"Bu sözler sadece Türklere ithafen söylenmiştir."

Bir ülke düşünün ki, yüzlerce yıldır (1923-1938 hariç) kırılganlıklar yaşasın ve inanılmaz sorunlarla boğuşsun!

Ve en azından bu ülkenin azımsanmayacak sayıda aydını da, halkı bu müzmin sorunlarla ilgili uyarmamış olsun!

Ancak yine de hiç bir şey değişmesin ve aksine sorunlar ağırlaşarak yaşamsal hale gelsin...

Niçin?

Küçük şahsi menfaatler için!

Bir halk düşünün ki, aydınlanmanın kıyısında yaşasın ama ondan hiç nasiplenmesin! Ortaçağ benzeri bir hayat sürsün, gelişmesin, feodalitenin, yozluğun ve yobazlaşmanın içinde debelensin ondan sonra da başına gelenlerden şikayetçi olsun...

Düşünün ki; Allah, bu halkın önüne nimet diye bir önder çıkartmış olsun ve birçok fikri ile de bugüne ışık tutsun ama onun dediklerini yapmayı bir gram dahi olsa başaramamış olsun...

Devletini kendinden gayrı; nesebi ve etnisitesi bozuk insanlara teslim etsin ondan sonra da başına gelen felaketlerden dolayı dert yanıp dursun!

Okumasın, araştırmasın, dedelerinin ninelerinin anlattıklarını unutsun sonra da "başıma bunlar niye geliyor?" diye sızlansın!!! 

Ey bre gafil, sana milyon kere "tarih tekerrürden ibarettir" diye anlattıklarına ben şahidim...

Eğer sen, Şevket Süreyya Aydemir'in "Suyu Arayan Adam" kitabında anlattığı gibi "Siz Türk değilmisiniz?" sorusuna red mahiyetinde "estağfurullah" cevabını verirsen günümüzde de Türklüğüne sahip çıkmayarak yaşarsan vatan(daş)ın başına gelenlerden hiç şikayet etmeye hakkın olmaz!

Türklüğe hakaret ederler sesin çıkmaz, vatanına ortak bulurlar kulaklarını tıkarsın, memleketin zenginliklerini peşkeş çekerler görmezden gelirsin, hazineyi soyarlar sana da bir pay verirler mi, diye düşlersin, doğanı katlederler üç kuruş menfaatin için geri adım atarsın sonra da dert yanarsın!

Ey Türk oğlu Türk!

Biraz samimi ol... Aksi halde sadece kendini aldatırsın! Binlerce yıldır kaybettiğin ve esaret altına düştüğün topraklara Türkiye'de ekleniverir!

Sen öyle deyyusların "bize bir şey olmaz" dediğine bakma... Bak koskoca Rumeli gitti! Halep, Musul, Kerkük gitti! Girit, Rodos, Midilli, İstanköy başta olmak üzere Ege'deki adaların gitti! Tebriz, İsfahan gitti! Doğu Türkistan gitti! Kıbrıs'ın yarısı gitti! Kırım, Ahıska gitti! Daha da sayarım ama iyice moralimiz bozulur...

Bugünkü vatan Türkiye'de fiili hakimiyette gitti sadece kağıt üzerinde egemenlik kaldı... Onu da "yeni anayasa" diyerek halletmeye çalışıyorlar!

Aptallığın lüzumu yok! 

Seni terör denilen hadise uyandırmadı, iklim değişikliği ve kuraklık uyandırmadı, borç batağına sokulman uyandırmadı, ekonomik işgal uyandırmadı, üretimsizlik uyandırmadı, yoksulluk uyandırmadı, ülkenin göçlerle istila edilmesi uyandırmadı, küreselcilerin çıkardığı coronavirüs salgını uyandırmadı ve nihayetinde ormanların yanıyor yine mi, uyanmayacaksın? Ya da seni ne uyandıracak? 1918'de olduğu gibi düşman çizmesi mi, tecavüzler mi, katliamlar mı? Ne uyandıracak?

Kusura bakmayın böyle bir tabloda bile doğruyu yapmayı başar(a)mayan bir halkın (Türklerin) samimiyetini sorgularım. Eğer samimi değilseniz ne kendinizi ne de bizleri kandırın!

Bizi (başta beni) doğruları yaparak, vatanınız Türkiye'ye ve Türklüğe sahip çıkarak, devletinizi ve siyasetinizi Türkleştirerek yanıltın!

Bunları yapmazsanız o zaman Asya'ya doğru ricad için pılınızı pırtınızı toplamaya başlayın çünkü ülke elinizden kayıp gitmiş! Düşman projesi adım adım işliyor...

Bütün bunlara karşın biliniz ki; Türklerin geleceğini, yine Türklerin azim ve kararlılığı kurtaracaktır...

Özcan PEHLİVANOĞLU

#SözümüzVarHareketi

04 Ağustos 2021 / İzmir