Dünden devam 19-20 Temmuz günleri Üçgen Bölgede ve Çıkarma Bölgesinde bulunan Türk ve Rum Kuvvetleri aşağıdaki gibidir: Türk birliklerinin mevcudu; paraşüt, uçak, helikopter noksanlıklarından ötürü oldukça düşüktür. Taburların mevcudu 450-500, Bölüklerin ise 100-110'dur. Rumların yirmiüç taburunun üçü komando, biri mekanize piyade, biri de zırhlı keşif taburudur. Rumlar bu bölgelerdeki kuvvetlerini, Ada'nın muhtelif yerlerindeki on piyade ve iki topçu taburu ile 2-3 saat içinde takviye edebilirler. Üçgen Bölgede Rumların ezici bir zırh ve ateş gücü üstünlüğü vardır. Çıkarma bölgesinde 20 Temmuz saat 12.00'den itibaren Türklerin tank üstünlüğü 1/3'tür. 19 Temmuz günü Rumlar ezici bir üstünlüğe sahiptir. Bu üstünlük, 20-21 Temmuz günleri aşağıdaki gibidir. Rumlar, Çıkarma Bölgesini tesbit edip kesin sonucu Üçgen Bölgede almak istediklerinde 5 kat üstünlüğe, Üçgen bölgeyi tesbit edip kesin sonucu Çıkarma Bölgesinde almak istediklerinde ise 4,5 kat üstünlüğe ulaşabilmektedirler. Bölgede Rumların ezici bir ateş ve tank gücüne karşılık, Türk Deniz ve Hava Kuvvetleri deniz ve hava hakimiyeti tesis edebilmektedir. Ayrıca arazinin sağladığı imkanlar, yıllardır yapılan savunma hazırlıkları, araziyi bilmenin avantajları ile inen ve çıkan birliklerin ilk anlardaki zaafiyetleri dikkate alındığında, kağıt üzerinde Türk birliklerinin şansı yok denecek kadar azdır. Ancak 15 Temmuz darbesi ile bütün dikkatlerini Makarios'çu güçlerin bertaraf edilmesine veren Rum yönetimi, bu hesapta belirtilen kuvvetlerini hiçbir zaman toplayamamış ve kullanamamıştır. Türkiye'nin müdahele hakkını kullanmasına karşı planları olmasına rağmen, darbe sarhoşluğu ile, Yunanistan'ın ve süper güçlerin Türkiye'yi durduracağını hesabeden ve Türk Ordusunun Anadolu'daki hareketlerini izleyemeyen Rum Liderliği, 20 Temmuz sabahı büyük bir baskına uğramış, Türk Ordusunun müdahele şokunu, harekatın sonuna kadar da üzerinden atamamıştır. Katil Sampson Rum birliklerini kullanmak yerine bütün ümitlerini Yunanistan'ın müdahelesine bağlamış ve Yunanistan'ı Kıbrıs'a çekmeğe çalışmıştır. Ada'da Türk Mukavemet Teşkilatı (TMT) yirmi tabur ve ondokuz müstakil bölükten oluşan, seferberlikle mevcudu, 13500'e çıkan bir kuvvetle; sadece Türklerin bulunduğu 135 irili ufaklı yerleşim merkezinde kontrolu elde bulundurmak ve Rumlara karşı kendilerini korumak için tertiplenmiştir. Türklerin elinde olan en büyük iki bölgeden biri Üçgen Bölge diye tanımlanan Lefkoşe Türk kesimi ve kuzeyindeki bölge, diğeri de Serdarlı bölgesi idi. Bu bölgeler dışında mukavemet, genellikle yerleşim yerlerinin hemen civarında kurulabilmiştir. Bütün Ada'ya yayılmış bu mukavemet yuvaları, ulaşım, haberleşme ve takviye imkanlarından yoksun, sadece hafif silahlarla ve pek yetersiz personel, mühimmat ve erzakla korunmağa çalışıldığından fevkalade hassas bir durumda idi. Her mukavemet yuvası, Rum birlikleri tarafından kuşatılmış olduğundan ve mukavemet uygun arazide de yapılamadığından kolayca çökertilebilecek bir durumda idi. Ancak bu hassasiyete rağmen Türk Ordusunun dışardan müdahelesi sırasında Rumların bu mukavemet yuvalarını ele geçirmek gibi ucuz bir kahramanlığa heves etmeleri durumunda, kısa bir süre de olsa önemli miktarda Rum Kuvvetlerini tesbit edebileceğinden, Türk Ordusunun en zayıf olduğu çıkarma ve indirme anında, çok önemli bir görev üstlenmiş olacaklardı. TMT'nin bu görevi başarması halinde, Rum kuvvetlerinin ezici üstünlüğü bütün Ada'ya yayılmış olacağından, çıkan ve inen Türk Ordusu ilk anların zaafiyetini kolayca atlatarak, indiği ve çıktığı yerlere yapışmak ve yerleşmek imkanlarını bulmuş olacaktı. Kıbrıs Rum Liderliği, hem iç çekişmelerle uğraşmak hem de TMT'nin direnişini kontrol etmek ve kırmak hevesine kapılarak, Türk Ordusuna tarihi fırsatı vermiş ve savaşı daha o anda kaybetmiştir. 20 Temmuz günü paraşütle atlayan, helikopterlerle taşınan ve denizden çıkan birlikler; sabah saat 08.00'den itibaren Rumların yoğun ateşi ile karşılaştılar. Topçu, havan, uçaksavar ve makinalı tüfek mermileri ve bölgede çıkan yangınlar Lefkoşa, kuzeyini ve çıkarma bölgesini adeta cehenneme çevirdi. Her yer alev alev yanıyordu. 20 Temmuz günü Kırnı Havaalanı bölgesine, 4 tabur paraşütle indirilmiş, 3 Komando taburu ile Nevşehir I. Komando Taburu helikopterlerle taşınmış, Girne batısına da 50 nci Piyade Alayı ile Amfibi Deniz Piyade Alayı önemli bir zayiat vermeden çıkarılabilmiştir. Akşama kadar ateş muharebesi dışında düşmanın herhangi bir taarruzu vaki olmamıştır. 20 Temmuz akşamı hava karardıktan sonra Kıbrıs Barış Harekatının en uzun gecesi başlıyordu. 20-21 Temmuz gecesi, özellikle Lefkoşa-Girne yolu sahip olmak için tarafların büyük savaşı başlamak üzereydi.