Akdeniz ile Ege’nin birleştiği noktada bir doğa harikası olan Dalyan, 2008 yılında The Times tarafından Avrupa’nın en güzel açık alanı seçilmiş. Ancak bu güzel yöredeki faaliyetlerine bakılırsa bu tarihten çok önce keşfettikleri anlaşılıyor. Dalyan’da yabancılar bu gün yerli nüfusun üzerindeler. Öyle ki yörede yaşayanlar, ileride burada halkımız var diye bu topraklara sahip çıkmalarından çekiniyorlar. Buna rağmen cazip teklifler karşılığında arsalarını yabancılara satmaya devam ediyorlar. Çoğunlukla İngiliz ve Almanlar denize yakın yerleşkelerde toprakları satın alıyor. Bir dönüm, iki dönüm arazilere çok odalı büyük binalar yapıyor ve otel olarak işletiyor. Adı devre mülk oluyor, getirdiği müşteriye “misafir” diyor. 10 kişi gidiyor 10 kişi geliyor, ticaret yapıyorlar, vergi vermiyorlar. Sonra da yetkililer soruyor, ülkemize giriş yapan turist sayısı belli, nasıl oluyor da yerli turizmciler zarar ediyor? Dalyan’da adım başı yabancı turistler ile yüz yüze geldiğimiz düşünülürse daha çok zarar edecekler gibi görünüyor. Muğla Dalyan’a yakın Köyceğiz sınırları içinde bulunan antik çağda bir liman kenti olan Kaunos günümüzde kıyıdan hayli içeride kalmış. Kenti tahkim eden sur duvarları, stoa, agora, çeşme, hamam, tiyatro ve tapınak kalıntıları Kaunos’un antik dönemde tam teşkilatlı bir kent olduğunu gösteriyor. Çeşitli zorluklara rağmen koruma altında bulundurulan kente girişte kaya mezarları ziyaretçilerin ilgisini çekiyor. Nehir, pazuları gelişmiş, yüzleri ve kolları güneşte yanmış yaşlı kadınların kürek çektiği kayıklar ile geçiliyor. Diğer taraftan; Londra’nın Essex kentinde doğan June bir balıkçı teknesi alarak Ege’de seyahat eder ve Temmuz 1975 de Ekincik koyuna gelir. Daha sonra sürekli tatil için bu bölgeye gelen June 1986 yılında İztuzu sahiline yaptığı barakada yaşamını devam ettirir. Burada caretta-carettalarla tanışır, bu sevimli kaplumbağaların korumasını kendisine amaç edinir ve İztuzu’na yapılacak olan oteli, başlattığı kampanya ile durdurur. Caretta carettalarla ilgili bilgi edinerek birde kitap yazar. Ayrıca, Özel Çevre Koruma Kurumu’nun kurulmasında da etkili olur. Kaptan June bugün halen bölgenin bekçiliğini yapıyor. Belediye tarafından oturduğu sokağa adı verilen June bu günlerde günlük (sığla) ağaçlarının kurtarılması için çabalıyor.