Bir sonbahar akşamı, yıl 1998, İzmir/Narlıdere. Sözler: Zuhal Aktan ve Korcan Yiğit, Müzik: Korcan Yiğit. 23 yıllık bir şarkı, 23 yıllık bir dostluğun ilk şarkısı; NAZAR.

Evde piyanonun başında oturmuşum, kendi kendime bir şeyler mırıldanıyorum. Çok hatırlamıyorum ama belli ki canım sıkkın. Çünkü ne zaman kafam bir şeye takık olsa piyanomun başında bulurum kendimi. Bir terapi benim için müzik. Bir rahatlama biçimi. Parmaklarım dolaşırken siyah ve beyaz tuşlarda zihnim boşalır yavaşça. Mutluluğum, sevincim, üzüntüm ve kederim, düşüncelerim, telaşım, dertlerim, aşk acılarım akar istemsizce parmaklarımın ucundan piyanonun tellerine. Her tuşede farklı bir his, her notada farklı bir duygu, rahatlar içim, çözülür. 

Anlamlı, anlamsız dizeler mırıldanmak, kimi tekrarlayan düzensiz melodilerle sözlere ruh katmak. Kendini müziğe aktarmak. İçini piyanoya boşaltmak ve piyanonun seni dile getirmesi...

Derken kapı çalındı ve Zuhal Aktan çay içmeye geldi, çat kapı. İzmir küçük yer, zaten o dönem de Zuhal Güzelyalı'da oturuyordu, yakındık yani. İyi de oldu, boşaltamamıştım kafamı.

Biraz fındık, fıstık, dost muhabbeti, iki bardak çay ve karşı fırının enfes elmalı kurabiyeleri... Laf lafı açtı, biraz iş, biraz dedikodu, en çok ta dost bildiklerimizin riyakar tavırları üzerine sohbet sohbeti doğurdu.

"Bir ağırlık var üstümde" dedi Zuhal. "Nedir acaba, nazar mı değdi", "Başım da ağrıyor..."

Tabii bu soruya ne cevap verilir! "Allah korusun nazarlardan".

Bir kelimedir ilhamı getiren, bir andır o kıvılcımı çakan. Hele ki iki müzisyen bir araya gelmişken mümkün mü müziğe dönmesin muhabbet... 

Zuha'lin cevabı "Hazanlardan, kazanlardan Allah korusun nazarlardan" oldu. Ben de yapıştırdım hemen bir cümle "Uzak durasın sazanlardan, gel bir öpeyim yanaktan "

Sonra devam etti Zuhal; "Göze mi geldin, söze mi geldin". Ben durur muyum; "Nazar değdi de bize mi geldin. " Boyuna posuna, güzel yüzüne, nazar değdi de bize mi geldin"

Zuhal verdi hemen cevabı; "Fındık, fıstık verelim, gece gündüz besleyelim". Ve yine ben getirdim sonunu; "Gel bir kurşun dökelim, okuyup üfleyelim".

E, bu sözler dilden dökülür de parmaklar boş mu kalır. Sözler notalara, dizeler melodilere karıştı. Sonuç NAZAR...

Aranjörüm ve Mix: Cüneyt Yalmaz, Mastering: Emre Kıral, Klip Yönetmenim: Buğra Karaçam, Cast ve Hikaye Merve Duran Karaçam - BlackpineTalent, klibime eşlik eden değerli oyuncu dostlarım: Emine Gülsüm Göznümer, Nur Günay, Paria Jahani ve Nurgül Gerçek, Radyo Pr Danışmanım: Tülay Karabulut, Yapımcım: Polat Şenol - Dinç Müzik; Emeğinize, yüreğinize sağlık. Şarkımıza can kattınız.

NAZAR; Keyifli bir ortamda, keyifle yazılan bir şarkı. Klibi de bir o kadar sempatik ve hareketli.

Söz bizden çıktı artık, ummana karıştı. Mutlu günlerinize eşlik eder inşallah.

Bu haftaki köşe yazımda, 11.11.2021 tarihinde yayınlanan yeni şarkım NAZAR'ın ruhunu sizlerle paylaşmak istedim. Beni, bizi daha iyi anlayabilin istedim.

Asla megalomanlık değil kastım. Tanıyanlar bilir; Hiç bir zaman kendimi övmedim, anlatmadım...

Ama biraz yetenekliyim sanırım.

Yalancı mıyım?