Eğer Tanrı olmasaydı, emin olun insanlar kendi suretinde bir yaratıcı oluşturur, diğerlerini buna tapmaya zorladı... Putperestlik dönemindeki putlar o sebeple hep insan şeklinde yapılmamış mı zaten. Gözü, burnu, kulağı, saçları, elleri, ayakları ve hatta cinsel organlarına kadar tanrılarını insan suretinde betimlemişlerdir. Cinsel organlı tanrıların da özellikle neden bereket tanrısı olarak görüldüğünü de hiç anlamış değilim açıkçası. Değişik bir bakış...
Büyük bir özgüven vardır insanda ve hükmetme duygusu.
Gücünün yetmediği, akılın almadığı konularda da hep bir şeylere sığınmıştır insan. Aksi halde aklını yitirirdi elbet.
İNSANI KORKULARI YÖNETİR.
Bu korkuyu yöneten, insanları da yönetir. Liman olur yolunu kaybetmişlere inanç, sakin ve güvenli görünür. Bu sakinlik ve güvenli alanda olma hissi uyuşturur beynini, korkuların değişir artık. Limanın dışı hep dalgalı, hep fırtına sanırsın...
İlkel insan için hep sıkıntı olmuştur doğa ana. Hükmedemediği için de boyun eğmeyi, merhamet dilemeyi seçmiştir. Bu sebeple rüzgar, güneş, deniz, her şeyde bir Tanrı bulmuş, hepsine ayrı ayrı isimler takmış. Ateşi icad edince neden se ona da tapmış.
Daha sonraları Tanrı daha yüce bir şey olmalı diye düşünmüş olsa gerek, bütün bunları terk etmiş.
Her şeyi kontrol edebilen, aynı zamanda dokunup hissedebileceği bir Tanrı hayal etmiş. Hafsalası yetmediği için, "Olsa olsa Tanrı insan kadar akıllı, insan kadar meziyetli bir şeydir" diye düşünüp kendi suretinde putlar yapmış. Lütfedip onlara, kendinde olmayan doğa üstü güçler atfetmiş.
Değerli kılmak için de kıymetli madenler kullanmış, en güzel mücevherlerle süslemiş. İnsanoğlunun takıp takıştırması, mücevherlerle değer görmeye çalışması putlara bir özenti, bir güç gösterisi olsa gerek...
TANRI ACIMASIZDIR, AF DİLERSEN AFFEDER.
En garibi de; kendi eli ile yapmış olsa da, kendine karşı hep sert, hep acımasızdır tanrısı. Hem korkar, hem tapar...
İnsan bir şeyler dilemek için
yaratmıştır Tanrıyı ama halbuki asıl isteyen Tanrıdır.
Adak ister, tapınak ister, ibadet ister, ister de ister. Zamanı gelince de senin dileğini verir. Ne zaman olacağını da Tanrı bilir.
İnsanlık ne tuhaf; ceza vermeyen, sadece kuruyan, kollayan bir Tanrıyı hayal edememiş hiç...
Home Made - Ev Yapımı Tanrıların en meşhuru; Nereden getirildiği belli olmayan, kırmızı akik taşından yapılmış, insan şeklinde tasvir edilmiş bir puttu.
Sağ kolu kırık olsa da, ona altın bir kol takıp önünde ibadet etmekten bir an şüpheye düşmemişler. Bir de
önüne çarkıfelek koymuşlar, her bişeylerini ona sorup yapmışlar.
Sor soruyu, çevir çarkı, işte sana konuşan bir tanrı...!?
Bu; İslam öncesinde putperest Araplar'ın ibadet için Kabe'de istifledikleri 360 tane putun en büyüğü olan, Hübel adı ile de bilinen El ilah.
Tabii ki insanlık gelişiyor, geliştikçe inançlar da değişiyor.
Hala din için kan dökülüyor ama ne mutlu ki artık pek çoğu ota, böceğe, puta, güneşe tapmıyor.
Birbirini kafir sayan farklı dinleri, ama tek 1 tanrıları var; Allah.
Yalancı mıyım?