Cumhurbaşkanı adaylığı için 100 bin imzayı toplayamayan Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile görüştüğünü ve Cumhur İttifakı’na katılma talebinin reddedildiğini açıklamıştı. Biz de tüm süreci Vatan Partisi Gençlik Kolları Öncü Gençlik Genel Başkanı Barış Demiralay ile konuştuk.

Ayrıca sohbet ederken dikkatimi çeken bir detayı da sizlerle paylaşmak isterim. Barış Demiralay, tüm sorularımı “Biz” diyerek yanıtladı. Her cümlesinde biz kelimesinin geçmesi, çok kıymetli. Belki de başarının 3 harfi.

Demiralay; “Mayıs’tan sonra da dünya dönmeye devam edecek. Çok güçlü hazırlandığımız meclis seçimleri var” dedi.

Hoş geldiniz öncelikle. Sizi tanıyabilir miyiz?

Hoş buldum Yağmur Hanım. Ben Barış Demiralay.1995 Kayseri doğumluyum. Bursa’da ilkokul ve ortaokulu okudum, Bursa’da büyüdüm. 10 yıldır da İstanbul’da yaşıyorum. İstanbul Üniversitesi Gazetecilik Bölümü mezunuyum.2011 yılında Vatan Partisi’ne üye oldum, o zamanki adı İşçi Partisi’ydi. Vatan Partisi Gençlik Kolları Öncü Gençlik’in 2 yıldır Genel Başkanlığı görevini yürütüyorum. Bundan önce Türkiye Gençlik Birliği’nde Genel Başkan Yardımcılığı, Genel Sekreterlik, İstanbul İl Başkanlığı görevlerini yürüttüm.

Peki partideki yolculuğunuz ilk nasıl başladı? Siyasete ilginiz hep var mıydı?

2011 yılında ben 16 yaşındayken Türkiye kötü bir durumdaydı. Açılım adı altında Türkiye bölünmeye gidiyordu. Milli bayramlar yasaklanıyordu, TSK’ya kumpaslar kuruluyordu. Ben de lisede okuyordum o dönem. Atatürkçü, vatansever ve milliyetçi bir gençtim. FETÖ’nün Samanyolu adlı kanalında komutanların, Vatan Partisi’nin önderlerinin ve Doğu Perinçek’in Ergenekon kumpasıyla cezaevlerine atılmalarının propagandası yapılıyordu. Aynı zamanda Atatürk’e dair bazı saldırılar vardı; Atatürk heykellerinin yıkılması, Anayasa’dan Türk Milleti kavramanın çıkartılması gibi... O süreç aslında benim ve benim yaşlarımdaki birçok gencin politikleşmesini sağladı. Şehitler geldiğinde Mehmetçik yürüyüşlerine ve şehit eylemlerine katılıyorduk, saygı duruşlarında bulunuyorduk. O sıra bir keşif süreci oldu tabii. Ben ilk olarak Türkiye Gençlik Birliği ile tanıştım. FETÖ tarafından sınav soruları çalındığı için kalem kırma eylemlerimiz oluyordu, YGS’den sonra bütün sınava giren arkadaşlarımızla kalemleri kırıyorduk ve bu iktidarın da kalemini kıracağız diyorduk. Bu süreçte Vatan Partisi’yle ve Türkiye Gençlik Birliği’yle tanıştım, görev almaya başladım. Bizim İnegöl’de liseli teşkilatı yoktu, onu kurma kararı aldık öncelikle. Yolculuğumuz bu şekilde başlamış oldu Yağmur Hanım. Üniversite tercihimi de partimle beraber yaptım ve İstanbul’a geldim. Türkiye’nin her yerinde TGB’nin bizim yönettiğimiz Atatürkçü Düşünce Kulüpleri vardır. İstanbul Aydın Üniversitesi’nde Atatürkçü Düşünce Kulübü’nü kurduk ve onun başkanlık görevini yürüttüm, gerçekten çok hızlı büyüdük ve İstanbul Aydın Üniversitesi’nde 600’e kadar ulaştı üye sayımız.

Önümüzde malum seçimler var. Vatan Partisi Genel Başkanı Sayın Doğu Perinçek cumhurbaşkanı adayı olması için gerekli olan 100 bin imza sayısını toplayamadı. Bu konuda neler söyleyeceksiniz?

Türkiye’de cumhurbaşkanı olmayı ve Türkiye’yi yönetmeyi en çok Doğu Perinçek hak ediyor. Gazetenizde Rauf Denktaş’ın fotoğraflarını görüyorum. Doğu Perinçek, onunla birlikte Berlin’de mücadele vererek hem hukuki olarak hem de tarihsel olarak ermeni soykırımı yalanını bitirmeye önderlik eden bir şahsiyet. PKK ve FETÖ ile mücadele konusunda da 15 Temmuz gecesinde ilk açıklamayı yapan lider Doğu Perinçek’tir. Üretim devrimi konusunda Türkiye’ye üretim kelimesini ve üretmemiz gerektiğini yeniden hatırlatan bir liderdir. Doğu Perinçek’in adaylığı için bizler de 100 bin imza kampanyası yürüttük. Tabii uzun zamandır Türkiye’de 2 aday arasında seçimler yürüyor, Türkiye buraya sıkıştırıldı ve bu ittifakların pazarlandığı bir süreç yaşandı. Bu sistem içerisinde başka adayların çıkması hem hoş görülmüyor, hem de çıkacak adaylara düşman gözüyle bakılıyor oyları neden bölüyorsun diye. Bu iklimde vatandaşın imza vermeye gitmesi mümkün değildi. Çünkü herkes bu seçimin 2 aday arasında geçeceğini biliyor. Sistem de bizim üzerimize örtü örtmüş oluyor. Fakat Vatan Partisi köklü değişikliklerin partisi. Bizim de zamanımız var.

Muharrem İnce ve Sinan Oğan 100 bin imza sınırını aştılar.

Evet Yağmur Hanım. Muharrem İnce’nin AK Parti ve medyanın desteğiyle CHP’nin oylarını bölmesi için desteklendiğini biliyoruz. Tabii adaylığı için kendisini tebrik ediyoruz ve başarılar diliyoruz. Sinan Oğan açısından bakacak olursak, o da MHP’nin oylarını bölmesi için desteklendi. Bu durumda Doğu Perinçek 100 bin imzayı toplayamamış oldu. Ama Mayıs’tan sonra da dünya dönmeye devam edecek. Cumhurbaşkanı adayımız yok, cumhurbaşkanı adayları arasında desteklediğimiz biri de yok. Biz meclis seçimlerine çok güçlü hazırlanıyoruz. Vatan Partisi meclise girecek ve meclisi güçlendireceğiz.

Seçimlerden sonra da dünya dönmeye devam edecek dediniz. Vatan Partisi bundan sonra neler yapacak?

Çok güçlü hazırlandığımız meclis seçimleri var. Vatan Partisi 600 milletvekili ile Türkiye’yi NATO’dan çıkarmak için meclise girmeyi amaçlıyor. Bu meclise HDP VE HÜDA PAR’ı sokmamak için verebileceğimiz en büyük mücadeleyi vereceğiz. Bir taraf HÜDA PAR ile ittifak yaptı, diğer taraf da HDP ile uzun yıllardır ittifak halinde. Vatan Partisi bangır bangır sokaklarda milletvekili adaylarıyla o 2 ittifakın da bölücülükle nasıl iş birliği yaptığını anlatacak ve Türkiye’nin geleceğini düşünen, hem ekonomik hem de ülkenin güvenliği adına çözüm arayan Türk Milleti’nin oylarını alacak.

“ÖZEL MÜLKTÜR İZİNSİZ GİRİLMEZ”

"Öncü Gençlik olarak kamp yaptığımız alanın girişinde güneşin yarısını soldurduğu bu plaketi Doğu Perinçek'e plaket olarak vermiştik. Çünkü bizim felsefemizde özel mülkiyet düşkünlüğü, bireysel kâr hırsı yoktur. Bu tabelayı Vatan Partisi iktidarında bakanlar kurulunun kapısına asacağız."

Sayın Doğu Perinçek; “22 Mart’ta yaptığımız görüşmede, sayın cumhurbaşkanımıza Cumhur İttifakı’na katılma talebimizi arz ettim. 24 Mart günü Vatan Partisi’yle birlikte seçime girmeyeceklerini bize bildirdiler” şeklinde bir açıklama yaptı ve Cumhur İttifakı’na katılma talebinin reddedildiğini söyledi. Sizce Cumhur İttifakı neden böyle bir seçim yaptı?

Cumhur İttifakı, Türkiye’nin bağımsızlığı ve güvenliği yerine ABD’ye boyun eğme yolunu seçtiler. AK Parti, MHP ve BBP sözcüleri, Şeyh Sait ve Seyit Rıza takipçisi olmakla övünen, Türk Milleti kavramını Anayasadan çıkartmayı programına alan, Kürtçeyi resmi dil yapmayı hedefleyen, Türk bayrağıyla sorunu olan HÜDA PAR ile işbirliğini haklı gösterme gayretine girmişlerdir. Ama bu adayların Türkiye’yi yönetemeyecekleri de kısa zamanda ortaya çıkacaktır.

Vatan Partisi sizin isminiz gibi barışı savunuyor diyebilir miyiz?

Vatan Partisi barışı savunuyor ve Türkiye’de barışı sağlamak için de en kararlı savaşları veren bir parti. Aslında Vatan Partisi’nin 60 yıllık tarihi hep Türkiye’ye barışı, huzuru, mutluluğu paylaşmayı sağlama tarihidir. Sadece Türkiye’de değil, dünya üzerinde de böyle. Biz dünya üzerinde ezilen milletlerin de barış ve huzur içinde yaşamasını savunuyoruz. Dayanışmayı savunuyoruz. Bunun için de her türlü savaşı vermeye hazırız. Biz; PKK’ya PYD’ye yani ABD’ye karşı bir savaş başlattık ve Diyarbakır’ımıza huzur geldi, Mardin’imize huzur geldi, Suriye’ye çok yakında huzur gelecek. Barış için yapılan her türlü savaş bizim açımızdan doğrudur. Vatan Partisi hem barış için mücadele etmiş bir parti, hem de Türkiye’de her türlü savaşa hazır, yedi ateşten geçmiş yetmiş yedi ateşten geçmeye hazır bir parti.

Konuk olduğunuz bir programda “En büyük siyaset birliği sağlamak” demiştiniz. Gençlerin birlik ve beraberlik içerisinde olduğunu düşünüyor musunuz? Buradan genç okurlarımıza neler söylemek istersiniz?

Gençlik, Türkiye’nin diğer yetişkin kesimlerine göre daha birlik içerisinde. Biz TGB’yi kurduğumuzda, “Sağ sol yok birlik var” sloganıyla yola çıkmıştık. Bugün baktığımızda Z kuşağı uydurmasıyla, uydurma diyorum çünkü Z kuşağı yok Türk Gençliği var. Z kuşağı için;  ülkesine yabancı, yurt dışına kaçmak istiyor, büyüklerine saygısız, vatansever değil, millet bilinci yok, tembel gibi yakıştırmalar yapılıyor. Bunun karşısında da biz; gençlerimiz başarılıdır, vatanseverdir diyoruz. Bu şekilde gençliği de bölmeye çalışıyorlar aslında harflerle. Aslında hükümeti destekleyecek olan genç de, Kılıçdaroğlu’nu destekleyen genç de vatansever ve milli kaygılarla, iş beklentisiyle, torpil düzeni son bulsun diye, Türkiye kalkınsın refah içerisinde olsun beklentisiyle destekliyor. Gençlik içinde böyle bir bölünme ve kutuplaşma yok ancak şu var; ne yazık ki gençlik yozlaştırılmak isteniyor. Bizim açımızdan Atatürk’ün Türk Gençliği’ne atfettiği her şey bu günde sürüyor. Türkiye’nin geleceğinde gençler var çünkü en büyük üretici güç insandır ve Türkiye nüfusu Avrupa’nın en genç nüfusuna sahip. Meclisteki gibi içi geçmişlerden ibaret değil Türkiye. Meclisi gençleştirme iddiamız var bizim. Söz konusu geleceğimiz ise gençlik birlik halinde, söz konusu Türkiye ise gençlik birlik halinde. Biz gençlerin birlik olması gerektiğini savunuyoruz.

Sizin bundan sonraki hedefleriniz neler? Bir gün sizi milletvekili olarak görür müyüz? Milletvekili olunca da bana röportaj verecek misiniz?

Milletvekili olsam da veririm, olamadığım gün de size yine röportaj veririm tabii Yağmur Hanım. Ben milletvekili adayıyım Vatan Partisi’nden. Listelerimiz 10 Mayıs’a kadar şekilleniyor. Biz bir önceki seçimlerde en çok genç aday çıkartan partiydik. 208 genç milletvekili adayı ile en genç parti iddiasıyla, Meclis’te dinamik yönetim iddiasıyla, üreten Türkiye ve herkese iş iddiasıyla çıktık. Hepimiz genç, fedakâr ve çalışkan milletvekili adaylarıyız. Tabii gençlerin oylarını istiyoruz. 7 milyon ilk kez oy kullanacak genç var. Biz onların bir arkadaşı, abisi ve kardeşi olarak ilk kez oy kullanacak olan gençleri mecliste temsil etmek istediğimizi sizin aracılığınızla da söylemiş olmak isterim.

Siyasi kimliğiniz dışında da sizi tanımak isteriz. Başucu kitabınız var mıdır?

Genel Başkanımız Doğu Perinçek’in “Adım Doğu” adlı kitabı çıktı. Genel Başkanımızın hayatını ve mücadelesini anlatan bir kitap. Kutadgu Bilig’i ve Yunus Emre’nin divanını yanımdan ayırmıyorum. Biz parti olarak bir Kutadgu Bilig’i okuma atılımı da başlattık. Kutadgu Bilig, Türk kültürünü öğrenmek, Türklerde devlet geleneğini bilmek, devlet teorisini anlamak adına olağanüstü bir eserdir fakat yeterince anlaşılamamıştır. Devlet yöneticilerine verdiği öğütlerin bugün daha fazla bilinmesi gerekiyor. Fazıl Hüsnü Dağlarca’nın bütün şiirlerini çok sık karıştırırım ve onun Kurtuluş Savaşı şiirlerini çok sık okurum. Öncü Gençlik üyeleri açısından başucu kitabı seçmek zordur çünkü biz kitaplarla çok iç içe bir hareketiz. Genel Başkanımızın 50’yi aşkın kitabı olması bizim için çok büyük örnektir. Türkiye’de de benzeri olmayan bir örnektir. Siyasetin dışında benim başka bir mesleğim yok, gençlik kollarımıza önderlik ediyorum. Hemen hemen her anım Öncü Gençlik’i yönettiğimiz arkadaşlarla geçiyor. Birlikte vakit geçirmek, sohbet etmek, çalışma, türkü söylemek en büyük tutkumuz. Tüm bu kitapların yanında Nutuk için de başucu kitabım diyebilirim. Nutuk, Atatürk’ün konuşmasının basit yazılı bir hali gibi anlaşılıyor ancak Nutuk bugün de Türkiye’nin önünü aydınlatacak ve açacak,  Türkiye’yi sorunlardan kurtaracak bir program aynı zamanda. Nutuk’ta yazılanlar bir edebiyat değil, Atatürk’ün verdiği mücadelenin bir teorisi diyebiliriz. Zorluklar varsa biz Nutuk’u açar bakarız, Atatürk Sivas’a çıkarken ne yapmış, Sakarya Savaşı’nda ne yapmış okuruz ve yol gösterici olur bizim için. Cumhurbaşkanlığı için imza toplayamadık, 27 bin imzada kaldık. Atatürk, Samsun’a çıkarken 35-40 kişiyle yola çıktı, Sivas Kongresi’nde 30 kişi vardı, Ankara’da Birinci Meclis’te yarısından fazlası başta Atatürk’ün fikirlerini tam anlamıyla benimsemiyordu. Ama Atatürk’ün kararlı mücadelesi Atatürk’ü Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu yaptı. Biz de bugün az sayıda olabiliriz, 100 bin imzayı toplayamamış olabiliriz ama çok yakın gelecekte yani 14 Mayıs’tan sonra Türkiye’nin önündeki zorluklara ve sorunlara çözüm üreten bir tek Vatan Partisi var. Bu seçimden sonra Atatürk var. Ama bu seçimden sonra Recep Tayyip Erdoğan yok, Kemal Kılıçdaroğlu yok, Muharrem İnce yok, Sinan Oğan yok.

Sohbetiniz için çok teşekkür ederim. Son olarak neler söylemek istersiniz?

Ben teşekkür ederim Yağmur Hanım. Vatan Partisi Gençlik Kolları yöneticisi olarak, Türk Gençliği’ne vaatlerimizi de söylememiz gerekiyor elbette. Ama bizim vaatlerimiz indirimli telefonlar değil, ilk arabasını alırken ÖTV indirimi değil, daha fazla burs daha doğrusu kredi değil, her gence bir kredi kartı da değil. Bizim Türk Gençliği’ne vaadimiz; ürettiği, çalıştığı, bağımsız vatanında özgürce yaşadığı, sözünü rahatça söylediği, Türkiye’nin ya da kendi bulunduğu yerin yönetiminde söz sahibi olduğu bir gelecek. Kimse de Türk Gençliği’ni telefonla, bursla kandıramaz. Türk Milleti’ni de sadaka dağıtarak kandıramaz. Türkiye’nin geleceğine dair bizim içimiz rahat. Türkiye’nin önündeki zorlukları görüyoruz, seçimlere giren partilerin çözümsüzlüklerini görüyoruz. Allah’ın izniyle bu zorlukları aşacak Vatan Partisi’nin 7 ateşten geçmiş, 77 ateşten geçmeye hazır kadroları var. Cesuruz ve Türk Gençliği’ni de Türk Milleti’ni de cesur olmaya davet ediyoruz.

SEHER DOĞAN: “İnsanı insana ancak şiir sevdirir” SEHER DOĞAN: “İnsanı insana ancak şiir sevdirir”