Kıbrıs’ta hem Ulusal Birlik Partisi (UBP) Başkanı hem de Başbakan olan Sayın TATAR’ın, Cumhurbaşkanı seçilip göreve başlaması ile malumları UBP Başkanlığı da Başbakanlık da boşalmıştı. Bu nedenle mevcut yasalara göre usulüne uygun seçimlerle önce UBP Başkanı bilahare Başbakan belirlenerek yeni bir koalisyon hükümeti teşkil edilmişti. Ve tabii gerek bu yasal hususların gerekse yeni hükümetin güven oylaması KKTC Cumhuriyet Meclisinin oylarını almıştı. 

Koronavirüs salgını yanında aylardır hükümet teşkili ile uğraşılan KKTC’de Sayın Cumhurbaşkanı TATAR, bu arada Türkiye’nin yakın desteğini de alarak, 47 yıldır girilmeyip atıl bir halde bırakılan Kapalı Maraş’ı Cumhurbaşkanı Sayın ERDOĞAN’ın da katılımı ile Kıbrıs’lı soydaşlarımızın kullanımına açmıştı. 

Daha sonra “Hedefimiz Kıbrıs’taki Türk işgalini sona erdirmek” şeklinde adeta meydan okuyan Yunan Başbakanı Miçotakis’e, Kıbrıs’ta iki devletli çözümden başka çıkış yolu kalmadığını vurgulayan Cumhurbaşkanımız Sayın Erdoğan’ın çılgın Türkleri de hatırlatması, biz Kıbrıs Gazileri gibi Kıbrıs’ta soydaşlarımız tarafından da sevinçle karşılandı. 

Zaten BM Güvenlik Konseyi’nin daha yeni, Kıbrıs’taki Barış Gücünün görev süresini 6 ay daha uzatma kararında, Kıbrıs sorununa federasyon temelli çözüm vurgusu yapması da, Türkiye ve KKTC tarafından tepki ile karşılanmıştı. Ve geçen hafta da Cumhurbaşkanı Yardımcımız Sayın Fuat OKTAY beraberinde ilgili bakan ve üst düzey görevlilerle; koronavirüs baskısı altındaki KKTC ekonomisine yeni bir ivme kazandırmak, sağlık ve eğitimden iletişime, köy yolları dahil yol, elektrik, altyapı ve diğer ihtiyaçları karşılamak için gerekli protokol ve antlaşmalar yapılmış ve Kıbrıslı soydaşlarımızın koronavirüs aşı ihtiyacı için 40 bin doz aşı da Ada’ya ulaştırılmıştır. 

Lefkoşa’da Sayın OKTAY da yaptığı açıklamalarla, yıllardır Kıbrıs’ta yürütülen federasyon temelli çözümün Yunanistan’ın uzlaşmaz tutumları nedeni ile sonuçlandırılamadığını, aynı tutumun Doğu Akdeniz ve Kapalı Maraş konularında da sürdürüldüğünü ve artık Türkiye ve KKTC’nin çözüm için müşterek kararlarının egemen iki ayrı devlet olduğunu açıklamıştır. 

Değerli okurlarım KKTC Cumhurbaşkanı Sayın TATAR’ın da seçim öncesi açık ve net bir şekilde Kıbrıslı soydaşlarımıza sunduğu programının temelinde de bu kararlılık vardı. Ve bizlerin yıllardır beklediğimiz, ancak Anavatan Türkiye ile gerçekleştirilebilecek bu kararı inanarak savunuyordu. Kıbrıs Gazileri olarak bizlere de; Kıbrıs Adasının tamamı bizim oluncaya kadar, egemen iki ayrı devlet modelinin bugün için en uygun çözüm olduğuna inanmakta ve bu kararın Kıbrıs Barış Harekatı kararı kadar önemli ve hayati bir karar olduğunu değerlendirmekteyiz. 

Değerli okurlarım, 450 yıldır Türk toprağı olan Kıbrıs Adası, daha önceleri de hiçbir zaman Yunan toprağı olmamıştır. Ve gelecekte de olmaması için; Egemen İki Ayrı Devlet çözümünde belirlenecek Ada’nın yeni statüsünde, TBMM’nin 7 Mart 2003 tarihli kararı ile belirlenen, Türkiye’nin garantörlük hakkının ve Ada’da iki kesimliliğin muhafazasının ve ayrıca Ada’da başka ülkelere üs ve benzeri hakların verilmesi veya kiralanması gibi iki kesimliliğin zedelenmemesinin temininin, bölgenin barış ve huzur açısından zorunlu olduğu değerlendirilmektedir.