Bir yarısı daima diğer yarıya muhtaç olan, kadın olmasaydı hayatta olmazdı. Çalışmanın, kazanmanın, almanın, satmanın, giyinmenin, gülmenin, ağlamanın, düşünmenin, üzülmenin, sevinmenin aslında yaşamanın gereği olmazdı kadınlar olmasaydı. Her şey tatsız, tuzsuz olurdu. Erkekler olmasaydı kadınlar için hiç biri olmayacak, bu hallerde erkek, ayaklı ölü gibi olurdu; daha ötesi de yoktu anlamı da yoktu diyorum!
Kadın ve erkek aslında daima birbirine muhtaç. Kadınlar ve erkekler bir elmanın iki yarısıdır malum. Ancak bir araya geldiklerinde gerçek bir bütün oluştururlar. Mutluluk, heyecan, neşe, başarı hatta kızgınlık, öfke, üzüntü, hırs… Hepsi, karşı cinsin varlığı ile anlam kazanır.
Kurâ’n-ı Kerim de: “O sizi (insanoğlunu) bir tek nefisten yarattı ve o nefisten zevcini/eşini yarattı ve bu ikisinden (yeryüzüne) sayısız erkek ve kadın yayıldı.” (Nisa/4:1; ayrıca bkz. A’raf/7:189)
Geleneksel yorumlarda ayette geçen “tek nefis” Adem’e, devamında gelen “eş” kelimesinin de ondan yaratılan Havva’ya referans olarak kabul edilir. Bu yorumlarda “tek nefis” kelimesi “Adem” olarak kabul edildiğinden, ilk insan ve erkek olan ‘Adem’den eşi Havva yaratılmıştır’ sonucuna varılır. Bu yoruma göre; Âdem’e bir uyku çökmüş, melek sol yanındaki eğri kaburga kemiklerinden almış, yerini etle düzeltmiş, henüz uykusundan kalkmadan, Allah, kendisiyle huzur bulması için kaburga kemiğinden kadın suretinde eşi Havva’yı yaratmıştı. Bu tanımlama da, söz konusu ayetlerdeki temel içeriğin, insanlığın erkeğiyle kadınıyla aynı özden yaratıldığı ve bütün insanoğlunun kökeninin, birbirini tamamlayan bir çiftli sistemin parçası olan aynı öze yani tek bir nefse dayanmış olduğudur.
Adem ile beraber dünyaya gelen dünyanın en kutsal varlığı olan kadınımızı; sevmeye, saymaya, kırmamaya, üzmemeye, dinlemeye devam edin. Onların sevgilerinden, şefkatinden, dualarından geri kalmamaya gayret edin. Bugün 22 Mart 2022, ben bundan 53 yıl önce dünyaya gelen dünyanın en kutsal varlığına sesleniyorum:
“Sol yanımın en güzel ağrısı, hoş geldin hayatıma. Hoş geldin hayatıma sevgilim. Silindi bir gülüşünle kötü kaderim. Hoş geldin beni bana sevdiren, gelişi dünyaları durduran kadınım. Bir bahar akşamı vakti ölmekte olan bir bedene senle yeniden doğdum, hoş geldin hayatıma. Gönlüme hoş geldin sevgilim. Bugünüme, yarınıma hoş geldin kadınım, hoş geldin. Hiç beklemediğim bir anda hayatıma girdin ve iyi ki girdin, hayatıma hoş geldin sevdiğim. Nerden geldin nasıl geldin bilmiyorum ama bir anda doluverdin tüm benliğime, hoş geldin yaşamıma, hoş geldin gönlüme. Dünyanın her köşesinde aradım ve sonra en yakınımda buldum sevdiğim kadını, hoş geldin benim biriciğim, hayatıma renk verdin. Seni bekleyen yüreğime mutluluk verdin, hep seni arayan gözlerime ışık oldun, ellerimi tutup her zaman yanımda olanım, mutluluğum, huzurum her şeyim hoş geldin.
Karanlık dünyamı aydınlatan, buz tutmuş yüreğimi ısıtan, hayatıma her yönden anlam katan, bugünüm, yarınım her şeyim hayatıma hoş geldin kadınım. İyi ki çıktın karşıma. Sen bana öyle bir zamanda geldin ki, aydınlıktan karanlığa gömülmüşken, aldığım nefesler biterken, ümitlerim yok olup giderken geldin. İyi ki geldin bir tanem. Şarkılar bu kadar anlamlı değildi; sen olmadan önce, okuduğum yazdığım şiirlerin anlamı yoktu. Sen varsın ya şimdi her şey güzel, her şey anlamlı ve yerli yerinde. İyi ki geldin bir tanem, hoş geldin!
Sanki tüm güzellikler seni tanımlıyor, güzel olan ne varsa sana çıkıyor. Şafak sökerken güneş nasıl büyülüyorsa dünyayı, sen de dünyamı öyle büyüledin. Hoş geldin sevgilim. Hoş geldin hayatıma. Ne iyi ettin de geldin. Sen gelmeden önce, çoraktı bu topraklar. Gelişin yağmurları getirdi yanında, güneşi bereketi getirdi. Ve yeşerdi ağaçlar açtı tüm güzelliğiyle çiçekler hayata umutsuz gözlerle bakarken, geceleyen parlayan bir ay gibi doğdun hayatıma.
Aşkı, sevgiyi getirdin kalbime, hiç kopmayacak bir bağla bağlandın beni kendine. Hoş geldin aşkım. Hiç bu kadar mutlu olmamıştı yüreğim ve böylesine delice çarpmamıştı. Özlemişti ağlamıştı, geçmek bilmek günlere isyan etmişti. Ama senin gelişinle kışım bahara döndü, ağlayan gözlerim güler oldu. Hoş geldin kutsalım. Neredeydin sen, ben her yerde seni ararken, içimde aşk ateşi yanarken, yalnızlığıma her gece dua ederken, hep seni düşlerken söyle sevdiğim sen neredeydin. Ama artık geldin ve ömrümün sonuna kadar benimlesin. Hayatıma hoş geldin kadınım; hiç ummadığım anda, varlığını bile bilmediğim hisleri bana yaşattığın için çok şanslıyım. Unuttuğum ne varsa güzel yanlarıyla hatırlattığın, korktuğum ne varsa huzurunla kovduğun için. Bana beni tekrar buldurduğun için teşekkürler.
Ben sana hiç hoş geldin demeye korkuyorum. Dememem de uygun olur sanki. Çünkü “hoş geldinlerin hoşça kalları” oluyor. İnsan hoşça kal demek istemediği birine “hoş geldin” diyebilir mi? Hem sen de zaten hiç gitmedin ki benden. Sen benim hayatıma baştan aşağıya değiştirmeye, iki bedende bir hayatı paylaşmaya, her zaman hayal ettiğim hayatı yaşatmaya, umutsuz dünyamı yeniden umutlandırmaya, bana aşkı sevgiyi yaşatmaya geldin. İyi ki geldin hayatıma, Hoş geldin sevgilim, hoş geldin.
Sen benim bu hayatta en güvendiğim dağ, huzurla yaslandığım omuz, canım, sevdam, umudum ve her şeyimsin! Seni çok seviyorum canım kadınım! Güneşin doğduğu da bir gerçek battığı da… Kalbimin attığı da bir gerçek, günün bittiği de… Ne çıkar tüm gerçekleri saysak tek ek. Seni seviyorum, işte o en büyük gerçek…
Gül bahçesinde geçse de ömrüm, inan senin üstüne gül koklamam kara gülüm, seni koklamak olsa da ölüm, inan uğrunda ölmeye değer kara gülüm. Bugün benim herkesten daha iyi tanıyan ve beni sevmeyi seçen insanı kutlamam gerek. Bana olan aşkın ve sabrın için teşekkürler. Hayatımda sen olduğun için çok şanslıyım. Senin tarafından sevilmek sadece mutluluk değil aynı zamanda muhteşem bir hediyedir. Ben senin sadece güzel günlerinde yanında değilim kötü gününde de yanındayım sevgilim, seni değişmem hiçbir şeye unutma sevgilim.
Hoş geldin; hayatımın en güzel kadını, çocuklarımın annesi… Ay, yıldıza mutluluk fısıldarken, gel ben kulağına; seni ne kadar çok sevdiğimi fısıldayayım. Gökyüzü sevincini yeryüzü ile paylaşırken, ben seninle evlendiğimiz gün dünyaya söyledim seni sevdiğimi. İşte o gün benim yeni doğum günüm oldu. Seninle yeniden doğdum. İyi ki benim eşimsin, iyi ki varsın. Sensizlik nedir bilmem ben, seninle doğdum sanki. Sense iyi ki doğdun da girdin hayatıma.
Dünyanın en kutsal varlığı: Seni çok seviyorum.