Kıbrıs Harekâtı (TSK kod adı: Atilla Harekâtı), Türkiye ve Kuzey Kıbrıs'ta Kıbrıs Barış Harekâtı, Kıbrıs Türk Barış Harekâtı ya da Kıbrıs Savaşı , 20 Temmuz 1974'te Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Kıbrıs'ta başlattığı ve 14 Ağustos'ta Türk Birlikleri'nin başkent Lefkoşa'ya girmesiyle sonuçlanan askerî harekât.

Türkiye Cumhuriyeti harekâtın Zürih ve Londra Antlaşması'nın IV. maddesine istinaden gerçekleştirildiğini savunmaktadır. Fakat Birleşmiş Milletler  ve Avrupa Konseyi  bu harekâtı işgal olarak değerlendirmektedir.

20 Temmuz 1974 tarihinde Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin 353 sayılı kararında "Uluslararası güvenlik ve barış için ciddi tehlikeye yol açan ve bölge üzerinde olağanüstü infiale müsait bir ortam yarattığından Birleşmiş Milletler ciddi bir endişe duymaktadır...Tüm devletlerin Kıbrıs Cumhuriyeti'nin toprak bütünlüğüne saygı duyması gerekir...Yabancı askeri müdahaleye derhal son verilmelidir." diyerek harekata karşı olduğunu belirtti ve ateşkese çağırdı. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi 11 Mayıs 1984 tarihindeki 550 sayılı kararında ise durumu "işgal" olarak niteledi.

Avrupa Konseyi Parlamentler Meclisi'nin 29 Temmuz 1974 tarihli 573 sayılı kararı ve Atina'daki Temyiz Mahkemesi'nin 21 Mart 1979 tarihli kararı, Türk müdahalesinin yasal olduğunu vurgulamıştır. Ancak uluslararası kuruluşları ve kararlarının çoğu, "yasadışı istila" olarak tanımlamaktadır.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin dış ilişkileri

Kuzey Kıbrıs (KKTC), sadece Türkiye tarafından tanınmakta, diğer ülkeler ve Birleşmiş Milletler (BM) tarafından tanınmamaktadır. Ülke, de jure olarak Kıbrıs Cumhuriyeti'ne bağlıdır. Birçok devlet ve uluslararası kuruluş, Kuzey Kıbrıs'ı de facto (fiili) devlet olarak tanımlamaktadır . Buna karşılık, uluslararası camianın Kıbrıslı Türklere karşı tutumu 2004'teki Annan Planı oylaması sonucu sempatiye dönüşmüştür. Bu sayede, KKTC devleti/kurumları bazı uluslararası politik, sportif, bilimsel, turistik ve kültürel örgütlere üye olmuşlardır.

Referandum sonucunda Azerbaycan, KKTC'yi resmen tanımasa da gayri resmî ilişkileri geliştirdi.

Rahmetli Denktaş, Pakistan’ın Kıbrıs’ı tanımak istediğini ama Türkiye’nin bu aşamada Bağımsız bir Kıbrıs istemediğini anlatıyordu…

KKTC'den Azerbaycan'a, Azerbaycan'dan da KKTC'ye uçak seferi düzenlendi (29.08.2005 / 27.07.2005 ) Ancak bu uçuşların devamı, hem maliyet sorunlarından hem de Kıbrıs Cumhuriyeti ve Yunanistan’ın, AB üzerinden Azerbaycan’a uyguladıkları baskılardan dolayı gelmedi. Şimdilerde, KKTC'den kalkan uçaklar doğrudan seferler olarak sadece Türkiye'ye inebilmektedir. Charter seferlerle ise doğrudan uçuş yapılabilmektedir. KKTC-Birleşik Krallık ve KKTC-Almanya seferleri, Türkiye aktarmalı olarak yapılmaktadır. Referandumun ardından KKTC'ye uygulanmakta olan ambargoların kaldırılacağı beklentisi oluşmuş; ancak bu beklenti istenilen ölçüde karşılanmamıştır.