Üsküdar’da inanan insanların uğrak yeri olan Aziz Mahmud Hüdai 1542 -1628 yılları arasında bir asra yakın bir zaman diliminde dünyada var olmuş, ondan öncesi de, sonrası da yok olmuş bir fani. Onun irşad maksadıyla söylediği şiirlerinden bir tutam sunamk iyi gelir herhalde.
 
N'ideyin Gönül Seni
Aşka düşürdün kendüzün
N'eyleyeyin gönül seni
Bir oldu gecen gündüzün
Âh n'ideyin gönül seni

Düşeli aşkına yârin
Yerde gökte yok karârın
Gitti elden ihtiyârın
N'eyleyelin gönül seni

Hakk ile her kim bileşdi
Vâdî-i hayrete düşdü
Aşk deryâsı başdan aşdı
Âh n'ideyin gönül seni

Âşık olaldan dîdâra
Derd ile kaldın âvâre
Döymez oldun intizâre
N'eyleyeyin gönül seni

Aşk ile hoş oldu başın
Ma'şûk ile doldu işin
Kalmadı gayrı teşvîşin
Âh n'ideyin gönül seni

Her gün Hakk'tan ihsân ola
Her müşkil iş âsân ola
Her derdine dermân ola
N'eyleyeyin gönül seni

Ma'şûktan ericek kemend
Uşşâkı eyler kayd ü bend
N'itsin Hüdâyî derd-mend
Âh n'ideyin gönül seni
 
Neyleyim dünyayı
Neyleyeyim dünyâyı
Bana Allâh'ım gerek.
Gerekmez mâsivâyı
Bana Allâh'ım gerek.
Ehl-i dünyâ dünyâda
Ehl-i ukbâ ukbâda
Her biri bir sevdâda
Bana Allâh'ım gerek.
Dertli dermanın ister
Kullar sultânın ister
Âşık cânânın ister
Bana Allâh'ım gerek.
Bülbül güle karşı zâr
Pervâneyi yakmış nâr
Her kulun bir derdi var
Bana Allâh'ım gerek.
Beyhûde hevâyı ko
Hakk'ı bula-gör yâ hû
Hüdâyî'nin sözü bu
Bana Allâh'ım gerek.

Kim umar senden vefâyı,
Yalan dünyâ değil misin?
Muhammedü'l-Mustafâ'yı
Alan dünyâ değil misin?
Yürü hey bî-vefâ yürü,
Sensin hod bir köhne karı.
Nice yüz bin erden geri
Kalan dünyâ değil misin?
Kastedip halkın özüne,
Toprak doldurup gözüne,
Ehl-i gafletin yüzüne
Gülen dünyâ değil misin?
Eğer, şâh u eğer bende
Her kişiyi salan sende
Kimse mekân tutmaz sende
Vîrân dünyâ değil misin?
Kimisini nâlân edip
Kimisini giryân edip
Âhir-i kâr uryân edip
Soyan dünyâ değil misin?
İşin gücün dâim yalan
Çok kişiden arta kalan
Nice kerre boşaluben
Dolan dünyâ değil misin?
Biz yane geldik
Ezelden aşk ile biz yâne geldik!
Hakîkat, şem'ine pervâne geldik!
Tenezzül eyleyip vahdet ilinden,
Bu kesret âlemin seyrâne geldik!
Geçip fermân ile bunca avâlim
Gezerken âlem-i insâne geldik!
Fenâ buldu vücûd-i fânî mutlak,
Bıraktık katreyi ummâne geldik!
Nemiz ola Hudâyâ sana lâyık
Hemân bir lutf ile ihsâne geldik!
Umarız erelim bâkî hayâta,
Civâr-ı Hazret-i Rahmâne geldik!
Geçip âhir bu kesret âleminden,
Hüdâyî halvet-i sultâne geldik!.

Kudûmun rahmet ü zevk u safâdır yâ Rasûlallâh
Zuhûrun derd-i uşşâka devâdır yâ Rasûlallâh
Nebî idin dahî Âdem dururken mâ ü tîn içre
İmâmü'l-enbiyâ olsan revâdır yâ Rasûlallâh
Hüdâyî'ye şefâat kıl eğer zâhir eğer bâtın
Kapına intisâb etmiş gedâdır yâ Rasûlallâh.


Allâhümme yâ Hâdî
Âsân eyle yolumuz!

Sehhil ubûra'l vâdî
Tiz geçir tut elimiz!
Yâ Rabb fazl u cûd ile
Kemâl-i şuhûd ile
Hakkânî vücûd ile
Islâh eyle hâlimiz!