Hayvanın ne yapacağı belli de insanın ne zaman ısıracağı belli değil kardeş. Gerçi o insanları hayvanla kıyas etmek hayvana hakaret demek. O ki hayvan kadar olsaydı kendini sevgi ile bağrına basanı, aç karnını doyuranı ısırmaya kalkmazdı. Değer gördüğü yere ihanet etmezdi.

İHANET... Ne çok şey ifade ediyor bu kelime değil mi.. ne büyük, ne etkili bir anlamı var. Kısa ve öz. Tek kelime ile bütün durumu izah ediyor. 

Sorsam binlerce türünü sayarsınız bana eminim. Ve pek çoğunu da yaşamışsınızdır muhakkak.

O kadar gizli şifreler içeriyor ki bu kelime, topu topu 3 hecede size anlatıyor herşeyi.. İ-HA-NET.. nokta.

Yani diyor ki kelime sana; "Kardeşim ben üç aşamada gelirim, geleceğimi de aşama aşama hissettiririm, anlayabilene". Hep en yakınlarımızdan geldiği için pek farkedemeyiz gelişini. Bazen de farkederiz ama konduramayız. Yavaş yavaş, sinsi sinsi ilerler çünkü.. karda yürür, izini belli etmez.

1.hece İ; "İdare et" i simgeliyor. Yani ne var ki bunda, her insan hata yapabilir değil mi...! Hem bir kereden birşey olmaz. Büyütmemek lazım o kadar fazla, neticede tolere edilebilir bir durumda.

2. hece HA; İkinci hata için bir uyarı niteliğinde. "Dikkat et HA" diyor sana. Bundan yakında bir kazık yiyecesin söyleyeyim diyor. Neden.. çünkü idare ettin, görmezden geldin ama bak aynı hatayı ikinci kere yaptı. Neden.. yüz buldu çünkü. Neden.. çünkü salaksın, safsın sen. Pardon, iyi niyetlisin...!

3. hece NET; Sözün bittiği yer. Takke düştü, kel göründü artık. Herşey NET bir şekilde karşında. Hemde en iğrenç şekli ile. Arkandan vurulurcasına İHANET. Utanmazlık ve arsızlık sınırlarını zorlarcasına İHANET. Pişkin pişkin karşına geçip "Ne var ki bunda, sen yanlış anladın aslında" dercesine İHANET. 

Dedim ya çok geniş bir ifade ve anlam ihtiva ediyor ihanet. Şekil şekil. Zeka sınırlarınızı zorlayacak derecede en akla gelmeyecek ihanetlere maruz kalabilirsiniz yaşamınız boyunca. En çok tecrübe edilen şekli seks ile ihanet ki artık onu da tolere eder olmuş taraflar. Neden.. çünkü onun da içinde varmış meğer. "O YAPAR DA BEN YAPAMAM MI" DEYİP DİBİNE KADAR KARŞILIĞINI VERİRLER İHANETİN, İHANETİ YILLARCA BEYNİNDE ŞEKİLLENDİRİP BİR TÜRLÜ CESARET EDEMEYEN 

ACİZLER.. BUNU ÖNLERİNE KONULMUŞ BÜYÜK BİR İHANET FIRSATI OLARAK DEĞERLENDİRİRLER. Hiç te pişman olmazlar. Çatır çatır,  defalarca, başka başka kişilerle, yıllarca o ihanetin karşılığını verirler.. ilk ihanet edeni suçlamaktan da geri durmazlar.

Yine en çok karşılaştığımız ihanet şekli yüzünüze dost görünen kişilerin arkadan konuşma, dedikodu, yerme ve aşağılama tarzı ihanetlerdir. Bu her zaman en yakınınızdaki insandan gelir. İçinize soktuğunuz, derdinizi paylaştığınız, ekmeğinizi bölüştüğünüz insanlar... Hasetliktir sebebi, kıskançlıktır. Bir menfaati yoktur aslında sizi karalarken. Tamamen kendi egosunu tatmin eder. Bir de enteresan olan; Sizi, sizi en iyi tanıyanlara kötüler. Anlatır, anlatır, konunuz gelmese de açar, boş boş konuşur. Sizi yerin dibine sokarken kendini daima yüceltir. Bilmez mi ki o anlattığı insanlar sizin dostunuz, elbette ki duyduklarını gelip size anlatacaklar. Ama bunu düşünemez gafil. Kendi akıllı ya, sen salaksın, safsın sonuçta. Pardon, iyi niyetlisin...!

Böylelerine verilecek en güzel cevap umursamamaktır. Evet umursamamak. Umursamayıp bağınızı yavaş yavaş kestiğinizde işkillenir, telaşa düşer. Acaba bir yerden birşey mi duydu diye içi içini yer. Sonra edepsizce "Sen değiştin" der. "Tavırların bir başka, birşey mi oldu, biri birşey mi dedi" diye sizi deşmeye çalışır. Kıvranır durur artık yanınızda. E tabii siz mesafe koymuşsunuz, musluk kesilmiş. Artık herşeyinizi anlatmıyor, günde on saat telefonda muhabbet etmiyorsunuz. Bir gariplik olduğu belli.. bırakın yesin kendi kendini.

Yüzleşmeye kalksanız yemin billah eder, inkar eder zaten. "Kim söyledi bunu sana, Ahmet mi, Ayşe mi" diye de teker teker sizi kimlere kestiğini, kötülediğini, sırlarınızı kimlere kimlere anlattığını dökülür o heyecanla. "Sen beni tanımıyor musun, nasıl böyle şeylere inanırsın. Onlar zaten şöyle, onlar zaten böyle. Bizim dostluğumuzu kıskanıyorlar. Allah seni inandırsın, vallahi iki gözüm önüme aksın, şuradan şuraya gitmek nasip olmasın" diye konuşur da konuşur artık, susmak bilmez. HALBUKİ HATASINI KABUL EDİP BİR ÖZÜR DİLESE HERŞEY DÜZELECEK. Ama egolu işte, kabul etmez ki hatasını, terbiyesizliğini. Hala zeytinyağı gibi üste çıkmak için çabalar durur yazık. Akıllı ya bunlar, sen salaksın tabii. Safsın, yine kanarsın nasıl olsa. İyi niyetlisin pardon...! Yemin etti kolay mı.. en ahlaksızları da çocuğu üzerine yemin ederler. Şak diye tanırsın işte onları. Doğru söz yemin istemez halbuki.

Yalancı mıyım?