“Zaman her yarayı iyileştirir. Peki ya zamanın kendisi hastalıksa. ,,

                                                                                                       Melda Zirek

                                                *

Bahar temizliği başlasın: Hayatınızdaki fazlalıkları atın. Giymediğiniz kıyafetleri, kullanmadığınız eşyaları, sizi kullananları, hayatınızda yeri olmayan insanları. Hafifleyeceksiniz.

                                              *

SEV SADECE

Öfke nöbetleri
Hüzün dalgaları
Sevgi arsızı
Kabullenme kaygısı
Terbiye kölesi
Tek kişilik oyunun birincisi…
Zıvanadan çıkma halleri
Köpüklü bir kahveyi höpürdetmenin,
doyulmaz hazzı.
Yalnızlığın en koyu halini fincana çörekleme durumu!
Hınzır bir dalkavuğun önünden çekilme arzusu
Tek başına yürüme arzusu ile yanan cambazın ip tutkusu
Buhranlar.
Ah o buhranlar...
Baharla tomurcuklanan arzuların doyumsuz sonu.
Aşk kölesi 
Tan vakti
Tam vakti.
Her şeye teğet geçen tenlerin yorgunluğu.
Ah demenin,oh demenin ,vah demenin en ucu.
Demlenme vakti.
Dellenme vakti.
İpi kesmenin,cambazı yenmenin saati.
Fincanı çevirmenin,fallarda delirmenin
Deliyken gerinmenin
Gerindikçe yerinmenin tezat hali.
Nöbetçi !!!
Devir öfkeyi.
Altta kaldım diye yerinme!
Üste çıktım diye sevinme. 
Sev sadece
Sev
         Sev
                       Sev
                                                Melda Zirek/ Vicdan Manifestosu 

                                                 *

Bu hayata bir tane daha canlı getirmeyi istemek kadar bencil bir istek yokmuş. Sorumluluk almanın verdiği ağır yükü kaldıracak bünyeye sahip değilmişiz. Hayat çok pis oyunlar hazırlıyormuş. Masum bir çocuğun geleceğini kirletemezmiş. Kurmaca bir hayat yaşıyormuşuz. Hayali bir dünya kurmuşum! Hayal görüyormuşum. Kendi oluşturduğum hayali düzenin içinde onunla vakit geçiriyormuşum. O da beni bu yüzden seviyormuş. Gerçeklerden ve hayat telaşından uzaklaşarak benimle hayallere dalmanın keyfini sürüyormuş. Günlük meşakkatlerini bana geldiğinde dışarıda bırakıyormuş. Benim hayali evimde gerçeklere yer yokmuş. Tatlı, sevimli bir evmiş. Ve ikimizi de farklı dünyalara götürüyormuş. Gerçek dünyadan ben fark etmeden beni kolluyor, koruyormuş. Görünmez duvarlarla çevrelemiş benim hayatımı. Bu yüzden bu kadar rahat yaşıyor ve fark etmesem de mutluluktan ne yapacağımı bilemiyormuşum. Çocuk isteme konusundaki ısrarımın yersiz oluşundan bahsederken gözlerimin içine bakıp; ben de senden bir çocuk sahibi olmak isterim. Çocuk yapmak kolay. Dünyanın en güzel ve keyifli şeyi. Ancak sonrası beni endişelendiriyor. Sana verebileceğim şeyler kısıtlıyken ve sen bunları pek ala biliyorken bu manasız sohbetlere ayıracak vakti bulup senle konuşuyor olmam bile mucize canımın içi!
Öğğğk. Böyle can içi istemiyorum. Ne güzel oynuyor kelimelerle. Benle oynadığı gibi. Evet hayal dünyasında yaşıyorum belki. Hayal dünyamın içindekiler de etten, kandan insanlar değil haliyle. Hayaletler yaşıyor benim hayal dünyamda! Tek canlı benim. Dünyanın hakimi de, esiri de benim. İstediğim zaman istediğim şeyi söyleyebilir, istediğim kuralları koyabilirim. O Dünyanın başkanıyım! Yasalar, yasaklar, ferman… Her şey benim kalemimden geçer. Benim hükmüm geçer. Adalet, yâda yanlılık benim keyfime kalmış. Hüngür hüngür ağlayabilirim sokaklarımda, yâda çırılçıplak koşabilirim. İstediğim hayali sevgiliyle herhangi bir köşe başında sevişebilirim. Hem de dibine kadar! Ar, edep yok benim mahallemde. Özgürlük hâkim. İradene ve nefsine sahip çıkma zorunluluğun yok. Korku şehrime girmemiş bile. Literatürüme dahi almadım. Aşk var. Sevişme var. Mutluluk, neşe, umut, ümit, sevgi… Var. Benim mezarlarımda da insanlar yatmıyor elbet. Tüm kötülüklerin üstü toprakla örtülü. Benim dünyamda iyi insanlara ölüm yok. Ve bir sürü çocuklarım var. Hepsi benim. Bana ait. Kimseden değil benden, salt benden. Hayal dünyaları da çok geniş. Onlara en geniş ve güzel kısmı veriyorum. Hürlüğün tadını, adını istedikleri gibi çıkarabilmeleri için. Hayal dünyalarının içine bir sürü oyun ve oyuncak yerleştiriyorum. Biliyorum ki bir çocuğun hayal dünyası ne kadar geniş olursa o kadar mutlu olur. Yaşayamadığım tüm güzel yaşamları sığdırıyorum dünyama. Öğrenmelerini istediğim tek şey mutluluk! Evet, benim hayal dünyam da böyle hayali fikirlerle dolu. Çünkü o istediğim tek şeyi bile bana vermeye aciz. Korkak! Yorgun ve bezgin! Çık hayal dünyamdan. Tüm gerçeklerini al ve git!
                                                                                                   VİCDAN manifestosu kitabından