Hakemler hakkında kolay kolay konuşmayı ve yazmayı seven birisi değilim. Çünkü hakemin de her iş kolundaki, her insan gibi hata yapabileceğine inananlardanım.

Tabi ki her işin profesyonelleri gibi, onların da yaptıkları işi en iyi şekilde yapmasını ve bol sıfırlı dolar ve EURO’ların havalarda uçuştuğu, futbol gibi, bacasız sanayi olarak değerlendirilen bir spor branşında doğruyu ve adaleti temsil etmeleri gerektiğini savunurum.

Bu güne dek, ufak tefek eleştiriler ötesinde, onlar aleyhine de pek yazmadım. Dedim ya, herkes gibi onların da hata yapma olasılıkları var.

Ancak bu sezon durum biraz farklı. Video Asistan Sistemi diye çok önemli avantajı kullanıyor hakemlerimiz. Kısaltılmış biçimiyle, ‘VAR’ olarak adlandırılan bu sistemde bilindiği gibi, sahadaki hakemlerin dışında, en gelişmiş sistemlerle bezenmiş teknolojiden doğrudan yararlanarak geliştirilmiş bir destekten yararlanıyor hakemlerimiz.

Şimdi diyeceksiniz ki; “Ne şimdi oldu da hakemleri diline dolayıp, yazına konu ettin?”

Hemen söyleyeyim…

Cumartesi akşamı oynanan ve Başakşehir’in Fenerbahçe’yi 2-1 yenerek, şampiyonluk yolunda çok önemli bir adım attığı maçta, bir Fenerbahçe atağında, topun Arda Turan’ın önce ayağına, oradan da eline çarpmasına karşılaşmanın hakemi Hüseyin Göçek, “Devam” dedi. Pozisyonu ‘VAR’a bile taşımadı.

Doğrusunu söylemek gerekirse çok yadırganacak bir durum değil bu. Ancak, hemen ertesi gün oynanan Aytemiz Alanyaspor Büyükşehir Belediye Erzurumspor maçında da, bu pozisyonun birebir aynısı yaşandı. Maçın ikinci yarısının hemen başlarında, ev sahibi takımın bir atağında top tamamen aynı şekilde Erzurum defansından Lokman’ın eline temas etti. Karşılaşmanın hakemi Mete Kalkavan tereddütsüz penaltı noktasını gösterdi. Her ne kadar, atışı kullanan Cisse, golü atamasa da, penaltı kararı verildi ve uygulandı sonuçta.

İşin ilginç yanı ise, bu maçın VAR hakemi, bir gün evvel aynı pozisyona, “Devam” diyen Hüseyin Göçek’ti. Şimdi, “Bu ne yaman çelişki böyle” diye sormak gerekmiyor mu?

Benim işim bir maçla, ya da bir maçtaki hakem hatasıyla değil. Bu konuyu öne çıkarıp, Medipol Başakşehir’in galibiyetine gölge düşürmeyi de hiç düşünmüyorum. Amacım sadece ve sadece, hakem kararlarının, takımlara, isimlere ya da camialara göre verilmemesi gerektiğini vurgulamak. Bir karar ve sonrasında çalınan düdükle, bir diğer karşılaşmada başka takım için verilen karar ve çalınan düdüğün de aynı olması gerektiğinin altını çizmek istiyorum.

Bu durum ilk kez olan bir şey değil, eminim ki son da olmayacak. Ancak, en azından akıllarda kalıp, bu tür çifte standartların azalması adına iyi bir örnek olarak hafızalarımıza kazınsın diliyorum.

Kalın sağlıcakla…