Her sezon alışageldiğimiz teknik direktör kıyımı, Süper Lig'in geride bıraktığımız on haftasında dokuz takımda, tam on teknik adamın kellelerinin uçmasıyla, bu sezon da hız kesmeden devam ediyor.

Öyle ki yönetimler başarısızlığın faturasını tümüyle teknik adamlara kesip, hemen kulübün kapısını gösteriyorlar.

Sezon başında yola çıktıkları isimlerle yollarını ayıran Kayserispor, Adana Demirspor, Alanyaspor, Göztepe, Çaykur Rizespor’dan sonra, son olarak Fraport TAV Antalyaspor, Medipol Başakşehir ve Öznur Kablo Yeni Malatyaspor sezona başladıkları teknik direktörleriyle vedalaştı. Son olarak Kasımpaşa ise, ikinci kez teknik direktörüylü vedalaştı.

Doğrusunu söylemek gerekirse, kulüp başkan ve yönetimleri hedefe en kolay teknik direktörleri oturtuyor. Çünkü, 25-26 futbolcuyu gönderemedikleri için, en kolay yerinden oynatılacak öğe olarak teknik adamlar görülüyor. Hatta bazen öyle durumlar oluyor ki, sezonu 3-4 hatta 5 teknik adamla tamamlayan kulüplere bile rastlayabiliyoruz.

Bu anlamda sanırım UEFA ya da FIFA’nın bir strateji bir uygulama geliştirmesi gerek. Nasıl futbolcular için yılda iki kez transfer dönemi belirleniyorsa, teknik adamlar için de benzeri bir uygulamaya gidilebilir. Örneğin; kulüplere sezonu en fazla iki teknik adamla tamamlama zorunluluğu getirilebilir. En azından ülke federasyonları, kulüplerin ve teknik adamlardan oluşan bir kurul oluşturarak bir yönetmelik hazırlayabilir diye düşünüyorum.

Yukarıda da vurguladığım gibi bu durum her yıl tekrarlanıp duruyor. Her sezon bitiminde bakıyoruz ki takımların büyük bir çoğunluğu, lige başladıkları teknik adamlarla tamamlayamıyor.

Bu noktada şu söyleyebiliriz. Her takım başarılı olmak için sezon başında yola çıkıyor. Özellikle büyük takımlar, ikinciliği bile başarılı göremedikleri bir ortamda tablonun bundan farklı olması beklenemez tabi ki.

Şunu çok rahatlıkla söyleyebiliriz sanırım. İstikrar başarıya giden yolun başlangıcıdır. Sanırım bu anlamda en somut örnek Premier Leauge ekibi Manchester United’in, Sir Alex Ferguson’la 1986 yılında başlayıp, 2013’e dek süren 27 yıllık serüveni olarak gösterilebilir.

Tabi, Manchester United ile Alex Ferguson’un 27 yıl süren bu birlikteliği, biraz uç bir örnek olarak değerlendirilebilir.    

Ancak, bir insanın bir futbolcu grubu ve camiayla olan ilişkisi, bizde olduğu gibi 5-6 hafta da değildir herhalde.

Buradan hareketle, altını çizmemiz gereken olay, sanırım sabrın sonunun selamet olduğu gerçeğidir. Çünkü en küçük başarısızlıkta ipi çekilen ve çoğu zaman da futbolcu transferlerini yapıp daha sonra teknik adamını belirleyen kulüpler hem maddi zarara uğruyor, hem de sistemsel anlamda tam bir, ‘sil baştan’ durumuna düşüyorlar. Ve de ne yazık ki, her yıl bu film vizyona giriyor.

Hoşçakalın…