Geçen yıl ABD’nin hain PKK yı nihayet düşman ilan etmesinin ardından TSK’nın icra ettiği başarılı sınır ötesi operasyonlar, eli kanlı çeteyi kırsal alanlarda barınamaz hale getirdiğinden beri, bölücü çete daha az riskli olduğu bilinen alanlarda, şehirlerde, masum insanları hedef alan eylemlere başladı. 27 Temmuz günü akşamı İstanbul Güngören’de araç trafiğine kapalı, insanların gezip dolaştığı bir caddede, hainler patlattıkları bir ses bombasının hemen ardından toplanan kalabalığı hedef alan parça tesirli bomba patlatarak; 17 vatandaşımızın hayatını kaybetmesine, 154 kişinin yaralanmasına, bölgedeki iş yeri ve evlerin de hasar görmesine neden oldular. Hayatını kaybeden yurttaşlarımızın yakınlarına ve büyük Ulusuma baş sağlığı, yaralı vatandaşlarımıza acil şifalar diliyorum. TSK’nin gerçekten çok başarılı sınır ötesi ve yurt içi operasyonları ile kırsal alanlarda dağda insiyatifi kaybederek barınamaz hale gelen PKK; epey bir süredir kadınları, çocukları, silahsız insanları hedef alan, uzaktan kumanda ile patlatılan bomba ve mayınlı eylemlere yöneldi. Gene masum insanları hedef alan bu son Güngören katliamı, hepimizi derinden yaraladı. Nefretle kınadık, lanetledik. Ve bütün dünya da bu acımasız hain saldırıyı şiddetle kınadı. Cumhurbaşkanımız Sayın GÜL’ün de ifade ettiği gibi; saldırı o kadar insanlık dışı, utanç verici, alçakça bir iş idi ki, eylemi kimse sahiplenmedi. Bu alçak saldırının faiillerinin kısa sürede yakalanıp adalete teslim edileceğinden hiç şüphemiz yoktur. Geçen hafta Çarşamba günü de, Anayasa Mahkemesinin AKP hakkında verdiği karar, aşırı sıcak günlere adeta bir serinlik gibi geldi. Umulur ki, alabildiğine gergin siyasi ortamın yumuşatılması için bu karar bir fırsat olarak değerlendirilir. Yüce mahkemenin bu son kararı hakkında, daha çok olumlu değerlendirmeler yapılmaya başlandı. Gerekçeli kararın bu olumlu değerlendirmeleri daha da güçlendireceği görülecektir. Anayasa Mahkemesinin, daha önceki yıllarda benzer davalara kıyasla, bu kararı süratle vermiş olmasını, mahkeme kapılarında yıllarca hak aramaya uğraşan halkımızın çok olumlu bir gelişme olarak değerlendireceği muhakkaktır. Artık ilgililerin, adli sistemi çabuklaştırmaya yönelmelerinin, günümüzün en önemli meselelerinden biri olduğu açıkça ortadadır. Ve ayrıca mahkemelerin bağımsızlığını hedef alan saldırılarla, daha hakkında iddianame bile düzenlenmemiş kişilere yapılan acımasız yargısız infazlar, giderek toplumumuzda alışkanlık haline gelmektedir. İlgililerin bu tehlikeli alışkanlığı da kontrol altına almalarının artık zamanıdır diye düşünüyorum.