Başımızı kaldırıp, yıldızlı bir gecede gökyüzüne bakıp binlerce gök cismini görmek ve biraz da dışımızdaki aleme ilgi gösterecek olursak:

Bilim adamlarının Samanyolu Galaksisiyle ilgili yaptıkları hesaplarda yıldız topluluğumuzda en az 18 bin gezegende dünyaya benzer tarzda hayat olabileceği kabul edilmektedir. Evrensel dini kitaplar yerlerde ve göklere hayat olduğunu vurgulamaktadırlar.

Hayatın olabilmesi için bizim bildiğimiz ölçülerin bulunması şart değildir. Yani hava ve su olmadan da hayat olabilmektedir. Dünyamızda hava ve oksijene gerek duymayan Anaerobik adı verilen bakteriler yaşamaktadır. Bu yaratıklara oksijen öldürücü etki yapmaktadır. Neden uzayda aynı şekilde yaşayan gelişmiş türler bulunmasın?

Siegel, Jüpiter'in atmosferini laboratuvarında yaratarak, birtakım bakterileri burada üretmeyi denemiştir. Bilindiği gibi Jüpiter'in atmosferi, bizim anladığımız biçimde hayat için hiç bir uygunluk göstermemektedir. Bununla birlikte Siegel'in bakterileri, amonyak, metan ve hidrojene rağmen ölmemiş ve üremelerini sürdürmüşlerdir. Bristol Üniversitesi entomolojistlerinden (Böcekler bilimiyle uğraşan kişi) Hinton ve Blum'un deneyi de aynı oranda ürkütücüdür. Bu bilim adamları, bir tatarcık türünü birkaç saat 100 santigrad ısıda kuruttuktan sonra, uzay kadar soğuk olan sıvı helyuma atmışlardır. Daha sonra yüksek ısı vererek doğal hayata döndürdükleri hayvancıklar hiç bir şey olmamış gibi yaşamalarını sürdürmüşlerdir. Bunların dışında yanardağlarda yaşayan, taş yiyen, demir üreten bakteri türleri de tanınmaktadır.

Bu gerçekleri göz önüne aldığımızda uzayda başka canlılar olabileceği akla uygun gelmektedir.

Gece çiçeklerini gizlice açar ve güneşe teşekkürler yağar.

Tagore