirilemez. Bu maksatla çalışanlar da bizim kahramanlarımızdır. Bu bakımdan kahramanlarımızın tamamı için ansiklopedi hacminde binlerce cilt yazılabilir. Onlara olan minnet borcumuzu, ruhlarına okuyacağımız fâtihalarla birlikte ancak bu şekilde ödeyebiliriz. Kahramanlarımızın bilinmesi, ihtiyaç hâlinde yeni kahramanların yetişmesi, ancak bu şekilde mümkün olabilir.

Batıdan alınmış kelimelerle isimlendirilen sitelerde oturan, İsmi Türkçe olmayan alışveriş merkezlerinde zaman öldüren gençlerimizin bir kısmı; müzik, spor ve magazin yıldızlarının hayatlarını, ikimin kiminle seviyeli birliktelikler (?!) yaşadığını en küçük teferruatıyla biliyorlar. ‘Barbaros Hayreddin Paşa’ adı geçtiğinde ‘O da kim’ diye soruyorlar.

Târih, milletlerin hâfızâsıdır. Kahramanlarımızı anlatan eserler de kültürümüzün temel ve kemer taşlarını teşkil ederler. Bu bakımdan Serder Yakar’ın kahramanlarımızı anlatan bu eseri çok mühimdir. İlk ve ortaokullarda, liselerde yardımcı ders kitabı olarak okutulması gerekir. Kitabı yazana, okuyanlara ve okuduktan sonra her bir kahraman için duâ maksadıyla açılan öpülesi ellere gönül dolusu sevgi ve saygıyla selam olsun.

Eserin devamını diliyorum. Diğer vilâyet ve şehirlerimizde yaşayan kalem erbâbını da bölgelerindeki kahramanları kitap sayfalarında âbideleştirip unutulmazlığa kavuşturmaya dâvet ediyorum.

Bu kitap ve Yedi Güzel Adam, Kahramanmaraş’ın Oniki Şubat İlçe Belediyesi Yayınıdır.

YEDİ GÜZEL ADAM

Kahramanmaraş, Türkiye’nin bütün renklerini sinesinde barındıran, Türkiye’ye renkler ve güzellikler sunan nev’i şahsına münhasır özellikler taşıyan bir vilâyetimizdir. İlk akla gelen özelliği şâirinin edibinin ve muharririnin bolluğudur. Serdar Yakar o bolluklar içinde bir velût kalem erbâbıdır. ‘Yedi Güzel Adam’ olarak anılan Nuri Pakdil (1934- ), Râsim Özdenören (1940- ), Alâeddin Özdenören (1940-2003), Câhit Zarifoğlu (1940-1987), Mehmet Âkif İnan (1940-2000), Erdem Bayazıt (1940-2008) ve Ali Kutlay (1940-2008) şiirleriyle, yazılarıyla, hakkında yazılanlarla Serdar Yakar’ın eserine konu oluyorlar. Fotoğraflarla zenginleştirilen 13,5 X 21 santim ölçülerinde 190 sayfalık eser, Necip Celal Antel (1908-1957) tarafından okunan tangoyu hatırlatıyor: ‘Geçmiş zaman olur ki hayali cihan değer…’

Eserde grubun az bilinen kişisi Ali Kutlay hakkında da bilgi veriliyor:

Türk şiirine yeni bir soluk getiren ‘Yedi Güzel Adam’ TRT’de aynı isimle dizi olarak yayınlandığında magazinleşmiş, ruhu yok edilmiş ve bambaşka bir anlam kazanmıştır. Kazandığı yeni anlam çerçevesinde ‘Yedi Güzel Adam, aynı dönemde liseyi okuyan, henüz 16 yaşında yazarlığa soyunan (Nuri Pakdil hâriç), ilk altı ismi, edebiyatla ilgilenenler yakinen tanır, sever ve okur. Eserlerine her bir kitapçıdan ulaşmak mümkündür. Ne var ki yedinci sırada yer alan isim olan Ali Kutlay meçhul bir isimdir... Bilinmezliklerle doludur. Adı hiçbir eserde yer almaz. Araştırmacılar Maraş nüfus kayıtlarında böyle bir isme ve aynı soy ismi taşıyan herhangi bir aileye ulaşamaz. O’ndan bahseden tek isim Rasim Özdenören’dir. ‘Ali Kutlay, benim hikâye yazmama vesile olan arkadaşımdı’ diyen Rasim Özdenören ile Ali Kutlay Maraş lisesinde sınıf arkadaşıdırlar. Câhit Zarifoğlu, kardeşi Sait Zarifoğlu ve Erdem Bayazıt onlardan bir sınıf geridedir. Alaeddin Özdenören de Ali Kutlay’ın kardeşi Ahmet Kutlay ile aynı sınıftadır.’

O yıllarda aynı sıraları paylaşan yazma heveslisi başka isimler de vardır. Tatlı hâtırâların devamı s: 106-113’ten tâkip edilebilir.

MUSTAFA OKUMUŞ – HAYATI, SANATI VE ESERLERİ:

Serdar Yakar ve Yrd. Doç. Dr. Cavit Polat’ın hazırladığı 13,5 X 21 santim ölçülerinde 230 sayfa hacimli eserde anlatılan Eğitimci-Yazar Mustafa Okumuş, 1932 yılında Kahramanmaraş’ta doğmuş, doğduğu şehrin toprağından, suyundan, havasından ve kültür ortamından etkilenerek sanata ve edebiyata yönelmiş bir seçkin insandır. Kahramanmaraş Kültür ve Sanat Derneği’nin kurucusu, Kahramanmaraş’ın medârı iftiharı, Mart 2019’da 104. Sayısı yayınlanan Alkış Dergisi’nin yazarıdır.

Eserde; Yrd. Doç. Dr. Mehmet Fetih Yanardağ’ın, Kahramanmaraş Belediyesi, Milletlerarası Cumhuriyet Döneminde Maraş Sempozyumu’nda sunduğu ‘Kendimiz Olabilme Erdemi’ Yazarı ve ‘Uzaklara Özlem’ Şâiri Mustafa Okumuş’un Poetikası başlıklı tebliği dikkat çekiyor. Tebliğin ‘sonuç’ bölümü:

Kahramanmaraşlı şâirler listesinde yerini alan Mustafa Okumuş, son dönem Türk edebiyatında kendine has yenilikçi şiir anlayışıyla eserler veren sanatkârlarımızdan birisidir. Şiirlerini sevgi ve insanlık üzerine kuran şâirimiz ‘Kendimiz Olabilme Erdemi’nin şiirini yazmaya çalışmıştır. Şâirin şiir üzerine yazılmış kapsamlı bir yazısı bulunmamakla birlikte bazı dergi ve mahallî gazetelerde yayımlanmış söyleşi ve röportaj türü yazılardan yararlanıp onun poetik görüşlerini ortaya koyup kayıt altına alarak günümüz edebiyatı poetikasına yeni bakış açıları kazandırdık. Her şâirin ayrı bir değer olduğunu ve şiir sanatına kendine has bir yorum getirdiği düşüncesinden hareketle Mustafa Okumuş’un poetikasının da hem şâir açısından hem de bu konuda bir düşüncesi olanlar açısından bir açılımı olduğu kanaatindeyiz.’

Eserin sonraki sayfalarında; Mustafa Okumuş’la alakalı olarak mahallî ve Türkiye genelinde yayın yapan gazetelerde yer alan haberler, Ramazan Avcı, Süleyman Canpolat, Osman Nuri Poyrazoğlu’nun makaleleri; Kenan Onaran’ın, Mehmet Gören’in, Ali Nacar’ın Mustafa Okumuş’la yaptığı röportajlar, eserleri hakkında kaleme alınan yazılar ve Mustafa Okumuş’un yer aldığı fotoğraflar ile Mustafa Okumuş’un makaleler bibliyografyası bulunuyor.

ÇAĞRI YAYINLARI:

Binbirdirek Mahllesi, Binbirdirek Meydanı Sokağı Nu: 3, İletişim Han Nu: 101 Sultanahmet, İstanbul.

Telefon: 0.212-516 20 80 Belgeç: 0.212-516 20 82

e-posta: [email protected]  //  www.cagri.com.tr     

DERKENAR:

ÖYKÜ

Hikâye karşılığı kullanılan bu kelimenin ne olduğu belli değildir. Dilimizin târihî devirlerinde ve bugünkü lehçelerinde böyle bir kelime yoktur. Eski ve yeni hiçbir metinde öykü kelimesine rastlanmamaktadır. Kelimenin etimolojik îzâhını yapmak mümkün değildir. ‘Öykü’ şeklinde bir kelime türetmek için, Türkçede ‘öymek’ veya ‘öykmek’ şeklinde bir fiilin bulunması îcâb eder. Böyle bir fiil de yoktur. Bu kelimenin nasıl teşkil edildiği belli değildir. Belki de hikâye kelimesinin halk ağızlarında aldığı ‘hikye’, ‘hakye’, ‘hekye’, ‘hiyke’ şekillerine benzetilerek yapılmıştır. Dilimizde öykünmek (ağızlarda özgünmek, öykenmek, övkünmek gibi şekilleri de görülmektedir) diye bir fiil varsa da bu, ‘taklid etmek’, ‘birinin söz ve hareketini taklid ederek alay etmek’ mânâsına gelmektedir, hikâye ile bir münâsebeti bulunmamaktadır. Eski Türkçe devresi metinlerinde (meselâ Dîvânü Lügati’t-Türk’te) bir de ‘ötmek = geçmek’ ve ‘ötgünmek = arzetmek, büyüklerden bir dilek istemek’ fiillerinden gelme ‘ötkünç’ kelimesi bulunmakta ise de, bununla da öykü kelimesi arasında bir ilgi kurmak imkânı yoktur. Dilimizde ‘-kü’ ve ‘’ bulunmakla berâber, ‘öymek’ veyâ ‘öylemek’ fiilleri bulunmadığı için, öykü kelimesi ek bakımından değil, kök olarak yanlıştır ve uydurma kelimelerin tipik bir örneğidir.

Prof. Dr. Faruk Kadri Timurtaş: Uydurma Olan ve Olmayan Yeni Kelimeler Sözlüğü. Umur Kitapçılık, İstanbul 1979

KISA KASA… KISA KISA…

1-YETİŞİN ÇOCUKLAR: Prof. Dr. Selçuk Şirin / Doğan Kitap

2-ÇİMEN YAPRAKLARI: Walt Wihitman-Fahri Öz / İş Bankası Kültür Yayınları

3-OSMANLI’DA SON FASIL: Sean McKeekin – Nurettin Elhüseyni / Yapı Kredi Kültür Sanat yayıncılık

4-CENNETTEKİ YERYÜZÜ: Pascal Carnier-Melisa Leclere Muratyan / Kafka Yayınları

5-NASIL STAR OLDULAR: Hakan Gence / Hürriyet Kitap