Efendim, geçtiğimiz hafta içinde, dört takımımızın Avrupa macerasında oynadığı Play-Off rövanş mücadelelerinde elde ettiği dört galibiyet ve üç takımımızın yola devam edişi, ve ayrıca Filenin Sultanları’nın Avrupa şampiyonluğuyla mutluluktan ayaklarımız yerden kesildi.
Buradan, Cumhuriyetimizin 100. yılında ülkemizi başarıdan başarıya koşturan, ‘Dünya 1. Numarası Kadın Voleybol Milli Takımımızı’, Federasyon Başkanımız Mehmet Akif Üstündağ’ın şahsında kutluyor, “Haydi şimdi sıra olimpiyat şampiyonluğunda” diyor ve futbola geri dönüyorum.
Öncelikle Şampiyonlar Ligi’nde gruplara kalmak için, Molde karşısında dışarıda 3-2, içeride ise 1-0 kazanarak, A grubunda Bayern Münih, Manchester United ve Kopenhag’la gruptan çıkıp son 16’ya kalma mücadelesi verecek olan Galatasaray’ı kutluyor ve başarılar diliyorum. Kağıt üzerinde Alman ekibi Bayern Münih ve İngiliz futbolunun köklü temsilcisi Manchester United’in favori olduğu grupta Galatasaray’ın hedefe ulaşması, bence içeride oynayacağı maçlarda puan kaybetmemesine bağlı olacak. Danimarka ekibi Kopenhag’ın da yabana atılmaması gereken bir takım olduğunu sanırım hepimiz biliyoruz.
Fenerbahçe’ye geldiğimizde, çıktığı altı Avrupa mücadelesinin hepsini kazanan Sarı Lacivertlilerin, Bulgaristan’ın Ludogorets, Slovakya’nın Spartak Trnava ve Norveç’in Nordsjaelland ekipleriyle, birinci torbadan girdiği UEFA Konferans Ligi H grubunda vereceği mücadelede ağır favori olduğunu düşünüyorum. Yaptığı transferler ve camianın sevdiği bir teknik adam olan İsmail Kartal’la başarı grafiğini hayli yukarılara taşıyan Fenerbahçe’nin hedefinin bu kupanın finali olmasının normal olduğu kanısındayım. Dilerim bu hedefe ulaşırlar.
Tıpkı Fenerbahçe gibi, bu sezon Avrupa macerasında oynadığı altı maçın tamamından galip ayrılmayı başaran Beşiktaş’ın da hedefi bu kupanın finaline yürümek. Siyah Beyazlı temsilcimiz, üçüncü torbadan katıldığı D grubunda, Belçika takımı Club Brugge, Norveç temsilcisi Bodo Glimt ve İsviçre’nin Lugano ekipleriyle eşleşti. Kanımca, Beşiktaş bu grupta ilk iki takım arasında yer alarak son 16 turuna katılacaktır. Şenol Güneş’in öğrencileri bu grupta CLUB Brugge ile birlikte grubu forse eder.
Bir cümle de elenmesine karşın Adana Demirspor için etmek isterim. Tarihinde ilk kez Avrupa’da ülkemizi temsil etme onurunu yaşayan Mavi Lacivertli takımı yürekten kutluyorum. Genk karşısında ilk maçta önde olmasına karşın, uzatma dakikalarında yediği golle 2-1 kaybeden temsilcimiz, içerideki maçta da 1-0 önde bitirdiği karşılaşmanın seri penaltı atışlarında ne futbolunu, ne de medyaya yansıdığı kadarıyla karakterini hiç sevmediğim Belhanda’nın direğe nişanladığı penaltıyla veda etmek durumunda kaldı. Herşeye rağmen onlar için, “Görevini yaptı” dersek yanlış olmaz diye düşünüyorum.
Sonuç olarak, tüm zamanların en başarılı sonuçlarını alarak ulaştığımız başarı tablosunun grup maçları aşamasında da devam etmesi ve Konfederasyon Kupası’nın finalinde Fenerbahçe Beşiktaş mücadelesini izlemek en büyük dileğim. Umarım Allah gönlüme göre verir.
Hoşçakalın…