İkibuçuk milyon insana, bir çırpıda iş bulabilmek mümkün değildir tabii ki! İşsizlik oranı %9,8 iken 2,5 milyon işsiz vardı. Yeni krizle birlikte işsizlik oranı %10,5 olmuş diyor Devlet İstatistik Kurumu. Bu verilere göre 270 bin kişi daha artmış işsizler. Fakirlere dağıtılan kömür veya gıda yardımları süreklilik arz etmiyor. Siyasi amaç güdülmüş olsa da, bu yardımlar Devlet eliyle yapılmaktadır. Bir şekilde bu yardımlar ülkenin kaynakları ile karşılanmaktadır. Yardım alan pek çok vatandaşımız mutlaka eziklik duyuyordur. Bir emek karşılığı olmayan yardımları herkes içine sindiremeyebilir. Bu ekonomik kriz döneminde her şeyi devletten beklememek gerekir. Vatandaş bilinçlendirilir ve organize edilebilirse, yeni kaynaklar oluşturulabilir. Ülkemizde 13,5 milyon hane vardır. Ayda her aile 10-YTL verse ayda 135 milyon YTL, eski karşılığı ise 135 trilyon TL eder. İşsiz gençlere, sokakların ve mahallelerin güvenliğini, bekçiliğini sağlamak görevi yaptırılabilir. Ayda net 500-YTL ödenmek kaydıyla 270 bin kişiye iş imkânı sağlanabilir. Aileler ayda 30-YTL ödeyerek internet bağlantısı abonesi oluyorlar, hiç konuşulmayan sabit bir telefonun aylık masrafı 15-YTL'dir. Maçları izleyebilmek için, şifreli kanallara ayda 70-80 YTL ödeniyor. 13,5 milyon aile, ayda 10'ar YTL ödeseler 270 bin kişiye, 30'ar YTL ödeseler 810 bin kişiye iş imkânı sağlanabilir. Benim önerim, sadece bir fikirdir. Bu fikir üzerinde beyin jimnastiği yapılırsa, daha iyi sonuçlara da ulaşılabilir. 30 YTL'yi ödeyemeyecek aile fertleri de ilk önce iş verilmesi gereken bireyler olabilir. Ekonomik krizlerin, ülkemiz insanı tarafından Batı'ya kıyasla hafif atlatılabilmesinin nedeni insanlarımız arasındaki sosyal dayanışma geleneğinden kaynaklanmaktadır. Bu örf ve gelenek organize edilebilirse, mucize sonuçlar alınabilir.