Vefatının Üçüncü Yıldönümünde
Ord. Prof. Dr. REHA OĞUZ TÜRKKAN VE ESERLERİ-1
REHA OĞUZ TÜRKKAN
Türkçülük idealinin muhteşem çınarı, ideolog, fütürolog, psikolog, antropolog, sosyolog, hukukçu, tarihçi, sosyo etnografyacı, yazar, yayıncı, gazeteci ve işadamı Ord. Prof. Dr. Reha Oğuz Türkan, 18 Ocak 2010 tarihinde İstanbul’da, 90 yaşında Hakk’a yürüdü. Doğumu: İstanbul’un Kadıköy İlçesi’nin Sah-ra-i Cedid Semti’nde, günümüzdeki adı ile Tüccarbaşı bölgesi, 12 Ekim 1920.
Babası, Tapu Kadastro teşkilatının kurucusu ve ilk Genel Müdürü Halit Ziya Türkan, Kastamonu’nun Taşköprü İlçesi’nde nesiller boyu kadılık yapan ve ‘Hacıkadıoğulları’ olarak anılan bir ailenin ferdidir. Oğuzların Bayat Aşireti’ne mensup olduğu bilinmektedir. Annesi Saibe Türkkan. ‘Ehl-i Seyf-kılıç ehli’ olarak anılan, Osmanlı Devleti’nde uç beyi olarak görev yapan bir ailenin kızıdır. Aile, uzun yıllar Priştine ve Pizren’de, devletin ‘tımar’ olarak tahsis ettiği topraklarda yaşadı. Anne tarafının, vatan ve hürriyet şairi Nâmık Kemal ile akrabalığı vardır. 
Türkkan Hoca’nın çocukluğu; İstanbul, Adana, İzmir ve sonra tekrar İstanbul’da geçti. İlkokula 5 yaşında iken Fransız Saint Joseph’te başladı. İlkokul diplomasını buradan aldı. Kabataş Lisesi’nin orta kısmında 2 yıl yatılı okuduktan sonra Galatasaray Lisesi’ne geçti. Babasının tâyini sebebiyle gittiği Ankara’daki Gazi Lisesi’ne kaydoldu. Lise son sınıfta ve 17 yaşında iken hayatının yönünü belirledi. Türklük duyguları, Türk Milliyetçiliği şuuruna dönüştü. 
Lise diplomasını Mayıs 1938’de Gazi Lisesi’nden aldı. 
‘Ülkü ve Hayat’ başlığı ile yazdığı ilk makalesi, Filiz Dergisi’nin 15 Şubat 1938 tarihinde çıkan 3. sayısında yayınlandı. 10 Kasım 1938 tarihinde Gençlik ve Fikir Dergisi Ergenekon’u çıkardı. Derginin başlığı üzerinde; ‘Her şeyin üstünde Türk ırkı’ ibâresi yer alıyordu. Dergi, 10 Şubat 1939 tarihine kadar 4 sayı çıktıktan sonra, mahkeme kararı ile kapatıldı. Kapatma gerekçesi: ‘Türkkan’ imzâsıyla yayınlanan ‘Türkiye’deki Naziler ve Tehlike’ başlıklı yazı ile, her sayıda yer alan ‘Faşizm Tehlikedir.!’ sloganının; ‘Almanya ile dostluğumuzu tehlikeye düşüreceği’ iddiası idi.  Türkkan; Mayıs 1939’da yayın hayatımıza kazandırdığı ‘Her ırkın üstünde Türk ırkı’ ve ‘Türklük ve Türkçülük yolunda gücümüzün bir an bile azaldığını görmeyeceksiniz.!’  sloganlarının yer aldığı Bozkurt Dergisi’ni,  Haziran 1942 dönemine kadar 16 sayı yayınladı. Bu dergide; Nihat Atsız, Peyami Safâ, Zeki Velidî Togan, Hüseyin Nâmık Orkun, Abdülkadir İnan, Sami N. Özerdim, Fethi Tevetoğlu, Mahmut Esat Bozkurt, Orhan Seyfi Orhon, Yusuf Ziya Ortaç, Şâkir Ülkütaşır, Ârif Nihat Asya, Cemal Oğuz Öcal, Osman Atilâ, Mehmet Emin Yurdakul, Hikmet Tanyu ve  Orhan Şaik Gökyay gibi, o dönemde ve sonradan önemli birer isim hâline gelen Türkçü yazarların yazıları yer alıyordu. 
Türkçü ve antikomünist fikirleri sebebiyle 1944 Türkçülük Turancılık Dâvâsı’nın sanıkları arasında mağdur edildi. Tabutlukta 3 gün 4 gece kaldı. Bu dâvâda idam talebiyle yargılandı; 5,5 yıl hapis cezâsına çarptırıldı. Askerî Yargıtay’ın bozma kararından sonra beraat etti.  Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ndeki tahsilini bırakarak Mayıs 1946’da Fransa’ya gidip Sorbon Üniversitesi’nde antropoloji okudu. Sonra Amerika’ya geçti. Üniversiteyi Amerika’da bitirdikten sonra orada 25 yıl kalarak; öğretim üyesi, yazar, yayıncı, işadamı, konferansçı ve öğretim araçları imalatçısı, bilgisayar ve televizyon programcısı, eğitim teknologu, anlayarak hızlı okuma kursları öğretmeni olarak çalışıp emeklilik hakkını kazandıktan sonra 1972 yılında Türkiye’ye döndü. 
Türkiye’de ilk açık öğretim üniversitesi olan Yaykur’un kuruluşunda görev aldı. Kuruluşu tamamladıktan sonra psikoloji dersleri verdi. Boğaziçi ve Hacettepe üniversitelerinde eğitim teknolojisi ve uzaktan eğitim projelerine katıldı. 
Türkçe, Fransızca ve İngilizce dillerinde 3.000’den fazla makalesi, 50’ye yakın kitabı yayınlandı. Vefat ettiği günün öncesinde ‘Arayan Adam’ isimli hayat hikâyesini anlatan kitabın 2. cildi, fütüroloji konulu kitabının yeniden düzenlenerek yayına hazırlanması ve yayınevine teslim edeceği 2 kitabı üzerinde çalışıyordu. 
***
Amerika’daki çalışma hayatı boyunca başarıdan başarıya koşmuş, büyük armağanlara lâyık görülmüş olmasına rağmen, ülkesinin yöneticileri O’nu hiç aramamış, bilgi ve tecrübelerinden yararlanmayı akıllarına getirmemişlerdi. 
Açık öğretim konusunda edindiği tecrübelerden Türk gençlerini yararlandırmak üzere emeklilik hakkını kazanır kazanmaz Türkiye’ye geldi. Geliştirdiği teknolojiyi, uzak şehirlerde oturan, imkânsızlık sebebiyle üniversiteye gidemeyen öğrencilerin istifâdesine açılması projesini Millî Eğitim Bakanlığı’nı kabul ettirdi. Bakanlığın kıt imkânlı, tozlu-soğuk alt katlarında çok sevdiği Türk gençlerine hizmet sundu. Bakanlığın elemanlarını eğitti. Emekli olduktan sonra tamamen yazı hayatına döndü ve kurduğu Türk 2000’ler Vakfı’nda konferanslar, açık oturumlar, geziler düzenledi, Türk Dünyası’nın problemlerine çözümler üretmeye çalıştı. Hayatı boyunca binlerce kişiden işittiği; ‘Ben sizin eserlerinizle, eğitim hizmetlerinizle yetiştim, size minnettarım’ şeklindeki sözleri, en büyük armağanı oldu. 
***
Türkler arasında; 920 yılında İslamiyet’le şereflendikten sonra 16. yüzyılın sonlarına kadar, ‘İnsanların en hayırlısı, insanlığa hizmet edendir.’ Hadis-i Şerifine uyarak çok yönlü ilim adamları yetişti. Farabî; hukuk, felsefe, gramer, tıp, müzik ve ilahiyat konularında eser vermiştir. İbni Sînâ; tıp, felsefe, matematik, fizik, kimya, jeoloji, musiki ve edebiyat alanlarında âlim mertebesinde bilgi sâhibi idi. Kâtip Çelebi; astronomi, coğrafya, İslamiyet, hat sanatı, siyakat, matematik ve tarih ilmine vâkıftı, Türkçeden başka, Arapça, Farsça, Fransızca ve Latince biliyordu. Türkkan Hoca, 17. yüzyıldan beri hasret kaldığımız çok yönlü ilim adamlarından biri idi. Çağdaşları arasında, O’nun kadar farklı alanlarda söz ve bilgi sâhibi olan yok gibidir. 
Ele aldığı her konuyu en ince teferruatına kadar araştırır, kaynaklar arasındaki çelişkili bilgilerin en doğrusunu bulmak için ulaşılabilecek bütün kaynakları tarardı. Yazdıklarını okuyanlar, o kadar detaylı bilgilere ulaşabilmiş olmasına hayret ederler. Sohbetlerini dinleyenlerin hayreti ise kat be kat fazladır. Bildiklerinin tamamını, ‘Bu kadar ince detayla kimse ilgilenmez.’ Diyerek yazıya geçmezdi.
1950’li yıllarda yayınladığı fütüroloji konulu kitabında yazdıklarının pek çoğu aynen gerçekleşmiştir. Tahminlerindeki isâbeti vurgulayarak kitabın içeriğini güncelleştirmek için çalışıyordu. 
Fütürolojiyi, kâhinlik veya falcılık olarak yorumlayanlara, tebessüm ederek yaptığı açıklamalar konuyu matematik kesinliğiyle hâfızalara yerleştiriyordu. O’nun sözlerinde ve yazılarında ‘Acaba şunu mu anlatmak istedi?’ Dedirtecek şüpheye asla yer yoktur. 
Bir tarihçi olarak yalnızca geçmişle ilgilenmiyor, tarihin; geleceği şekillendiren bir ilim olduğunu söylüyordu. Hazırladığı raporlar başlangıçta, ilim çevrelerince hayret ve şüphe ile karşılansa bile, görüşler zamanla takdir ve hayranlığa dönüşüyordu. 
En büyük ideali, Türk milletinin yüksek vasıflarını milletine olduğu kadar dünyaya da anlatmak ve o vasıflara sâhip yeni nesiller yetiştirmekti. rJ0
Yakınında bulunmak şansını elde edebilenler, O’nun ideallerinin gerçekleşmesini büyük ölçüde sağladılar.  Hayatta kalabilseydi, ilerlemiş yaşına rağmen idealleri için çalışmaya devam edecekti. O görev artık kendisinden feyz alanların, kendisini sevenlerindir. 
Türkkan Hocamız, yakın zamanlarda Rahmet-i Rahman’a yolcu ettiğimiz Prof. Dr. Sabahattin Zaim gibi, Ergun Göze gibi, İlhan Ayverdi gibi,  zor doldurulabilecek boşluklar bırakarak kendisine bahşedilen hayatı tamamladı ve gitti. Her kula nasip olmayacak şekilde hizmetlerle dopdolu, mükemmel eserleri insanlığa armağan ederek …
Cenâze törenine katılanlar, haklarını helal ettiler. O’nun, bizler üzerindeki haklarını helal ettirmek sanırım kolay olmayacak. Tek tesellimiz, engin hoşgörüsüdür.               
Yağmurlu bir kış günü, İlahiyat Fakültesi Camii’nden alınarak Zincirlikuyu’daki aile kabristanında toprağa verilen Türk bayrağına sarılı tabutunu binlerce kişi uğurladı. Allah (cc) rahmet eylesin. Aile fertlerinin, sevenlerinin ve tanıyanlarının başı sağ olsun. Mekânı cennet olur inşallah. 
YAYINLANMIŞ ESERLERİNDEN BÂZILARI: 01- Türkçülüğe Giriş (İstanbul, 1940), 02- Irk Muhite Tâbi Midir? (İstanbul, 1941),  03- Race Et Milieu (Paris, 1942), 04- Milliyetçiliğe Doğru (İstanbul, 1943), 05- İleri Türkçülük ve Partiler (İstanbul, 1946), 06- Correlatıon In Twın Psychology (New York, 1951), 07- İçtiğimiz Çay (İstanbul, 1954), 08- Talking Turkey (New York, 1955), 09- Turkısh Literature (New York, 1956), 10- Conditioned Learning (New York, 1964), 11- Turkish National Character (New York, 1971), 12- İkna Psikolojisi (Ankara, 1976), 13- Eğitim Teknolojisi Planı (Ankara, 1976), 14- Türk’ün Dışarıda Kalan Mirası (İstanbul, 1976), 16- Türk Destanları ve Hikâyeler; (6 Cilt. İstanbul, 1977), 17- Öyle Bir Özleyiş Ki (İstanbul, 1977), 18- Tarihimizin Akışı (Ankara, 1979), 19- Biz Kimiz? (İstanbul, 1987), 20- Türk Milliyetçiliğinin Kısa Tarihi (İstanbul, 1987), 21- 21. Yüzyılda Dünya ve Türkiye (İstanbul, 1988), 22- Tabutluktan Gurbete (İstanbul, 1988), 23- Yükselen Milliyetçilik / 21. Yüzyıl Milliyetçiliği (İstanbul, 1995), 24- Kolay Ve İyi Öğrenme Teknikleri (İstanbul, 1996), 25- Kızılderililer Ve Türkler (İstanbul, 1998), 26- Uyuyan Dev / Uyandıracak 9 Proje (Ankara, 2005), 27- Gökşin / Tunç Çağında Aşk (Roman. İstanbul, 2005), 28- Arayan Adam (İstanbul, 2006), 29- Yükselem Milliyetçilik (İstanbul, 2006), 30- Hedefe Doğru (İstanbul, 2006), 31- Türk Dünyası (İstanbul, 2006, 32- Biz Kimiz / Türklüğün Kimlik Şifresi (İstanbul, 2007), 33- Cengiz Han’ın Kimlik Şifresi (İstanbul, 2008), 34- Atlantisliler, Sümerler ve Etrüskler Türk Mü? (Nokta Kitap, 2013) .
BİZ KİMİZ?
Birinci Baskısı, Ord. Prof. Dr. Reha Oğuz Türkkan’ın Kurucusu ve Şeref Başkanı olduğu Türk 2000’ler Vakfı’nın yayını olarak 1987 yılında okuyucusu ile buluşan kitabın yenilenmiş baskısı,  Pozitif Yayıncılık tarafından 13,5 X 21 santim ölçülerinde kültür hayatımıza kazandırıldı. 
Kitap, arka kapak yazısı ile şu şekilde okuyucuya tanıtılıyor:
20. yüzyıl tarihe kanlı bir sayfa olarak geçti. İnsanlar o hengâmenin içinde ne olup bittiğini anlayamadılar. 21. yüzyıla girildiğinde olaylar biraz daha yerli yerine oturunca, önce ABD daha sonra Avrupa kimlik sorgulamasına başladılar.
Samuel P. Huntington’ın 2004 yılında kaleme aldığı ‘Biz Kimiz? ABD’nin Millî Kimliğine Yönelik Tehditler’ bu konuda yazılmış ilk saha çalışmasıydı.11 Eylül’den sonra Amerika’nın kendini sorgulama ve içe bakma projesiydi. Ülkemizde de bu konuda komplo teorisi başlıklı birçok kitap neşredildi, ancak ciddi ve nitelikli diyebileceğimiz çalışma çok az yapıldı.
Türklük, milliyetçilik, vatanseverlik konularında yaptığı çalışmalarla adından söz ettiren Prof. Dr. Reha Oğuz Türkkan, tam zamanında Türk kimliğini tartışıyor ve ‘Biz Kimiz?’ sorusuna cevap arıyor. Türklüğün doğuşu, kime Türk dendiği, Türk tarihinin bilinmeyen sayfaları, başkalarının Türkler hakkındaki düşünceleri yazarın ele aldığı konulardan bazıları.
KOLAY VE İYİ ÖĞRENME TEKNİKLERİ
Üçüncü Baskısı 1996 yılında Alfa Basım Yayım Dağıtım firması tarafından gerçekleştirilen Reha Oğuz Türkkan’ın bu eseri; 13,5 X 19,5 santim ölçülerinde ve 336 sayfadır. Kitap, yeni bir şeyler öğrenmek isteyen her seviyede insana hitap ediyor. 
Türkkan Hoca eserine; ‘Öğrenmeyi Öğrenmek’ başlıklı bölüm ile başlıyor. Burada, ‘Kolay ve iyi öğrenmenin psikolojik püf noktaları’nı açıklıyor. Açıklamalarını yaparken, resimler, çizelgeler ve grafiklerden destek alıyor. Ciddi, ilmî ve didaktik bir eser olmasına rağmen Türkkan Hoca’nın kendisine has hoş üslubu ile kolayca anlaşılıyor. Kitabın içeriği de adına uygun: ‘Kolay öğretiyor’ 
İkinci bölüm ‘Hızlı Okuma’ başlığını taşıyor. Hızlı okumanın ölçüsü ve târifi verildikten sonra, hızlı okumanın teknikleri anlatılıyor. 
Üçüncü Bölüm ise; ‘Yabancı Dil Öğrenme ve İlerletme’ konusuna tahsis edilmiş. 
Kitabın son 82 sayfasında ‘ekler’ bulunuyor. Burada da yine resimler, çizelgeler ve grafikler bulunuyor. 
ALFA BASIM YAYIM DAĞITIM İLETİŞİM: Ticarethane Sokağı Nu: 53 Cağaloğlu 34410 İstanbul. 
Tel: 0 212-511 53 03  Belgegeçer: 0 212-519 33 00 
www.alfakitap.com  [email protected]  
UYUYAN DEV / UYANDIRACAK 9 PROJE
Birinci baskısı, 2005 yılında, Ankara Ticaret Odası tarafından; ‘Uyuyan Dev / Uyandıracak 9 Proje’ adı ile 2. Baskısı Pozitif yayınları tarafından Nisan 2006 yılında ‘Uyuyan Dev / Türk Dünyası / 9 Büyük Proje’ adı ile gerçekleştirilen eserinde Ord. Prof. Dr. Reha Oğuz Türkkan; Türkiye ve tüm Türk Dünyası için şu soruyu soruyar: ‘Bizim için Kalkınma amacı yeterli midir yoksa her bakımdan (siyasette, askeriyede, ekonomide... vb.) güçlü olmak mı daha gereklidir?
Eğer tercihimiz bu sonuncuysa, Türk toplumu güçsüzlükten nasıl sıyrılır, nasıl tekrar güçlü olur ikilemine cevap lazım.’
Türkkan Hoca milletler için çeşitli güçlü olma yolları araştırdıktan sonra esas hedefi açıklıyor: ‘Nüfusu 300.000.000 yaklaşan ve 11.000 km2’lik zengin toprakları ve suları olan Türk Dünyasının önemli konularda birlikte hareket etmekle güç kapısına varılabilir.’ 
Yazar; Türkçülük dâvâsının 19. yüzyılın sonlarından beri inişli çıkışlı seyrini anlattıktan sonra, neden hala elle tutulur bir başarı elde edilemediği de sorguluyor.
Halen faaliyet gösteren çeşitli vakıfların, derneklerin, ocakların, devlet kuruluşlarının ve gayretli gönüllerin yaptıkları hayırlı işler yazılarla resimlerle anlatılıyor ve bugüne geliniyor.
Sonuçta, uygulama planlamasında hatalar yapıldığı belirtiliyor ve 9 proje doğru uygulanırsa, devin uyaracağına ve güce ulaşabileceğimize işaret ediliyor.
Pozitif Yayıncılık tarafından Nisan 2006’da basılan eser, 13,5 X 23 santim ölçülerinde, 347 sayfadır. 
POZİTİF YAYINLARI: Alemdar Mahallesi, Çatalçeşme Sokağı, Çatalçeşme Han Nu: 25/2 Cağaloğlu 34110 İstanbul. 
Telefon: 0.212-514 48 84 
Belgegeçer: 0.212-512 09 14 
www.pazitifkitap.com  
e-posta: [email protected]