Futbolun kendisinden çok, oynanan maçlarda verilen kararları konuşulur hale geldik. Daha doğrusu, hakem kararları, VAR uygulamasının getirdikleri ve götürdükleri herşeyin önüne geçmiş durumda.

Neredeyse hiçkimse hakemlerden ve VAR uygulamasından memnun değil ve bu durumu futbolcu, teknik adam ve de yönetici bazında adeta haykırıyor.

Aslına bakılırsa bu durum, hemen her sene benzeri bir şekilde yaşanıyor. Kazananın da kaybedenin de canhıraş çığlıklar attığı sezonlar hafızalarımızda.

İki sezondur VAR uygulaması yapılıyor. Kanımca, birçok karşılaşmada VAR kararlarıyla, hakemin akan oyunda verdiği kararları değiştirdiğini, yanlıştan döndüğünü görebiliyoruz. Bu pek tabi ki doğru ve olumlu bir gelişme. Ancak bazen öyle ilginç kararlar oluşabiliyor ki, şaşırıp kalıyor insan.

Örnekleyecek olursak, bir bakıyoruz VAR hakemlerinin uyarısıyla, gol olmasına karşın atış sırasında ceza alanına giren oyuncular nedeniyle iptal edilen bir penaltı vuruşu, hemen hemen benzeri bir şekilde bir diğer karşılaşmada geçerli kabul edilebiliyor. Mesela Fenerbahçe Göztepe karşısında Emre Belözoğlu’nun yaptığı penaltı atışında atılan gol bu gerekçeyle iptal edilip atış tekrarlanmış ve yinelenen atış golle sonuçlanmamıştı. Bu hafta Sivas’ta oynanan Sivasspor Galatasaray maçında ev sahibi ekibin tartışmalara yol açan, ancak kurallara göre net bir penaltı olan kararında da aynı şekilde ceza alanına girme ihlali yaşandı. Ancak karşılaşmanın hakemi Mete Kalkavan atılan golü verdi. VAR’dan da herhangi bir uyarı gelmeyince, skor tabelası değişti.

Şimdi burada durup sormak gerekmiyor mu? Hangisi doğru, neden böylesine çifte standart uygulanıyor? 

Sanıyorum bu soruya sağlıklı bir cevap vermek çok mümkün değil…

Bir karşılaşmada verilen karar, neden bir diğer karşılaşmada aynı kriterler doğrusunda değerlendirilmiyor?

Sezon girerken hepimizin de bildiği gibi, bazı takımlar hedef olarak şampiyonluk ve üst sıralar olarak hedeflerini belirlerken, bazı takımlar orta sıralarda kendisine yer bulup sezonu kazasız belasız kapatmanın hesaplarını yapıyor. Kimileri ise, özellikle ikinci yarının başlamasıyla birlikte ligde kalabilme çabası içinde oluyor. Sonuç itibarıyla verilen kararlar büyük zorluklarla oluşturulan kadrolar ve umutlarla sürdürülen sezonun sonunda o takımları hedeflerinin çok uzağında bırakabiliyor. Şampiyonluklar ve kümede kalma çabaları, çalınan hatalı düdüklerle şaibe altında kalıyor. 

İşin kötüsü de, yıllardır süregelen ve artık ‘kabak tadı veren’ bu terane bir türlü değişmiyor. Biz de her fırsatta bu durumu dile getiriyoruz. Yani anlayacağınız, “Aynı tas aynı hamam, tellaklar bile aynı”.

Hoşçakalın…