Bence siyaset üzerinden ikili tartışmalara girmek çok yanlış çünkü hiçbir siyasetçi yaptığı siyasette stabil değil. Bu gün tamamen karşı oldukları şeylere yarın sıkı sıkı sarılabiliyorlar. Yanar döner bir dünya siyaset. Tamamen göz boyama. O sebeple fikren üzmeyin birbirinizi derim güzel dostlarım. Sen liderlerinin peşinden bir futbol fanatiği ve popstar hayranlığı ile koşarken, delicesine, kraldan daha kralcı bir şekilde sırf o öyle söyledi diye doğru kabul ettiğin fikirler üzerinden çevrendekilerle çatışır kendince onlara doğruyu anlatmaya çalışırken, lider kabul ettiğin siyasetçinin anlık yön değiştirmeleri ile ortada kalıyorsun farkında değil misin!?

Yıllarca bu millete "Tereyağ zararlı bitkisel margarin yiyin" diyen doktorların şimdi "Margarin çok zararlı, tereyağ tüketin" demesi gibi bir tezatlık bu. Yahu sen doktorsun, canımı emanet ediyorum sana. Neyin gerçekten doğru olduğunu kedin bile bilmezken bize nasıl tavsiyede bulunursun. Bundan sonra halk doktorun dediğine nasıl itimat etsin. Bilim diyorsunuz bir dediğinizi ertesi gün inkar ediyorsunuz. Bu nasıl bilim.. Yoksa bilim değil ticari bir oyunun içerisinde size dikte edilenleri mi halka sunuyorsunuz!? Siyasetçi de ticari bir oyunun içinde kendine dikte edileni halka sunuyor çoğu zaman. Menfaat dünyası işte ne yaparsın...

Her seçim dönemi saflar ayrışır, karşıtlıklar ön plana çıkarılır, bir kargaşadır başlar. Seçimlere kadar kim hangi safta yer tutacak, kim kiminle kolkola yürüyecek, kimler küsecek, kimler barışacak, kimler kimlerle davalık olacak.. Elmalar armutlarla karışır, akla hayale gelmeyecek vaatler, suçlamalar, itişme ve kakışmalar izlersiniz ekranlarda, sonra herşey unutulur. 

TV'deki bir show programıdır siyaset. Işıklar söner, kameralar kapanır ve herkes özüne döner...

Siyaset büyük prodüksiyonlu bir show gösterisidir, siyasetçi de bir showman. İşinin hakkını veren bir ana karakter. Showman ne kadar başarılı ise, halkı ne kadar kolay manuple edebiliyorsa o ölçüde kolay yükselir siyaset basamaklarını. Hitabet gücü çok önemlidir. Duruş, tavır, davranış, bakış, yürüyüş, ses tonu.. Bunlar çok ince detaylardır ama çok ta etkilidir. Bir bestmodel yarışmasına katılır gibi hazırlanır siyasetçi. Maratona hazırlanan bir atlet misali yediğine, içtiğine, uyku düzenine varana kadar herseyi hesap etmeli, hesaplı hareket etmelidir. Normal bir yaşam biçimi değildir yani bu. Sadece hedefe yönelik bir diyet uygulaması, antreman serisi, kamera önü oyunculuk eğitimidir. Baktığınızda senin benim gibi sıradan insanlardır ama kamerayı görünce hemen role girilir ve olay siyasete döner. Bu sebepledir ki siyasetçiyi televizyondan değil yanınızdayken tanıyabilirsiniz. Ve yine bu sebepledir ki gerçek siyasetçiler dönem dönem halkın içinde gezer, halk ile meşk eder. Kişinin gerçekliği için önemlidir bu. Yoksa TV dizilerindeki karakterlerden bir farkı kalmaz siyasetçinin. Halka inmek özellikle önemlidir ve bir o kadar da risklidir. Çünkü adamı şıp diye gözünden tanır halk. Bakışından, duruşundan, el kol hareketlerinden, yüzündeki mimiklerden ve sesindeki samimiyetten.. Hemen notunu verir senin. Ne kadar gerçeksin, ne kadar sahtesin.. siyasetin meydanı halk meydanıdır. Dün ile bugün dediği birbirini tutmayanlar çekinirler halkın içine karışmaktan. Çünkü yüzüne vurur insanın, hiç çekinmez halk. Sadece menfaati olan şakşakçılar susar ama gerçek halk konuşur, hesabını sorar. Sorar çünkü sana güvenip yola çıkıyor bu millet. Sana emanet etmek istiyor vatanını, namusunu. Sen bugün böyle, yarın başka türlü olursan nasıl güvensin. Neyine inanıp emanet etsin...

Bence IŞIKLAR SÖNSÜN, KAMERALAR KAPANSIN ve herkes kendi özüne dönsün.

Yalancı mıyım?