Temiz Deniz Derneği, dünyada ve ülkemizde deniz kirliliğine dikkat çeken bir örgüttür.

Bu sivil toplum örgütü bazen İstanbul Boğazı'ndan denizi temizleme çabası içinde olur.

Tabii ki böyle yılda bir gün çevreye duyarlı olmakla denizlerimiz temizlenmez.

Derneğin amacı, toplumun dikkatini çevreye ve denizlerimizin kirliliğine çekmektir.

Bir sigara izmaritinin denizde ancak bir ayda yok olduğunu, bir pet şişenin 450 yılda yok olabildiğini bilirsek, denize çöp atarken belki biraz daha dikkatli olabiliriz.

Gönüllü derneklerle bu sorunlar çözülemez. Deniz kıyılarına sahip olan belediyeler; sokakları temizledikleri gibi, denizleri de temiz tutma konusunda kararlı olmalıdırlar.

Her lodos fırtınası sonrasında Marmara Denizi'nin Kuzey kıyıları, poyraz rüzgârları sonrasında da güney kıyıları çöp ve plastik artıklarla feci şekilde kirlenmektedir.

Deniz pislikleri kabul etmiyor ve dalgalarla insanların suratına fırlatırcasına sahillere atıyor.

Ama biz insanlar bundan hiçbir ders almıyoruz ve denizleri kirletmede adeta birbirimizle yarışıyoruz.

İskenderun Körfezi'nde çürüyerek batan zehir yüklü gemi dileriz ki son felâket olur ve yöneticilerimizin uyanmasına vesile olur.

Zehirli atıklar Akdeniz'in suyuna karışırsa, hem kendi karasularımız hem de komşu ülkelerin deniz suları zehirlenmiş olacak. O bölgelerde yapılacak balık avı, insanlık için bir faciaya dönüşebilir.

Tamamen bir iç deniz olan Marmara'nın temiz tutulması ise ülkemizin sorumluluğundadır. Bu çevrede alınacak önlemler hem balık neslinin çoğalmasına, hem de denize girilebilir temiz sahillerin olmasına vesile olacaktır.

Turizm gelirlerimizin yüzde 80'inin denizlerimiz sayesinde oluştuğunu, 8 milyar dolarlık kaynağı yok etmeme pahasına denizlerimizin önemini kavramamız gerekiyor.

Ülkemizin protein ihtiyacının yüzde 14'ünün denizlerimizden sağlandığını düşünürsek, temiz denizlerin ne kadar önemli olduğu daha iyi anlaşılır.

Boş oturmak, insanı çalışmaktan daha çabuk eskitir.

Benjamin Franklin