2 Ocak Pazartesi Ay günü Ay Kova burcunda boşluktayken başlıyoruz.

Ay saat 12:58 itibari ile Balık burcuna geçiyor.

Ay Balık burcundayken; kendimizi; rahat, huzurlu ve romantik, iyimser, yardımsever ve hümanist hissederiz. 

Çevremizi “sınırları kalkmış” olarak algılarız. Yani çevremizde olup biten tüm sorunları bir sünger gibi emeriz. Bu durum biraz da aslında kendimizin enerjisinin tükenmesine neden olur.

Hassas oluruz ve çabuk kırılırız. Herkese fedakarca yardım ederiz ve çoğu zamanda bu huyumuzdan da suistimale uğrarız.

Ay Balık burcunda diğer tüm burçların bilgilerini almış ve artık kendi içinde tüm olgunluk haliyle bu bilgilerle çözülmeye başlamıştır. 

Her şey özümsenir ki bir sonra ki aşamada; (yani Ay’ın tekrar Koç burcuna geçişiyle meydana gelen yeni döngüsünde)  yepyeni bir konuya, bir başlangıca konsantre olabilelim.

Böylede Ay’ın Balık burcundan geçtiği günlerde; kendimizi içe kapatırız ve sonra ki döngü başlangıcı olan Ay’ın Koç burcuna geçmesiyle yeniden doğar ve tekrar tüm burçları Ay’ın 2- 2.5 günde o burçlara geçmesiyle yeniden tek, tek yaşarız. Böylece hep tecrübe ediniriz. Her döngü bitiminde, biraz daha bilge oluruz.

Ay Balık’ta iken zihin karışabilir, mistik görünen bazı durumlar yaşanabilir.  Balık burcunun gölge yanıyla da biraz hayalci, ürkek, tembel, keyif düşkünü ve dağınık olabiliriz. Ayrıca çok çabuk etki altında kalabiliriz.

 

Yeni yılda Türkiye’yi neler bekliyor ?


Türkiye’nin doğum günü 29 Ekim olduğu için, 29 Ekim’den, 29 Ekim’e kadar olan 2 ayrı harita hazırladım.  (Solar retürn)

29.10.2016- 29.10 2017 şuan içinde bulunduğumuz zaman dilimi olan ve

29 Ekim 2017- 28.10.2018 olmak üzere 2 ayrı harita üzerinden yorum yapıyorum.

29.10.2016- 29.10 2017Şuan içinde bulunduğumuz zaman dilimine göre;

Halk şu an; yaşam felsefesi ile ilgili bir dönemin içinde. 

Ayrıca hak, hukuk adalet, yasalar, inanç konuları, yabancılar, yabancı kültürler ve “eğitim” konuları ile ilgili bir dönem yaşıyor. 

Bundan başka kaos, terör olaylarının oldukça yoğun yaşandığı bir yıl.

İktidar ise;  şu an birtakım anlaşmalar ve düzenlemeleri kapalı kapılar ardından yapıp, yani bir çok konuyu açık etmeden; Türkiye’nin geleceği ile ilgili düzenlemeler, disiplin, kısıtlamalar,  sıkı yönetim gibi ( Ohal)  konularının gündemde olduğu bir sürecin içinde. 

 Ülke lideri olarak baktığımızda ise; şu aralar yurt dışından özellikle yapmış olduğu  söylemleri  ve hitabeti ile (Merkür/akrep) dikkatleri üzerine çeker durumda. 

Türkiye’nin doğum günü sayılan 29 Ekim’in yıl dönümünde (Solar Retürn);

29 Ekim 2017’den sonra 2018’e kadar olan dönemde, Türkiye’nin Güneş dönüş haritasında Merkür yine Akrep burcunda olacağından devam edecek bir durum bu. 

Ülke liderlerinin önümüzdeki senede yapacağı söylemleri ile Dünya gündeminde oldukça dikkat çeker konumda olacağını söyleyebilirim.

Bu ayrıca Türkiye içindeki tüm siyasetçilerin birbirine karşı ve halk içinde de geçerli olan bir enerji olacak.

Ülke liderinin bu dikkat çeken söylemleri; 

-yılın ilk haritada müttefik ülkeler ve üye olunan, Avrupa Birliği, BM ve NATO  gibi gruplar tarafından izlenirken; 

-ikinci haritada ise  daha çok birlikte ortaklık yapılan; şirketler, ülkeler  ve ortak kazanç sağlanan gruplar arasında tarafından yaşanacak.

“Ne olacak ?” der isek

-özellikle 29 Ekim 2018’e kadar olan dönemde iktidarın ülke lideri ile birlikte,  yeni ortaklıkların anlaşmaların yapılacağı bir dönem yaşanacak. 

Yani o ana kadar halk da kendisini sıkıntıda hissetse bile (daha çok halk “kol kırılır yen içinde kalır” durumunu sergiliyor olacak). 

-İktidar veya ülke liderinin ikinci haritaya göre; kadersel olarak bazı sağlık sorunları, askeri ve güvenlik durumları nedeniyle, bir takım ortaklıkların gerçekleştirilemeyecek ve bazı projelerinin askıda kalması söz konusu olabilir. 

Bu bazı, “sağlık sorunları”, güvenlik konusu, askeri durumlar, diğer doğabilecek günlük rutinler nedeni ile doğacak olan engeller olabilir.

 

Halk ise; en çok “özgürlükleri” konusunda bir yoğunlaşma içinde olabilir. 

Daha çok çalışma saati, daha yoğun sorumluluklar söz konusu olabilir. 

Halkın sorumlulukları artıp, ne kadar kendini kısıtlanmış, kemerleri sıkılmış hissetse bile;  atalarından gelen sahip oldukları dayanma gücü ile,  geleceğe dair umutlarını da kaybetmiyor olmaları söz konu olacağı bir yıl diyebilirz. 


Yeni yılda Dünyayı neler bekliyor?

Önümüzdeki yıl 2024 kadar süren süreç içinde tüm Dünya’da sınırların değiştiği, yer altı zenginliklerinin ve finans dünyasında bir “yeniden yapılandırma” sürecinin yaşandığı bir süreç içindeyiz.

Tüm Dünya’da devrimci hareketlerin, önümüzdeki yıl içinde yer, yer yaşanabileceğini düşünebiliriz. 

Keşifler özellikle teknoloji alanında olan, özellikle de gençleri “eğlence” yönünden rüzgarına kaptıran, bir takım oyunlar veya hiç daha önceden görmediğimiz buluşlar önümüzdeki senenin etkilerinden.


2024’e kadar içinde bulunduğumuz durum bu şekilde devam ediyor olacak.. 

‘2008’den bu yana tüm Dünya’nın içinde olduğu enerji, toprakların veya sınırların depremlerle, savaşlarla veya politik durumlarla değişim dönüşüm içinde  olduğu ve yer altı konularının madenlerin, yer altı zenginliklerinin değişim dönüşüm içinde olacağı bir süreçteyiz (2008- 2024 arası). 

Muhtemelen  değişen yer altı zenginlikleri ile; güç dengeleri de, Dünya üzerinde yer değiştirecek.

Bu süreç içinde ( 2008- 2024)  maddi anlamda da bir değişim oluyor. Yani “para” sözünün anlam olarak değişim göstermesi mümkün.

Finansal alanda daha çok kıymetli madene dönen bir zemin düşünebiliriz. 

Yatırımların altın ya da gümüşe yönelmesi de mümkün.

2008’den başlayıp, 2024 yılına kadar süren Plüto’nun Oğlak burcundan geçtiği bu süreçte, başta yer altı zenginliklerinin olmak üzere her şeyin yakılıp, yıkılıp yeniden yapılandığı bu süreci yaşamaktayız. 

Plüto aynı konuma bundan 256 yıl sonra ancak tekrar gelecek. Dolayısı ile şuan yaşanan bu değişimler köklü ve derinden olmaktadır. 

Bu süreçte ise, Dünya’da ise gücün daha çok doğuya kayacağını görebiliyoruz. Rusya ve Çin’in daha çok güçleneceğini düşünüyorum. 

Ülkemiz önemli badireler ( terör, kaos darbe girişimi gibi) atlattıktan sonra; geleceğe umutla bakabilecek.  Dicle ve Fırat arasına düşen eski Mezopatamya toprakları olarak adlandırılan bölge ise yükselen değerler arasında. 

Muhtemelen kadim medeniyet dahil veya harici bir keşif ile, bir “değer” veya bir durum; söz konusu olabilir. Dolayısı ile bu alanda bir hareketlenme yaşayabiliriz.

Ancak 2024’den sonra dünyanın konusu tamamen değişecek. 

Şu anda geçerli olan enerjiye göre; topraklar, sınırların değişmesi, depremler ve madenler konusunu içeren  “yeniden yapılandırma” dediğimiz bu sürecin; 2008’de başladığını ve 2024 kadar şekilleneceğini söyleyebiliriz.

Tüm bu enerji konu itibari ile; 2024’den sonra “bilim, teknoloji ve keşifler” alanına doğru değişim gösterip yerini bu konulara bırakacak olduğunu söyleyebiliriz. 

***

Pluto’nun Kova burcundan geçeceği; 2024-2044 yılları arası yepyeni gündemi olacak Dünya’nın;

-Özellikle teknolojinin gelişmesiyle, yeni buluşların arka arkaya yoğunlaştığı bir dönemden söz edebilirim. 

-Özellikle bilim alanında yapılan keşiflerle, birçok “doğru bildiğimiz yanlışlarla” da yüzleşebiliriz. 

Dolayısı ile Plüto’nun görevi olan “yeniden yapılandırma”, 2024-2044 yılları arasında daha çok bilim alanında da kendini göstereceğini söyleyebilirim.

Daha geniş bilgi için: 

http://www.oncevatan.com.tr/yasam/ozlem-cetinkaya-yilmaz-hem-kendini-hem-2017de-bizi-neler-bekledigini-anlatti-h103614.html

ÖNCE VATAN-PAPATYA ile olan Reportajım: kısaca Türkiye, Dünya ve Burçlar

http://www.oncevatan.com.tr/images/upload/image/gazete-sayfalari/2016/12/30%20ARALIK/16-.jpg

KOÇLAR ve yükselen KOÇLAR:   

http://www.oncevatan.com.tr/images/upload/image/gazete-sayfalari/2016/12/9%20ARALIK/16-.jpg

BOĞALAR ve yükselen BOĞALAR: 

http://www.oncevatan.com.tr/images/upload/image/gazete-sayfalari/2016/12/16%20ARALIK/16-.jpg

İKİZLER ve yükselen İKİZLER: 

http://www.oncevatan.com.tr/images/upload/image/gazete-sayfalari/2016/12/23%20ARALIK/15-.jpg

http://www.oncevatan.com.tr/guncel/ikizler-ve-yukselen-ikizler-h103364.html

Herkese, mutlu sağlıklı ve huzurlu bir gelecek dileklerimle, yeni yılınızı kutlarım.

Sağlıkla

Özlem Çetinkaya YILMAZ