İnsan haklarının kabul edilmesiyle iktidarın sınırlandırılması arasında yakın ilişki bulunur. İktidarın insan haklarını tanıması ve ona dayanması, otoritesini bireylerle paylaşmasını ve yetkisini onlar lehine sınırlandırmasını gerektirir. İktidarın yetkilerini paylaşmayı kabul ettiği ilk siyasal belgeler İngiltere'de ortaya çıkar. Bunların ilki "Büyük Şart"tır. Kral Yurtsuz Jean’ın 1215 yılında, feodal beylerin isteklerine boyun eğmek zorunda kalarak imzaladığı belgedir. 

Bu şüphesiz bir anayasa değildir, modern anlamda bir haklar bildirisi de değildir. Feodal beylerin bu belgeyi krala imzalatırken izledikleri yol, feodal ayrıcalıklarının kral tarafından tanınmasını ve kralın bunlara saygı göstermesini sağlamaktı. 

İnsan haklarının güvenceye alındığı ilk pozitif hukuk metni, 12 Haziran 1776 tarihli Virginia Anayasasının başındaki "Haklar Bildirisi " olarak tarihte yer alır. Bu bildiride, insanların eşit olarak yaratıldığı, yaratılıştan itibaren vazgeçilmez birtakım haklara sahip oldukları ve hükümetlerin bu haklardan yararlanmayı sağlamakla yükümlü olduğu vurgulanmıştır. Bunların başlıcaları yaşam hakkı, mülkiyet hakkı, mutluluk ve güvenlik arama ve bunlara erişebilme haklarıdır.

İlk kez yayınlanan, "İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirisi" 1776 tarihli Virginia Anayasasından sonra düzenlenen 1789 tarihli beyanname gelir. Bildirinin 17 maddesinde, "... insan haklarının bilinmemesinin, unutulmasının ya da hor ve hakir görülmesinin, kamunun başına gelen felaketlerin ve hükümetlerin bozulup baştan çıkmasının yegâne sebepleri olduğunu vurgular. Bu sebeple doğal, devredilemez ve kutsal olan insan haklarını resmi ve aleni bir bildiri ile açıklamaya karar verir." 

"Ta ki, bu bildiri, toplumun bütün üyelerinin belleğinde her zaman canlı kalarak, onlara haklarını ve ödevlerini durmadan hatırlatsın; ta ki, yasama ve yürütme güçlerinin yaptığı işlemler, her siyasi müessesenin amacı ile her an mukayese edilerek, daha çok saygı görsün; ta ki yurttaşların bundan böyle yalın ve tartışılmaz ilkelere dayanacak dilek ve yakınmaları, daima Anayasanın korunup gözetilmesine ve herkesin mutluluğuna yönelsin..."

Bildiri, kısa sürede bütün Avrupa'ya yayılır ve 1789 Bildirisinin başlattığı, özgürlüklerin yazılı

siyasal belgelerle güvence altına alınması tekniği, yeni yapılan pek çok anayasada uygulama alanı bulur. Anayasanın başlangıcı ile doğrulanıp tamamlanmış biçimleriyle- insan haklarına

ve milli egemenlik ilkelerine bağlılığını resmen ilan eder.