Türkiye Ulusal Enerji Planı ve Türkiye Hidrojen Teknolojileri Stratejisi ve Yol Haritası gerçek anlamıyla ülkemizin geleceği ve insanlığın sağlığı için büyük önem arz etmektedir. 

2017 yılında başlatılan Milli Enerji ve Maden Politikası’na, Enerji Dünyası Ekibi olarak ilk günden bu yana destek vermekteyiz. 

Yeşil enerji potansiyelimizin farkında olarak özellikle yenilenebilir enerji kaynağı bulunan iller üzerinde enerjinin etkileri ve geleceğimizi nasıl şekillendirdiği ile alakalı farkındalıklar oluşturmak içinde enerji bakanlığı bir dizi projeleri son yıllarda hızlandırmış durumdadır.

Çevreye saygılı, verimli ve yerli teknolojiyi kullanmayı tercih eden sektör temsilcileri de bu başarının baş mimarıdır. Özel sektör, yenilenebilir enerji kaynaklarının çeşitlenmesinde ve maliyetlerin azaltılmasında etkin rol oynadılar.

Dünyanın ana gündeminde olan iklim değişikliği ile mücadele etmek adına ciddi projelerimizi peş peşe faaliyete geçirmek zorundayız. Yeşil ve yenilenebilir enerji faaliyetlerimize ek olarak ülkemizde yaşayan tüm bireylerin milli seferberlik halinde iklim değişikliğine karşı mücadele etmesini de tesis etmek zorundayız.

Dünyada olduğu gibi ülkemizde de son zamanlarda yenilenebilir enerji konusunda ciddi çalışmalar yürütülmekte olup, devlet kurumlarının yaptığı çalışmalar nedeniyle desteklenmesi ve özel sektöre ise ciddi katkılarda bulunulması geleceğimiz adına önemli gelişmelerdendir.

Son yıllarda yaşanan sel ve orman yangınlarının ardından özellikle küresel ısınma sıkça gündeme gelen ve en çok konuşulan konular arasında yer almıştır.

Küresel felakete dönüşmeden yaşanan bu kaosu yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı ve enerji tasarrufu ile gidermek/önlem almak zorundayız.

Devletimiz enerji kaynaklarının kullanılması ve verimlik sağlanması için kamusal destekler vermektedir. İş dünyasının ve tüm vatandaşların enerjiyi tasarruflu kullanmayı milli bir görev olarak görmesiyle bu destekler başarıya ulaşacaktır ve dolayısıyla geleceğimizde küresel felaketten en az zararla kurtulabiliriz. Aksi halde çevre bilinci ile hareket edemez, geri dönüşüm konusunda oluşturulmaya çalışılan farkındalığı göremez isek küresel felaket geleceğimizi ipotek altına alacaktır.

Sürdürülebilir bir yaşamın, toprağın, suyun, iklimin, ormanın ve biyolojik çeşitliliğin korunmasına bağlı olduğu hareketiyle sürecin doğru yönetilmesinin hayati önem taşıdığını hepimiz son yangın ve sel felaketlerini yaşayarak gördük.

Enerji ve su tasarrufu konusunda bir başarı yakalayacaksak, bunu ancak el ele vererek bu seferberliğe katılırsak başarılı oluruz.