Süper Lig’de ikinci yarı tüm heyecanıyla yeniden başladı. Geçtiğimiz yıllarda, ara transfer sezonunun açılmasıyla birlikte bir anda hareketlenen piyasa, bu yıl çok fazla hareketli gibi değil.
Sanırım bu durağanlığın en önemli nedeni, kulüplerin yaşadığı ekonomik sorunlar. Bir diğer neden de, yapılan acele transferlerin kulüplere sağladığı katkı düzeyi. Her ne kadar şu sıralarda, yaprak kıpırdamasa da transfer piyasasında belirli bir ivme yaşanacaktır ilerleyen günlerde. Hele de son dakika transferleri eminim ki yine gündem oluşturacaktır.
***
İlla ki almak değil tabi ki transfer. Göndermek de bir transfer eylemidir çünkü.
Fenerbahçe, başındaki ‘püsküllü bela’ Damien Comolli’den kurtuldu bu süreçte.
Fransa’nın dünya futboluna armağan ettiği ‘Acemi futbol uleması’, (!) kâbus gibi çöktüğü Sarı Lacivertli kulüp ve Başkan Ali Koç’un tepesinden çekip gitti.
Bu kadar zaman nasıl ve neden katlanıldığına akıl sır erdiremediğim, ‘Futbola Fransız’ın gidişi, bir zamanlar görev yaptığı İngiltere’de bile, ‘beklenen gelişme’ olarak kaydedildi.
Liverpool’da görev yaparken yaptığı transfer saçmalıkları sonucu kapının önüne oturtulan Comolli’nin bundan sonra kimin canını yakacağını bekleyip göreceğiz.
***
Futbol gündeminin bir diğer önemli başlığı da, Vedat Muriç’in Gaziantep maçındaki ikinci sarısı ve ardından gördüğü kırmızı kart oldu.
Kosovalı golcü Gaziantep FK maçının 80. dakikasında önce sarı kart gördü. 90+5. dakikada ise ikinci sarı karttan kırmızı kartla oyun dışında kaldı.
Normal şartlarda Muriç, maçı sarı kartla tamamlamış olsaydı Medipol Başakşehir ile ligde oynanacak mücadelede görev alamayacaktı. Ancak, kart kırmızıya döndüğü için cezasını, hafta arası oynanacak olan Kayserispor’la oynanacak olan kupa maçında çekecek.
Bu olay akıllara, “Vedat bu kartı acaba bilerek mi gördü” sorusunu getirdi.
Doğrusunu söylemek gerekirse, bu ‘etik şaibe’nin önüne, kupada görülen kart cezalarının kupada, ligde görülenlerin de ligde çekilmesiyle geçilebilir. Benden hatırlatması.
Hoşçakalın…
Erden AKTOĞU
