Geçtiğimiz günlerde şehit ve gazilere Devlet Övünç Madalya töreni Cumhurbaşkanımızın katılımı ile yapıldı. Törende şehit aileleri ve gazilerle tek tek ilgilenen Sayın Gül, sıcak ve olumlu mesajlar verdi. Hatta madalya töreninde şehit yüzbaşı Tekin IŞIK’ın babası, yeniden depreşen büyük acısı ve şehit babası olmanın yüksek onuru içinde gözyaşlarına boğuldu, baygınlık geçirdi. Dinimize ve milli örf ve adetlerimize göre de yüce ve anlamlı bir mertebeye ulaşan şehitlerimize ve gazilerimize, onların geride bıraktıkları aile yakınları ile çocuklarına karşı büyük milletimizin son derece müşfik, fedakar ve kadirbilir yaklaşımı bu tür törenlerde daha da anlam kazanmaktadır. Bu heyecan dozu zaten yüksek olan törenlere Cumhurbaşkanımızın bizzat katılarak şehit yakınları ve gazilerle yakından ilgilenmesi ve övgü dolu konuşmaları şehit yakınları ile gazilerimizi onurlandırmış, gururlandırmış ve yüceltmiştir. Savaşta veya terörle mücadelede veya bir görevin ifası sırasında, genç yaşında, daha hayatının baharında, gözünü kırpmadan canını, istikbalini veya elini, kolunu, bacağını, gözünü, bedeninin bir parçasını feda eden bu kahraman insanların ne kadar büyük fedakarlık yaptıklarını, gözlerimizi kapatıp hiç tahayyül ediyor muyuz? Değil hayatımızdan, acaba bir tırnağımızdan vazgeçebilir miyiz? Günlük hayatımızın akışı içinde, bu kışta kıyamette hudutlarda nöbet bekleyen, terörist peşinde koşan askerlerimizin, polisimizin, hatta gece gündüz demeden hayatımızı kolaylaştırmaya uğraşan diğer kamu görevlilerinin hiç farkında okuyor muyuz? Türk Milleti her dönemde şehit aileleri ile gazilerine son derece müşfik ve kadirbilir yaklaşımla sahip çıkmış, onlardan saygı ile bahsetmiş ve bu kahramanları daima şefkatle kucaklamıştır. Kurtuluş Savaşından sonra da Ulu Önderimiz Büyük Atatürk şehit aileleri ve gazilerimiz için günün şartlarına göre birçok koruyucu ve kollayıcı uygulamaları hayata geçirmiştir. Bütün Cumhuriyet Hükümetleri de şehit aileleri ve gazilerimizin mutlu bir hayat sürdürebilmeleri için pek çok önlem almışlar, halen de bu kahramanların ihtiyaçlarını karşılama gayreti içindedirler. Büyük Milletimiz de bu gayretlere hem bizzat katılmakta, hem de yürekten desteklemektedir. Hatta bu yaklaşım Anayasamıza da yansıtılmıştır. Anayasamızın 61 nci maddesi “Devlet, harp ve vazife şehitlerinin dul ve yetimleri ile malül ve gazileri korur ve toplumda kendilerine yaraşır bir hayat seviyesi sağlar. Bu amaçla gerekli teşkilat ve tesisleri kurur veya kurdurur” hükmünü vazetmiştir. Bütün bunlara rağmen şehit yakınları ve gazilerin zaman zaman bu sütunlarda dile getirdiğim pek çok sorunu vardır. İlerde bu sorunlara gene değineceğim. Bugün çok önemsiz gibi görünen bir hususu dile getireceğim. Sayın GÜL’ün katıldığı törende babasına madalya verilen yüzbaşı Tekin IŞIK’ın iki yıl önce şehit olduğu basında yer aldı. Madalyası iki uzun yıl sonunda ancak verilebilmiş. Daha önce de 2004 yılı Nisan ayında Şırnak’ta şehit olan er Yaşar Saygılı’nın babasına da iki yıl sonra Eylül 2006’da madalyasının verldiği haberi Önce Vatan’da çıkmıştı. Madalyalar niçin bu kadar geç tevdi edilmektedir? Çok kısa sürede tevdi etmek için ne yapmak gerekmektedir? İlgililerin dikkatine sunarım.