DİLİN TETİĞİ BOZULDU
Kültür, bir milleti, diğer milletlerden ayıran özelliklerin toplamıdır. Bu toplam içerisinde en önemli iki unsurdan birincisi dil, ikincisi dindir. Dil ön sıradadır. Çünkü insanların dinlerini öğrenmeleri için dile ihtiyaç vardır. 
Türk milleti tarihte; vatanını, bayrağını ve hatta dinini değiştirmiş, dilini asla değiştirmemiştir. Dilini ve kültürünü kaybeden milletler önce esâret altına alınmışlar sonra da tarih sahnesinden silinmişlerdir.  
Dilimizin bozulması, kültürümüzün erimesine, kültürümüzün erimesi de millî kimliğimizin yok olmasına sebebiyet verir. ‘Millî kimlik de neymiş?’ diyenlere sözümüz yok. Onlar, ‘Milletim nev-i beşer, vatanım ruy-i zemin’ felsefesini benimsemişlerdir. Türk ve Müslüman olmakla herhangi bir batılı ülkenin vatandaşı-Hıristiyan olmak arasındaki farkı idrak edemeyenler, tercihte hatâ ettiklerini, Türk topraklarına, Müslüman gibi gömülmeyi isteme noktasına geldiklerinde anlayabiliyorlar. 
Bağımsızlığımızı korumak, dinimizi yaşamak, vatanımızda ay-yıldızlı bayrağımız altında haysiyetimizle gelecek asırlara-yeni beş bin, on bin yıllara ulaşmak istiyorsak, Türkçemizi doğru konuşmalı, doğru yazmalıyız. 
C. Yakup Şimşek; Türkçe ile ilgili hassasiyeti çok üst seviyelerde olan bir Türk münevveri olarak Türkçemizdeki bozulmaları önleyebilmek için makaleler yazıyor. Hazırlamış olduğu Dilin Tetiği Bozuldu isimli kitabında, Türk Dil Kurumu’nun yaptığı fâhiş hatâları, ilmî ve derin araştırmaları ile gözler önüne seriyor. Kullandığı dil, herkesin anlayacağı temiz-doğru ve yaşayan Türkçemizdir. Üslup fevkaladedir. Şiir gibidir, edibânedir, nezih bir mizahla bezenmiştir. Bu özellikleri kitabın ilk bölümünde görmek mümkün:
‘Türkçeleşmiş binlerce kelimeye Türk Dil Kurumu (TDK) savaş açtı. Hedef, onları hafızalardan silmekti. Halbuki bu kelimelerin çoğu Türkçenin boş bir sahasına adım atmış, bir açığını kapatmış, dile yepyeni bir mefhum katmıştı. Böylece herkes tarafından benimsenip sevilerek asırlarca kullanılmış; dilden dile geçmiş, nesilden nesile zenginleşip miras kalmıştı. Ne yazık ki bu sözleri feci bir akıbet bekliyordu: TDK tarafından ‘Arapça, Farsça, Osmanlıca, yabancı kelime’ gibi sıfatlarla yaftalanmak ve mezarlığa postalanmak…
Bu kelimelerimizden biri de ‘edebiyat’tı. Üç çeyrek asırdır ‘edebiyat’ın başına getirilenlere şimdi bir bakalım…’
Bu girişten sonra yazar, TDK’nun ‘edebiyat’ kelimesinin Osmanlıca olduğu gerekçesiyle kullanılmamasını, yerine ‘yazın’ kelimesinin tercih edilmesini istediğini belirtiyor ve sonucu şöyle açıklıyor: ‘Milletimiz ‘ebediyat’ı bir türlü terk etmedi, bildiğinden çark etmedi; TDK’lı ‘yazın’ı da neredeyse fark etmedi. TDK de aklına gelen ‘yazın’, ‘gökçe yazın’, ‘betikler’, ‘yazınlar’, ‘yazma’ gibi bütün alternatiflere rağmen ‘edebiyat’ı lügatinden çıkar(a)madı. Ama ‘yazın’ ve benzeri tuhaf icatlarından da henüz vazgeçmedi. 
Bu ısrar niçin?’
Yakup Şimşek; TDK tarafından, edebiyat kelimesini boğmak maksadıyla; ‘gökçe yazın’, teklif edildiğini, ‘gökçe’ kelimesine de Kurum tarafından yayınlanan sözlüklerde şu karşılıkların verildiğini belirtiyor: 1- Gökyüzü. 2- Hamsiye benzer bir çeşit tatlı su balığı. 3- Yeşil, yemyeşil. 4- Bir çeşit armut. 5- Gri renkli öküz. 6- Taşlık alanda yetişen, yaprakları küçük ve dikenli bir eşit ağaç. 7- Melek. 8- Azrail. 9- Kuş gözü gibi ve üzüm şeklinde çamlarda biten bir çeşit hayvan yemi. 10- Yaban güvercini. 11- Mavi gözlü (kimse). 
Sayın Şimşek Hoca soruyor: ‘Gökçe’ için TDK tarafından verilen üçüncü (gökle ilgili, semavî) ve dördüncü (güzel, hoşa giden) manalar neden bunların tamamından farklı acaba?
Yazar, tespitlerini doğrulayacak çarpıcı örnekler veriyor. Bunlardan biri ‘edep’ kelimesiyle ilgilidir. ‘Edep’ kelimesinin yerine; ‘saygıbilirlik’ biçiminde bir söz kuranların; ‘edepli, edeplice, edepli-edepli, edep yeri, edepsiz, edepsizlik, edepsizce, edepsizleşmek, edeplenmek, edeplendirmek, edep etmek, edebini bilmek, edebini takınmak, edep dairesi, edep dâhilinde, edep dışı, edep erenlere, edep-erkân’ kelimelerinin yerine ne koyabileceklerini soruyor. 
Bir başka örnek ‘edep’ kelimesiyle bağlantılı ‘edîb’ kelimesidir. TDK, ‘yazar’ kelimesini yerleştiriyor. Böylece; muharrir, musannif, müellif, muharrir, kâtip ve münşî, kelimelerini dilimizden atıyor.  Sayın Şimşek’in bu işgüzarlığı şöyle yorumluyor: ‘İşte Türkçenin ‘kurumlu’ hâli: Beş, altı, yedi, sekiz, dokuz, on… kelime yerine bir kelime… Dilde gaflet, dalalet, cehalet, felaket, rezalet, sefalet, zillet ve ölet… Uyuma ey millet!’
‘Dilin Tetiği Bozuldu’ herkesin; özellikle ister ‘yazar’ olsun, ister muharrir, edip veya müellif… yazı yazanların, söz sanatlarıyla ilgili olanların, öğrencilerin, özellikle edebiyat fakültelerinde okuyanların,  siyasetçilerin, öğretmenlerin ve de profesörlerin… okuması gereken bir kitap. ‘Neden özellikle profesörler? Diye sorulursa, derim ki: Türkiye’de profesör olmak için yabancı dil bilme şartı aranır da Türkçe bilme şartı aranmaz. ‘askerî lise’ ile ‘Türk askeri’ ifâdelerindeki ‘askerî’ ve ‘askeri’ kelimelerindeki yazılış farkını bilmeyenler, ‘Bugün ne Ahmet ne de Mehmet okula gelmedi’ diye yazanlar… öğrencilerine güzel ve doğru Türkçeyi, ancak ve ancak bu kitabı okuyup ezberlemekle öğretebilirler. 
‘Dilin Kemiği Bozuldu’ her Türk’ün başucu kitabı olacak değerde emsalsiz bir eserdir. 
13,5 X 21 santim ölçülerinde, 253 sayfalık eser, Ocak 2013’te yayınlandı. 
YAZAR YAYINLARI: Müdafaa Caddesi Nu: 10 Müdafaa Apartmanı Kat: 7, Daire: 23 Kızılay, Ankara.
Telefon: 0.212-417 34 72                                                  
Belgegeçer: 0.212-417 34 71 
e-posta: [email protected]  // www.yazaryayinlari.com    
C. YAKUP ŞİMŞEK
1962 yılında Adana’nın Kozan ilçesinde doğdu. İlk ve orta tahsilini Kozan’da, liseyi Adana’da bitirdi. 1980’de girdiği Selçuk Üniversitesi Eğitim Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünden 1984’te mezun oldu. 1985’ten itibaren Millî Eğitim Bakanlığı’na bağlı olarak Türkçe / Türk dili ve edebiyatı hocalığı yaptı. 2009’da müdür yardımcılığına geçti. Hâlen bu görevine devam ediyor.  2010-2012 yıllarında İstanbul İl Millî Eğitim Müdürlüğü Ar-Ge ve Kitap Yazma Komisyonlarında ‘dil uzmanı’ olarak çalıştı. 
C. Yakup Şimşek, resmî vazifesinin yanı sıra redaktörlük yapmaktadır. Türkçe hakkında araştırmalar yapan Şimşek, Türk Dil Kurumu (TDK) çalışmaları ve bilhassa lügatleri üzerinde tetkiklerde bulunuyor; bunlardaki cümle, tarif, imla, noktalama hataları vs. üzerine tenkitler yazıyor. 
Türkçe üzerinde Dil Devrimi’yle başlatılan devlet icraatlarını (resmî, ilmî ve kültürel dili teşkil eden kelimelerin büyük ölçüde unutulup gitmesi için yerlerini başka sözlerle doldurma çalışmalarını) TDK’nin lügat ve kılavuzları temelinde takip eden Şimşek, Türkçenin 1935’ten bu yana başına gelenleri araştırıyor. 2009’dan beri TDK lügatlerinde gördüğü eksik ve yanlışları ‘TDK’den Bir Düzine Hata’ başlıklı seri makaleleriyle ele almakta, TDK’ye bildirmekte ve bunların düzeltilip giderilmesinde yardımcı olmaktadır. Bu yazılarının yanında, meşhur medya muharrirlerinin Türkçe ifade ve cümle hatalarını ele aldığı ‘Medya Pazarında Defolu Türkçe’ başlıklı seri yazılarını bazı internet sitelerinde okumak mümkündür. Şimşek, ‘Dilin Tetiği Bozuldu’ adlı kitabında birçok kelimeden hareketle Türkçenin bugünkü hâle nasıl geldiğini anlatıyor; eski ve yeni TDK’nin dil hatalarına yüzlerce misal veriyor.
Evli ve iki çocuğu olan C.Yakup Şimşek resmî işine ve Türkçe araştırmalarına devam ediyor.        
KİTAP ÜZERİNE ÖZLÜ SÖZLER: 
* Kitaplıklar demokrasinin kaleleridir.
* Gençlerini kitapla beslemeyen toplumların sonu acıdır.
* Kitap Hayatı Okumaktır.
* İyi kitaplar en gerçek dostlarımızdır. 
* İlk defa yeni bir kitap okumaktansa, okunmuş bir kitabı tekrar okumak daha yararlıdır. 
* Kitaplıklar aklın tedavi yerleridir. 
* Bugünün gerçek üniversitesi, bir kitaplıktır.
* Kitap ruhun ilacıdır.
* Bir tek kitap yazmak için yarım kitaplık eser okunmalıdır.
* Bir insanın değeri okuduğu kitaplarla ölçülür.
* Bir insana okuma aşkı ve onu tatmin edecek kitap verin; emin olun ki bu adam mutlu olacaktır.
* Kitaplar insanların yolunu aydınlatır.
* Okula her şey yapabilirsiniz, ama okulun kitaplığı yoksa, hiçbir şey yapmamış olursunuz.
* Bütün boş zamanınızı gazeteye bağlamayın. Ona vereceğiniz zamanın yarısını ayırarak size yeni bir şeyler öğretecek kitapları okuyun. 
* Milletleri ilerleten, yükselten zengin kitaplardır.
* İlkel topluluklar dışındaki her ülke kitaplar tarafından yönetilir.
* Kanunlar ölür kitaplar ölmez.
* Yaşayan insan zekâsı, ölmüş insanlarla en iyi ilgiyi kitaplarla kurar.
* Hiçbir iyi kitap birdenbire gerçek yüzünü göstermez.
* Mümkün olsaydı her karış toprağa buğday eker gibi kitap ekerdim.
* Kitapsız hayat kör, sağır ve dilsiz yaşamaktır.
* Kitap seyahatten başka bir şey olmayan hayata en iyi silahtır.  
* Kitaplar zekânın çocuklarıdır.
* Kitaplar yaşadıkça geçmiş diye bir şey olmayacaktır.
* Kitaplar medeniyetin önderliğini yapan ışıklardır.
* Tanrım bana kitap dolu bir evle çiçek dolu bir bahçe ver.
* Kitaplarım bana yetecek kadar büyük bir krallıktır.
* Kitaplar hiç solmayacak bitkilerdir.
* Bir kitap yürekten gelmişse, ancak o zaman başka yüreklere ulaşabilir
* Kitaplardan daha iyi bir yol arkadaşı yoktur.
KUŞBAKIŞI
MİT VE ANLAM
Claude Levi-Strauss’un Gökhan Yavuz Demir tarafından Türkçe’ye çevrilen eserinde; büyük bir ilim adamının yaptıklarını ve dünyasını anlatıyor. Claude Levi-Strauss’un 1977 Massey Konferanslarında Carole Orr Jerome’nin kendisine sorduğu sorulara verdiği, uzun cevaplar! Hem yapmaya çalıştıklarının hem yaptıklarının açıklaması. Yazarın dünyaya bakışını, ilmî metodunu ve teorilerini kolay anlaşılır bir dille anlatıyor. Sâdece anlatmakla kalmıyor, okuyucuyu ikna ediyor. 
İTHAKİ YAYINLARI: Bahariye Caddesi, İhsan Ünlüer Sokağı Nu: 16 Ersoy apartmanı A Blok, Kat: 3 Nu: 15 Kadıköy, İstanbul. 
Telefon: 0.216-348 36 97 
Belgegeçer: 0.216-449 98 34 www.ithaki.com.tr  
YAHYA KEMAL’İN İSTANBUL’U
Sadettin Ökten’in hazırladığı bu kitap Yahya Kemal Beyatlı’nın on dört şiiri üzerine kurulu bir deneme niteliğindedir. İsminin de ima ettiği gibi Yahya Kemal’in şahid olup yaşadığı İstanbul ve onun vefatından sonra bu güne kadar yazarının bizzat şahit olup yaşadığı İstanbul’u bazı hassasiyetleri dikkate alarak konu edinmiştir. 
Yahya Kemal Beyatlı’nın yaşadığı İstanbul kendisinin kitaba alınan on dört şiirinde şairin kendi tavrı, uslûbu ve tarzı ile sunulmuştur. Kitabın ismindeki ‘devamı’ kelimesi ise yazarının yaşadığı İstanbul’u algılaması ve bu algının kendisinde uyandırdığı duygu ve düşünceleri yansıtır.
ÖTÜKEN NEŞRİYAT: İstiklal Caddaesi Ankara Han Nu: 65/3 Beyoğlu 34433 İstanbul.  
Telefon: 0.212-251 03 50  
Belgegeçer: 0.212-251 00 12 www.atuken.com.tr  
e-posta: [email protected]  
MÜSLÜMAN TOPLUM
Ernest Gellner ‘Müslüman Toplum’ isimli eserini, sosyal antropolojiyi yeni öğrenenler için mecburî bir okuma kitabı olarak hazırlamış. 
Kitap hakkında yazılan cümleler:
İslam dünyasındaki sosyal hayatın temel özellikleri hakkında genel bir açıklama yapan, son yılların en cesur ve dâhiyane girişimi: Clifford Geertz, New York Review of Books
İbn Haldun’un özünü geliştiren Profesör Gellner, bizlere, sıkı tartışma ve yaygın anlayışla özgünlüğü ispatlanmış ve kısıtlı sürede gözden geçirilerek kolay kolay vasıflandırılamayacak bu göz alıcı denemeler serisini sunmuştur. Şerif Mardin, Goverment and Opposition
İçerdiği bilgilerin büyük bölümünde, başarıyla gündeme getirdiği meseleleri her durumda açıklayabilen, özgün, entelektüel bir zevkle okunabilen bir kitap. Tartışmaya rağmen uzmanlar arasında sataşma sebebiyet verme ihtimali olsa da Müslüman dünyaya bakış açımızı zenginleştirdi.
Jacques Berque, The Times Literary Supplement.
KABALCI YAYINEVİ:  Gülbahar Mahallesi, Cemal Sâhir Sokağı Nu: 16 Çelik İş Merkezi D Blok Mecidiyeköy, İstanbul. 
Telefon: 0.212-34754 51 
Belgegeçer: 0.212-347 54 64 
e-posta: [email protected]  www.kabalci.com.tr  
KÜÇÜK PRENS ZAMAN GEZEGENİ
Küçük Prens, sadık Tilki’si ve sevgili Gül’üyle birlikte uyumlu ve sakin bir hayat yaşamaktadır. Hilebaz Yılan’ın Gül’ü baştan çıkarmaya çalıştığı güne kadar bu uyum devam etti. Gül’ü kandıramayan ve mağlubiyet karşısında öfkeden deliye dönen Yılan intikam almaya karar verir. Galaksideki gezegenleri birer birer söndürerek, Küçük Prens’i ona meydan okumak, onu durdurmak mecburiyetinde bırakır!
Küçük Prens, yanında Tilki’siyle uçağına atlar ve Yılan’ın peşine düşer. Amacı, gezegenleri ve bu gezegenlerde yaşayanları kurtarmaktır. Tehlikeli görevler peşinde koşarken problemleri çözmesi ve düşmanının yoluna serptiği sayısız tuzaktan kurtulması gerekecektir.
Yola çıkmadan önce, Gül’üne olağanüstü maceralarını anlatmak üzere yazacağına dair söz verir.
TURKUVAZ KİTAPÇILIK: Barbaros Bulvarı Nu:153 Balmumcu, Beşiktaş 34349 İstanbul. 
Telefon: 0.212-354 30 00  
Belgegeçer: 0.212-288 50 67 
e-posta: i[email protected]  //  www.turkuvazkitap.com.tr  
LİMON YAPRAKLARININ KOKUSU
Otuz yaşındaki Sandra, erkek arkadaşından ve işinden ayrldıktan sonra Gosta Blanca’daki bir köye sığınır. Hayatına yeni bir yon vermek ister ve bunu nasil yapacağna karar vermeyi planlar. Morveçli yaslı bir çift olan Karin ve Frederic’le arkadaş olur. Bu sevimli ikili Sandra için hiç sâhip olmadığı büyükanne ve büyükbabası hâline gelir. Ancak Nazi toplama kamplarından sağ kurtulmuş az sayıda kişiden biri elan Julian’la tanıştığında her şeyin göründüğü gibi olmadığını anlar ve gerçeği bulmak için tehlikeli bir maceraya atılır. Roman, bu macerayı konu edinmiştir. 
Romanı Clara Sanchez yazdı, Deniz Torcu Türkçeye çevirdi, Pegasus Yayınevi, 13,5 X 21 santim ölçülerinde 416 sayfa olarak romanseverlere sundu. 
PEGASUS YAYINCILIK TİCARET VE SANAYİ LTD. ŞTİ.: Gümüşsuyu Mahallesi, Osmanlı Sokağı Nu: 27/9 Taksim, İstanbul. 
Telefon: 0.212- 23 50   
Belgegeçer: 0.212-244 23 46  
e-posta: [email protected]  //  www.pegasus.com  
KISA KISA / KISA KISA…
1- LOZAN HÂTIRÂLARI: Dr. Rıza Nur. Boğaziçi Yayınları: Çatalçeşme Sokağı Nu: 42 Kat: 3 Cağaloğlu, İstanbul 
Telefon: 0.212-520 70 76 Belgegeçer: 0.212-526 09 77 www.bogaziciyayinlari.com.tr  
e-posta: [email protected]
2- DOKUZ IŞIK: Alparslan Türkeş. Bilgeoğuz Yayınları. Alemdar Mahallesi Molla Fenarî Sokağı Nu: 35/B Cağaloğlu, İstanbul.
Telefon: 0.212-527 33 65 e-posta: [email protected] / www.bilgeoguz.com.tr 
3- TRABLUSGARP VE BALKAN SAVAŞLARINDA HİLAL ALTINDA İKİ YIL:  H. C. Seppins – Wright. Çeviren: Derin Türkömer. Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları: İstiklal Caddesi Meşelik Sokağı Nu: 2 Kat:4 Beyoğlu, İstanbul (T. İş Bankası Parmakkapı Şubesi üzeri) 
Telefon: 0-212 252 39 91 Belgegeçer: 0.212-252 39 95 www.iskultur.com.tr  e-posta: [email protected]  
4- ŞERHLİ MESNEVİ ŞERİF: Ken’an Rifâî. Kubbealtı Neşriyat. Peykhâne Sokağı Nu: 3 Çemberlitaş, Fatih 34126 İstanbul
Telefon: 0.212-516 23 56 Belgegeçer: 0.212-638 02 72  e-posta: [email protected]  www.kubbealti.org.tr 
5- OSMANLI TÜRKÇESİNE GİRİŞ: Prof. Dr. Faruk Kadri Timurtaş. Alfa Basım Yayım. 
Telefon: 0 212-511 53 03  e-posta: [email protected]