Hayat merdivenlerinden gülerek çıkarken, ağlayarak inebilirsiniz bazen,
Hayatın kattıkları, getirdikleri diyorum, yoluma devam ediyorum.
Gözyaşlarımız bizim gücümüz olduğunu da , farkındayım..
Duygular kolay ifade edilmiyor, gözlerimizden akan gözyaşları gibi duygularımızı sözcüklere dökemiyoruz. Fakat gözyaşlarımızdan akan yaşları dokunabiliyoruz, hüznümüzü derinlerde hissedebiliyoruz. Ne zaman gözlerimden yaşlar süzülse Değerli Psikolog Doğan Cüceloğlu’nın sözü aklıma gelir.
Doğan Cüceloğlu ‘’İletişim Donanımları‘’ adlı kitabında şöyle der: ’’Aynada gözlerinin içine rahat rahat bakarak söylemeyeceğin şeyleri söyleme ve yapma; çünkü senin en önemli gücün bu gözlere rahat rahat bakabilmekte saklıdır.’’ Bu söz beni çocukluğuma getiriyor, çok uzaklara..
Zaman tüneli olsaydı ve yedi sekiz yaşlarındaki masum çocukluğuma dönseydim, kendime şunları söylemek isterdim.
Haddini, sınırlarını sana kimsenin bildirmesine izin verme.
Haddini senin emeğin, çaban , kendi özgüveninin belirlediğini de unutma.
Sağır Kurbağa hikayesini de kulağına küpe et. Sağır Kurbağa hikayesini hem kendime hem de sizlere hatırlatmak isterim. Kendimizden, hayatın içinden bir hikaye…
Zamanın birinde bir gün kurbağaların yarışı varmış. Hedef; çok yüksek bir kulenin tepesine çıkmakmış. Bir sürü kurbağa da arkadaşlarını seyretmek için toplanmış ve yarış başlamış.
Gerçekten seyirciler arasında hiçbiri yarışmacıların kulenin tepesine çıkabileceğine inanmıyormuş. Sadece şu sesler duyulabiliyormuş:
“Zavallılar! hiçbir zaman başaramayacaklar!”
Yarışmaya başlayan kurbağalar kulenin tepesine ulaşamayınca teker teker yarışı bırakmaya başlamışlar. İçlerinden sadece bir tanesi inatla ve yılmadan kuleye tırmanmaya çalışıyormuş. Seyirciler bağırmaya devam ediyorlarmış:
“Zavallılar! hiçbir zaman başaramayacaklar!”
Sonunda bir tanesi hariç, hepsinin ümitleri kırılmış ve bırakmışlar. Ama kalan son kurbağa büyük bir gayret ile mücadele ederek kulenin tepesine çıkmayı başarmış. Diğerleri hayret içerisinde bu işi nasıl başardığını öğrenmek istemişler. Bir kurbağa ona yaklaşmış ve sormuş;
“Bu işi nasıl başardın?” diye.
Kurbağa cevap vermemiş.. Bir daha sormuşlar.. Yine cevap vermemiş..O anda farkına varmışlar ki; kuleye çıkan kurbağa sağırmış!
Sağır kurbağa gibi ol, güzel kalbini kimsenin kırmasına izin verme, bahçendeki çiçeklere sulamaya devam et, masum kalbini de!
Masum çocukluğuma, masum kalan kalplere….