Elazığ’da yaşanan deprem nedeniyle sarsılıp, yitirdiğimiz canlarımıza Allah’tan rahmet, yaralılarımıza şifa ve tüm ulusumuza da başsağlığı diliyoruz. Yüce Rabbim, bir daha böyle acılar yaşatmasın diyorum.

Depremin yaşandığı akşamın gündüzünde, Beşiktaş’ta yaşanan gelişmeler de bir tür deprem etkisi yarattı. Siyah Beyazlı takımın Büyükşehir Belediye Erzurumspor karşısında aldığı yenilgi ve kupadan eleniş taşları yerinden oynattı camiada fay hattında önemli kırılmalara neden oldu ve yönetim, yaptığı toplantıda teknik Direktör Abdullah Avcı’yla yolları ayırma kararı aldı.

Çıktığı son sekiz resmi maçın yedisinden yenik ayrılarak adeta şoka giren Beşiktaş’ta sıcak saatler yaşandı. Erzurumspor maçında tribünlerin Abdullah Avcı ve oyuncuların bir kısmına büyük bir tepki göstermesi ve tribünler tarafından Avcı’nın istifaya davet edilmesinin ardından yönetimin, tesislerde düzenlediği toplantı Avcı’nın biletinin kesilmesiyle son buldu.

Hatırlayacaksınızdır, ilk yarının ortalarına gelmeden bu konuda, Abdullah Avcı’nın Beşiktaş’la doku uyuşmazlığı içinde olduğunu ve takımdaki ömrünün çok fazla olamayacağını yazmıştım.

Belirtmeliyim ki, sahada alınan sonuçlar değildi beni bu düşünceye sevk eden. Avcı’nın, Beşiktaş’ta uygulamaya koymak istediği futbol metodolojisinin, mevcut futbolcu grubuyla uyumlu olmamasıydı bu öngörümün arkasında yatan.

Durum aslında geçen yıl Fenerbahçe’de yaşananların neredeyse tam anlamıyla bir kopyasıydı. Phillip Cocu’nun oynatmaya çalıştığı futbol da sonuç getirmedi ve Hollandalı hocayla vedalaşılıp, geminin dümeni, taraftarın da isteğiyle Ersun Yanal’a teslim edildi. O süreçte de özellikle vurgulamıştım; Bir teknik adamın futbol anlayışı ne olursa olsun, kafasındaki şablonu uygulayabilmesi, futbolcu grubunun yapısıyla doğru orantılıdır…

Tabi ki Abdullah Avcı’yla Phillip Cocu’nun futbol şablonları aynı değil, ancak iki teknik adamın da iskelet yapısı aynı detayları öne çıkartıyordu.

Şimdi oturup derin derin, taktik analizi yapmayalım. Sonuç itibarıyla, iki teknik adamın da belirgin ortak hatası, eldeki malzemeye uygun futbol oynatmayışıydı.

Bu arada, Abdullah Avcı’yla yolların ayrılmasından iki gün önce, mali krizi aşmak için çare arayan başkan Ahmet Nur Çebi ve yönetimi, olağanüstü kongreyi gündeme aldı. 500 milyon doları bulan borcu kapatmak için mal satma yetkisi almak isteyen yönetim, Mart başında olağanüstü kongreye gitmeyi planlıyor.

Geleceğe ait 6.5 milyar liralık geliri ipotekli olan kulüp, bir yandan krizden çıkmak için çare ararken, şimdi bir de teknik direktör darbesi yaşadı.

Neyse ki, neredeyse tüm camianın ve tribünlerin hayli zamandır seslendirdiği Sergen Yalçın ismi var. Sanıyorum, ne yapıp edip, Btc Turk Malatyaspor’dan ayrılan Sergen’i takımın başına getirmenin yolu aranıp bulunacak ve tribünlerin beklentisine yanıt verilecektir. 

Hoşçakalın…