KIBRIS İÇİN TAYVAN MODELİ
Cumhur EVCİL
BM Genel Sekreteri Ban Ki-Moon’un da katıldığı ve önümüzdeki günlerde yeniden başlayacak olan KKTC Cumhurbaşkanı Eroğlu ile Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) lideri Hristofyas arasındaki görüşmelerde, GKRY’nin 2012 yılının ikinci yarısında başlayacak olan AB dönem başkanlığından önce, bir sonuca ulaşmanın hedeflendiği açıklanmıştı.
Ancak Kasım ayında yapılan toplantıdan önce Hristofyas’ın “Görüşmelerden sonuç beklemeyin” açıklamasından sonra ümit verici bir gelişme olmadı.
Bu arada AB Bakanımız ve Baş müzakereci Sayın Egemen Bağış Ercan Hava Alanının uluslararası trafiğe açılması halinde Türkiye’nin tüm hava alanları ile limanlarını ve hava sahasını GKRY uçaklarına ve gemilerine açmaya hazır olduğunu ilan etti. Hatta Ercan Hava Alanına British Airways, Air France, KLM veya Lutfhansa’ya ait uçakların inip kalkmasının KKTC’yi tanıma anlamına gelmeyeceğini, bunun Tayvan modeli bir ticari ilişki olacağını da ilave etti.
Bilindiği gibi Formoza olarak da anılan Tayvan Adası, Çin Denizi’nde Kıbrıs’ın dört misli büyüklüğünde, Kıbrıs nüfusunun on misli kadar insanın yaşadığı bir adadır.
2 nci Cihan Savaşı sonunda Çin’e bırakılan Tayvan adasına, 1949 yılında Çin’de iktidarı ele geçiren komünistlerden kaçan milliyetçiler sğındı ve Çan Kay-Şek’in liderliğinde Milliyetçi Çin Cumhuriyeti kuruldu.
ABD Milliyetçi Çin Cumhuriyeti’ni tanıdı ve destekledi. Komünistlerin idareyi ele aldığı Çin Halk Cumhuriyetini uzun süre başta batı bir çok ülke tanımadı.
1972 yılında ABD Başkanının ziyaretinin ardından ABD, Çin Halk Cumhuriyetini tanıdı. Bu gelişmeden sonra pek çok ülke de, Çin Halk Cumhuriyetini tanıyıp Tayvan’la ilişkilerini kesti.
BM üyeliğinden de uzaklaştırılan Tayvan’la başta ABD olmak üzere bir çok ülke ekonomik ve toplumsal ilişkilerini sürdürmektedir. Hatta Çin Halk Cumhuriyeti ile Tayvan arasında dolaylı da olsa ticari ilişkiler yürütülmektedir.
GKRY’nin, AB içinde Enosis’ten başka bütün yolları kapatmak için elinden gelen her çareye baş vuracağından kimsenin şüphesi olmamakla beraber Türkiye ve KKTC için de çarenin tükenmediği ve hiç bir şekilde tükenmeyeceği de ortadadır.
Yorumlar