Allah-ü Teâlâ’nın yeryüzüne hâkim kıldığı dini tekdir. Ve o da İslam’dır. Tüm peygamberlerin ümmetlerine anlattıkları tevhit dini İslam’dır. İslam, kulun her şart ve koşulda Rabbinin iradesine teslimiyetidir. Mümin kişi bu akide üzerine bulunur. Ve bu itikat dairesinde rıza-ı ilahiyi (Allah’ü Teâlâ’nın rızasını) gözeterek amel eder, iş görür. Mümin kişiyi zahiren tanıtan da zaten bu salih amelleridir. 

Yüce kitabımız Kuranı Kerim’de: “Siz, insanlar için çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz. İyiliği emreder, kötülükten men eder ve Allah’a iman edersiniz.”(Ali imran-110) “Onlar, Allah'tan olan nimeti, fazlı ve "Allah'ın müminlerin mükâfatını zayi etmeyeceğini" müjdelemek isterler.” (Ali İmran-117) “Sizden hayra çağıran, iyiliği emredip kötülüğü men eden bir topluluk bulunsun. (Âl-i İmrân sûresi-104) “Sen af ve kolaylık yolunu tut; iyiliği emret ve cahillerden yüz çevir.” (A’râf sûresi-199) Buyurulmaktadır. 

İşte bu akideyi temele alıp hareket noktası olarak belirleyen, İslam davasının hizmetkârları olmayı dileyen kardeşlerimiz var. Allah onlardan ebeden razı olsun. İstanbul Aydın üniversitesi öğrencilerinden Türkiye Gençlik Vakfı’nın gönüllüsü bir grup Emr-i bil maruf için yaptıkları çalışmalarla göz dolduruyorlar. Ayetlerin muttakiler için muştularına mazhar olmayı amaç edinmişler. 

Bulundukları üniversite ortamında anlam arayışında olan gençlerle buluşup İslam akaidini anlatıyor. Birlikte olmaya ve Üstad’ın ifadesi ile “Çağın en büyük ibadetine” ittihada çağırıyorlar. Bir Müslüman olarak bu minvalde yapılan çalışmalara kayıtsız kalamayız. Yine Üstad Bediüzzaman’ın ifadesi ile “Gözünü kapayan yanlızca kendine gece yapar.”  İnanç esaslarımızın eksenini, ülkemiz gençliğinin bugünkü vaziyetini, dünya Müslümanlarının yaşadığı zorlukları dert ederek yazdıkları manifesto niteliğindeki bildirilerini buradan muhatapları ile tekrar paylaşmak istedim.

Değerli Kardeşim! Biz şuncacık ömür zarfında gençlik çağını üniversite ortamında en faydalı şekilde geçirme gayesi güden bir topluluğuz. İnsanın elde edebileceği faydanın en faziletlisi maddeye, makama ve keyfe kulluktan sakınmak ve yalnız bunların yaratıcısı olan Allah yolunda maddi ve manevi gelişim göstermektir. Akranlarımızın maalesef vakit kaybettikleri ve gençliği hiç uğruna tükettikleri meşgalelerden, başta kendimizi daha sonra tüm insanları kurtarma derdindeyiz.

Son yüzyılda insanlığı kasıp kavuran kirli ve katil düzene destekçi değiliz. Kanın aktığı toprakların Müslümanların ayak bastığı beldeler olması, bizi bu gerçek uğruna yaşamaya itti. Dertleri ortak bir topluluk olarak: “Biz ne yapabiliriz ?” sorusuna her gün cevap arıyoruz. Bu karanlık çağdan çıkmanın yollarına taş olmak istiyor ve gelecek olan kardan aydınlığı bekliyoruz. Biz bu düzenden razı değiliz!

Biz gençlerin, bu konuları vicdanlarından silmeye çalışanlara inat; biz bunları konuşmaya ve bu dertle hemhal olacağımıza ant içtik. Bu mesele asıl meseledir. Hak ve batıl mücadelesinin ta kendisidir. 

Dini, milli ve manevi değerlerimiz bizim için her şeyden önemli. Bu uğurda kendimizi geliştirmek ve eğitmek zorunda olduğumuzun farkındayız. Bu çalışmaları ancak beraber yapabiliriz. Allah bir binanın duvarları gibi birbirine kenetlenenleri sever. Gel hep beraber ümmet binasına tuğla olalım!