UEFA Başkanı Ceferin’i de FIFA Başkanı İnfantino’yu da çok sevmem. Çünkü her ikisi de olayları ve ortamı kendi istedikleri gibi manipüle edip, işlerine geldiği gibi yorumlayan futbol adamları.
Dünyanın başına gelen ve dolayısıyla futbol dünyasını da kasıp kavuran Korona virüs belasının başladığı andan itibaren, iki futbol adamı da doğru dürüst bir duruş sergilemiyor.
Bu güne kadar hiç alışagelmemiş bu ekstrem durum karşısında, Avrupa ve dünya futbolunun yönetici konumundaki İnfantino’yu da Ceferin’i de  olabildiğince tutarsız buluyorum. Salgının Avrupa’da büyük yıkım verdiği İtalya ve İspanya’dan başlayarak Almanya, İngiltere ardından tüm kıta ülkelerinin futbol federasyonlarından yükselen seslerin hepsine kulak veren Ceferin’in liglerle ilgili verilecek her karara saygılı olacağını söylemesi tam bir basiretsizlik değil mi?
Bakın, yukarıda da altını çizdiğim gibi, durum pek alışılagelmiş bir şey değil. Burası kesin ancak sonuç itibarıyla FIFA tüm dünya ülkelerinin futbol yapılarının çatı kuruluşu ve de nihai karar noktası. Bu noktada İnfantino ve kurmaylarının toplanarak 2020 – 2021 futbol sezonuna dair bir tavsiye kararı alması daha doğru değil mi? Ya da iki farklı çözüm önerisi ortaya atarsın ve bu iki çözüme dair, her ülke federasyonundan bir seçim yapmasını ister ve sonuçta ortaya çıkan kararı uygularsın.
Örneğin İspanya ve İtalya’nın bu sezonu iptal ettiği kararı aldığını, Almanya’nın halen gelinen noktadaki puan sıralamasıyla ligi tescil ettiğini, Fransa’nın ise, play-off oynattığını varsayalım. Ne olacak şimdi, hangi ortak paydaya ulaşıp, nasıl bir Şampiyonlar Ligi ve UEFA Kupası organizasyonu gerçekleştireceksiniz? Yani sonuçta belirli bir konsensüs sağlanamazsa, ortaya tam bir çorba çıkar ve bu çorbanın kimseye de bir faydası olmaz.
Kesinlikle FIFA’nın tüm ülke federasyonlarına, “Ne düşünüp, neye karar verirseniz verin, Temmuz ayının sonuna kadar liginizin sıralamasını belirleyin” talimatını tebliğ etmesi gerekir.
Ayrıca bir de eklenti yapmak istiyorum. FIFA ve UEFA içinde bulunulan bu özel durum nedeniyle, finansal fair-play kurallarını da bir kez daha gözden geçirmelidir. Yoksa, ağır bir çöküş yaşayan kulüpler zaten enkaz haline gelen ekonomilerini asla düzeltemez ve tuzbuz olmaktan kurtulamazlar. Üstelik, bu gözden geçirme işleminin ivedilikle gerçekleşmesi gerektiğini düşünüyorum.
Hoşçakalın…

Erden AKTOĞU
[email protected]