BU ZİHNİYETİ GERÇEKTEN FİŞLEMEK LAZIM
Hüseyin DAYI
300 civarında sanatçı ve yazar, Beyoğlu Kaymakamlığ'na "fişle beni" dilekçesi vermiş. Gerekçe bir askeri birime bağlı iki subayımızın hatalı bir yazısı. Hani şu meşhur, "adam fişleme" diye yorumlanan yazı.
Vasatın altında, geriliğe yakın bir zekânın bile bir yanlışlık olduğunu kolayca anlayabileceği, bu yüzden gülüp geçeceği türden olan bir yazı.
Memleketimizde Ku Klax Klan örgütü mü var ki hakkında istihbarat amacı güdülsün?
"Efendim, etnik ayırımcılık yapanlar ifadesi de var." Kuzum, bunun istihbaratına ne gerek var? Adamlar her gün partilerinde, derneklerinde, gazetelerine isteklerini açık kimlikleriyle rahat rahat dile getiriyorlar.
"Efendim, AB, ABD taraftarları da soruluyor." Yavrucuğum, tersi olsaydı yani onların karşıtları sorulsaydı haklı olabilirdin. Taraftarlarını sormaya gerek mi var? Medyaya da, partilere de, mevcut ve geçmiş hükümetlere de bir bak. Senelerdir neredeyse görüşlerini devlet politikası haline getirmiş denebilecek kadar çoğunluktalar. AB ve ABD ile görüşmeler, onların istedikleri doğrultuda yasalar, "ulusal programlar", "uyum paketleri" gizlice ve faili meçhullerce çıkarılmıyor ki. Televizyonlarda yayınlar özel bir sistemle özel kulaklara fısıltıyla yapılmıyor, gazeteler el altından özel bir yöntemle dağıtılmıyonr ki.
Bu konularda bir istihbarat çalışmasına gerek olmadığı gibi lüzum görülebilecek konularda da bu yöntemle bilgi toplanmasına imkân yoktur. Devletin iç istihbaratla görevli, özel yetiştirilmiş elemanlarından müteşekkil kurumları varken böyle ortalığa düşecek yazışmalarla "fişleme" mi yapılır?
Haberi cep mesajı olarak ilk aldığımda, "tuhaf bir haber" diye yanımdakilere okumuştum ve gülüp geçmiştik. Meğer konuyu ciddiye alacak, üzerine balıklama atlayacak dahiler varmış. Evet onlar dahidirler; en sağlam ve kutsal değerlerimize ne zaman, nasıl vuracaklarını bilen art niyetli ve düşman dahiler.
En geri zekâlıların bile bir yanlışlık olduğunu anlayabildiği halde onlar anlamadılar mı sanıyorsunuz? Peki, ya Genelkurmay'ın "eğitim zaafı bulunan subaylar" temellendirmesi ile "insan kusurundan kaynaklanabilecek olumsuzluklar" diye açıklamasından da mı öğrenmediler.
Genelkurmay açıklamasında şöyle diyordu: "Üzücü olan husus ise böyle bir olumsuzluğun bir kurumla özdeşleştirilmesi, genelleştirilmesi, yanlış makam ve kişilerin suçlanması ve yıpratılmasıdır."
Bu açıklama karşısında ise protestocu dahilerden bir hanımın dediğine de kulak verelim: "Bu fişleme uygulamasını yapan kişileri de kurumları da affetmeyeceğiz." Kendisini af etme makamında gören kişiye de bakın.
Protestocu "beni fişle" dilekçecileri, biz de sizin zihniyetinizi affetmeyeceğiz.
O zihniyet ne zaman bir insan; aile, namus, din ve ordu adına bir hata yapsa hemen genelliştirip bütün bu saydığımız sapasağlam mukaddes değerlerimizi yıpratmaya çalışmaktadır.
"Antidemokratik ordu", "Türk milliyetçiliği faşistliktir.", "İslamiyet gericiliktir", "Tespih çeken el ile silah çeken el aynıdır.", "Namus insanın apış arasında değildir.", "Cinsel yaşam özgür olmalıdır", "Aile hayatı çağ dışılıktır, çağdaş olan birlikte yaşamaktır" diye zırvalayarak bütün manevi değerlerimizi yok etmeye çalıştıklarını hepimiz yeniden hatırlamalıyız.
Ben, şahsen AB'ye tam karşı, ABD'yi ise mevcut politikasını terk edinceye kadar dışlama yanlısı olmama rağmen, onların paralelinde düşünenleri "hainler" olarak nitelendirmem. O fikirde olanların da memleket lehinde arayışlar içinde olurken yanıldıklarını kabul eder ve elimden geldiğince ikna etmeye çalışırım. Ama maalesef, bizi millet yapan manevi değerlerimize düşman olanlar hakkında aynı hüsnüzanı gösteremem.
Genelkurmay, söz konusu hata için "Silahlı Kuvvetler'in iç meselesi" demektedir. Doğrudur. İç meseleye karışmak aklımızdan bile geçmez. Lakin, ilgili açıklamada da belirtildiği gibi "insani bir kusurun" fazlaca büyütülmesinden, sadece insan olmanın tezahürü olan ve kimeye bir zararı söz konusu olmamış bir yanlışlıktan dolayı, görev heyecanı taşıyan, asker ya da sivil bir tek şahsa bile "ceza" ile mukabele edilmesi karşısında üzülürüm.
Malum zihniyet, bir hata olarak açıklanmış olmasına rağmen hala TSK'yı bir kurum olarak "affetmeyeceğiz" şeklinde suçlamaya devam ediyorsa, maskeleri yeterince düşmüş demektir.
Genelkurmay açıklamasıyla masum olduklarına tamamen ikna olduğumuz subaylarımız, kanaatimce hata ile de olsa, bir maskenin düşürülmesi ile yine de güzel bir istihbarat hizmeti yapmışlardır. Benden bu kadar, takdir yetkililerindir.
Millet olarak hepimizin yetkili olduğumuz bir hususta ise tüm resmi ve sivil kimlik taşıyan vatandaşlarımıza sesleniyor ve diyorum ki:
Şahısları değil ama, bizi biz yapan değerleri yıkmak isteyen zihniyeti iyi tanıyıp unutmamak için fişlemeliyiz.
Yorumlar