Canlı olan her yaratılmışın bir yaşam şekli vardır. Yaşam hikayeleri oluşurken canlıların varoluşunda ki format, fıtrat gereği bir yaşam oluşur. 

Sonsuz değişkenlik halleri olsa da temelinde ki,özünde ki yapı belirgindir. Eğilim halleri o canlının karakteristiksel yapısın da saklıdır, eylemler ise sonsuz etkileşimlerinin toplamından aldığı paydır.

Genel adlandırma olarak ağaç, bitki, çiçekleri nebat adıyla tanımlarken, etki ve tepkilerini bilir,grup ve sınıflara ayırırız. Toprak yapısı, su ve nem gibi iklimin coğrafyaya ki yansıması da önemlidir. 

Hayvanlar için de çok farklı gruplandırmalar ve aynı gruba dahil olsa da kendi içlerin de farklılıklar vardır. Köpek için hayvan üst başlığın da bir adlandırma yapsak da kendi için de dört bine yakın türü mevcuttur. Köpeklerin her türü için ortak yapılanma halleri eylemleri tanımlanabileceği gibi alt gruplarda da farklılıklar mevcuttur. 

Hayvan üst başlığın da ürkme halini ekseriyet olarak tanımlayabiliriz.

İnsan ürker mi? 

Akıl ve duygu sahibi insan kolay ürkmez elbette, hayvanlarla kıyaslamak gerekirse de kolay ürkmez ama ürktükten sonra ki toparlanması zordur. 

Ürken insanın normale dönmesi bazen birkaç dakika, saat, gün sürebileceği gibi bazen çok daha uzun sürelere mal olabilir. 

İnsan için en zor ve dayanılmaz olan bazı ürkme yaşanmışlıklarından sonra eskiye dönememe halidir. 

İnsan tüm gerçekliğini bilse de ürkmeden sonra korkuları yaşamına alır ve hapseder. 

Kişiliğine eklenen ürkme hali insanın hayatına yapışır, söküp atmak ya da soyutlanmak imkansıza yakındır. 

Fare, köpek, karga, hamamböceği vb korkuları ürkme olayından sonra var olur. 

İnsan için asıl önemli ve yaşamın da önemli engeller ve korkular oluşturan, yaşantısına kısıtlar getiren, özgürlüğüne sınırlar koyan somut değil soyut ürkme halleridir.

İnsan ürkmüşse, bu yoğun korkularından sıyrılamaz, ekseriyetle uzak kalır ya da uzaklaşır. 

Ürken insan şehrini ülkesini değiştirebilir, faaliyet alanından çıkartabilir,aynı ortam da olmamak adına öncelikli planlar ve girişimler ürkmüşlüklere dair oluşturulur.

Akvaryum camını birkaç defa tıklattığınız da o sesten ürken balıklar hemen bölgesel olarak kaçarlar.

Köpeği uzaklaştırmak için yüksek sesle bağırmanız ya da taş atmanız köpeği uzaklaştırır, bu uzaklaşma geçicidir ve birkaç dakika sonra köpek eylemine devam eder.

Bazı trafik kazaları, iş kazaları sonucu insanın aylar hatta yıllar sonrası dahi aynı ortam ya da eyleme geri dönemediği görülmüştür.

Ülkemizde mesleğini terk edenler, bilgi ve becerilerini saklı tutanlar, yeteneklerini üretime, eyleme çevirmeyenler, kişi ya da kurumlardan uzak durma halleri, yaşamsal alışılagelmiş hareketlerden sıyrılma kararları, insanın ürkmesinin sonucudur.

İnsan ürk tümü yaşamı boyunca sıfırlama ve başa dönmeyi çok defa başaramaz, başarılı olamaz.

Neden sadece “ÜRKME” üzerine uzun uzun yazma gereği duydum, farkında olalım ya da olmayalım milyonlarca insanımız umutlarını kaybettiği gibi ürkmüş haliyle yaşama tutunma çabasındadır.

İstedim ki düşüncelerinize ürkme eylemini ekleyerek ve etkileşim örneklerini dahil ederek bir kez daha düşünün.