Dünden devam Rumların yoğun ateşi, Boğaz Bölgesini adeta cehenneme çevirdi. Pilot Yzb. İnan'a bir hedef tarifinden karargaha dönerken 5-6 mermi arkadan omuzuma çarparak yere düştü. Lefkoşe'den uçaksavar makineli tüfekleri ile atılan bu mermiler azami menzilde bana isabet ettiği için çok şükür yaralanmadım. 2 nci Paraşüt Taburunun taarruzundan ümidi kesmiştik. 3 ncü Paraşüt Taburunun ise, taarruza gece yarısından sonra başlaması hususu Kolordu Komutanına teklif edildi, zaten başka da çare yoktu. Karargahta devamlı birliklerin hareketini izleyerek bir an önce taarruzun başlamasını bekliyoruz. Anavatanda iki üç gün, gece gündüz yapılan hazırlıkların olumsuz etkisini şimdi çok daha açık ve net görebiliyorum. Harekat öncesi birliklerin dinlendirilmemiş olması, 8-10 Km.lik intikallerin yapılmasını aksatmıştır. Ayrıca intikallerde kullanılmak üzere mücahitler tarafından hazırlanan otobüs ve kamyonlar da kapanın elinde kalmış ve iyi organize edilemediğinden araçlarla birlikler bir türlü buluşamamışlardır. Hava İndirme Tugayının personel ve malzemesi birbirine karışmış, zaten mevcudunun 2/3'ü ile atlayan birlikler birbirine karışarak daha da etkisiz hale gelmiş, yangın nedeni ile ağır silah ve cephane de kurtarılarak birliklere ulaştırılamamıştır. Atma bölgelerinde ateş ve yangın altında kurtarma faaliyetleri ile birliklerin emir komutayı tesis gayretleri ümitsizce devam etmektedir. Halen topçu bataryasının top, mühimmat ve personeli bir araya getirilemediğinden batarya da kullanılamamaktadır. Birlikler açlık susuzluk ve uykusuzluktan bitkin bir haldedir. Bu arada düşmanın öncelikle Gönyeli ve kuzeyinde ufak çapta da olsa taarruzları etkili olmaya başladı. Saat 17.00 sularında Göçeri bölgesinde mücahitler dayanamamış ve geri çekilmiş. Saat 22.00 sularında bu bölgede devam eden düşman taarruzları karşısında Göçeri'nin düştüğü haberi geldi. 2 nci Paraşüt Taburunun bölgede bulunan birlikleri ile Kırnı'nın savunulması için önlemler alındı. Gecenin ilk saatlerinde Doğruyol ve Şahinler'in düştüğü haberi geldi. Şahinler ve Doğruyol bölgesi Sent Hilarion Kalesi'nin Girne ve Lefkoşe ile irtibatını kontrol eden, Girne Boğazı'nın batısında derin vadiler ve uçurumlarla çevrili bir kesimidir. Doğruyol'da Kolordu Muhabere Bölüğü tarafından açılıp işletilen, Türkiye ile irtibatı sağlayan antrak cihazı, Rumlar tarafından tahrip ve işletme personeli şehit edildi. Türkiye ile irtibatımız kesildi. Saat 22.30 civarında Kolordu karargahına gelen Kıbrıs Türk Kuvvetleri Alay Komutanı (KTKAK) Kurmay Albay Mustafa Katırcıoğlu'nun düşman tanklarının Gönyeli'ye girdiğini, Ortaköy ile Gönyeli gruplarının irtibatının koptuğunu, Alayın imha edilmek üzere olduğunu belirtmesi Karargahı karıştırdı. Gönyeli düştüğü takdirde; Boğaz ile Lefkoşe arasındaki irtibat kesilecek Lefkoşa'daki, Boğaz'daki ve çıkarma bölgesindeki birlikler teker teker imha tehlikesi ile karşı karşıya kalacaktı. Bu vahim durum karşısında Kolordu ihtiyatı ve Hamitköy bölgesinde toparlanmakta olan 4 ncü Paraşüt Taburu, KTKA emrine verildi. Alay, 4 ncü Paraşüt Taburunu da emrine alarak her ne pahasına olursa olsun Gönyeli'yi elde bulunduracaktı. Yine bu saatlerde Dikomo yeni ismi ile Dikmen Bölgesinden taarruz eden Rum birliklerinin, karargahımızın güney doğusundaki mücahitleri püskürterek Dikmen Tepe'yi ele geçirdikleri haberi, yeniden Karargaha bomba gibi düştü. Bugün akşama kadar Ada'ya helikopterlerle gelen olan Nevşehir Jandarma Komando Taburuna da, Dikmen Tepe'yi taarruzla tekrar ele geçirmesi görevi verildi. Daha bu emirler verilirken karargahın 500 m kadar kuzeyinde, Girne Boğazı'nın en dar yeri olan Darboğaz'a Rumların indiği ve Gönyeli'yi ele geçiren Rumların da 8-10 tankla Boğaz'a doğru ilerlediği haberleri, karargahı bir daha karıştırdı. Sent Hilarion ve Darboğaz'dan kaçan panik içindeki mücahitlerin ve Gönyeli'den gelenlerin getirdikleri felaket haberleri gecenin karanlığında her adımda daha da vahimleşerek ışık hızı ile yayılıyordu. Ümitsizlikle birlikte karargahta panik de başladı. Mücahitlerden sirayet eden panik süratle karargahı etkisi altına aldı. Bu arada Tugay Kurmay Başkanı Binbaşı Erdem, karargahın Sent Hilarion'a gideceğini ve toparlanmamızı söyledi. Karargahın yakınında bir astsubay da, Tugayın planlarını yakmaya başlamıştı. Kurmay Başkanına, Darboğaz'a Rumlar indiğine göre, Sent Hilarion'a gidilmesinin mümkün olmadığını, karargahın Boğaz'ı terk ettiğinin duyulmasının felaketi bir kat arttıracağını, o nedenle Boğaz'da kalmamız gerektiğini belirttim ve planların yakılmasını durdurdum. Bu anda Kolordu ve Tugay Karargahı adeta dağılmıştı. Kolordu ve Tugay Komutanlarının biraz güneyde, Cennet Bar'da olduklarını öğrendim. Paniğin Karargahtan birliklere yayılması halinde sonumuzun geleceği belli. Allah'tan birliklerle irtibat yok. Dolayısı ile panik, birliklere şimdilik sirayet edemiyor. Yine Darboğaz'dan gelen mücahitlerin gürültüsü ve "Mahvolduk, Darboğaz da düştü!" haykırışları, çığlıkları, gecenin sessizliğini yırtan bir hançer gibi yüreklerimize, ümitlerimize saplanıyordu.