Bu yıl değişen statüsü ve ilginç formatıyla karşımıza çıkan Avrupa kupalarında kuralar çekildi ve takımlarımızın rakipleri belli oldu. Beş takımla çıktığımız yolculukta, dört takımımız, lig aşamasında mücadele edecek.
Fenerbahçe, Galatasaray ve Beşiktaş UEFA Avrupa Ligi’nde, RAMS Başakşehir ise, Konferans Ligi’nde mücadele edecekler.
Temsilcilerimiz arasında verdiğimiz tek fire Trabzonspor ise, İsviçre’de golsüz berabere kaldığı St. Gallen’le Trabzon’daki rövanşta 1-1 berabere kaldı. Uzatmalarda da bozulmayan eşitlik sonrası, seri penaltılarda 5-4 genel skorda 6-5 kaybeden Bordo Mavililer, Avrupa defterini çok erken kapattı. Ve bu durum Trabzonspor’da 44 maçta 25 galibiyet, 6 mağlubiyet ve 13 beraberlikten oluşan 2. Abdullah Avcı döneminin sonunu getirdi. Karşılıklı anlaşma sonucu, Abdullah hoca kulüpten alacağının yarısından feragat etti ve taraflar birbirine teşekkür edip yolların ayrıldı. Her iki taraf için de hayırlı olur inşallah.
Avrupa’da hedeflerini bir kademe küçülterek de olsa yoluna devam eden Fenerbahçe ve Galatasaray’la birlikte Beşiktaş’ın, formatı değişen UEFA Avrupa Ligi’ndeki rakiplerini ve statüyü incelediğimizde, karşımıza ilginç bazı detaylar çıkıyor.
Örneğin, önceki yıllarda takımlar dörderli gruplarda mücadele ederler ve ilk iki takım son 16 turuna kalırdı. Şimdi play-off etabını geçen 36 takım, dördü içerde, dördü ise dışarıda olmak üzere 8 maç oynuyor. Aynı ülkenin iki farklı takımı, bir başka ülkenin aynı takımıyla karşılaşabiliyor.
Buna bizi doğrudan ilgilendiren iki örnek vereyim. Temsilcilerimizden Fenerbahçe ve Galatasaray iki Hollanda ekibi Ajax ve Twente ile deplasmanda oynayacak. Ayrıca, Fransa’nın Olympic Lyon takımı Fenerbahçe’yle Kadıköy’de, Beşiktaş’la da Fransa’da karşılaşacak.
Yani buradan da anlaşılacağı üzere alışkın olmadığımız bir turnuva modeliyle karşı karşıyayız. Tabi ki bu format yalnızca bizim için değil, tüm takımlar için yeni bir model. Şu aşamada, iyi ya da kötü demek çok mümkün değil. En azından bu yılki organizasyonu görmek ve ondan sonra karar vermek gerek diye düşünüyorum.
Bildiğim kadarıyla, Şampiyonlar Ligi’nde de, Avrupa Ligi’nde de yarı final ve final maçları dışında aynı ülkenin takımları karşı karşıya getirilmiyordu. Ancak bu statüye göre, aynı ülke takımlarının son 16 etabında dahi karşı karşıya gelebilmesi mümkün görünüyor.
Konferans Ligi’ndeki temsilcimiz Başakşehir de müthiş bir performans sonrası geldiği lig aşamasında iyi, yani dişine göre rakiplerle eşleşti. Genç kuşağın başarılı teknik adamlarından Çağdaş Atan yönetimindeki Turuncu Yeşilliler de, üçü evinde, üçü de dışarıda olmak üzere altı maç oynayacak.
Sözün özü, alışageldiğimiz Avrupa kupaları statüsünün çok dışında, yepyeni bir modelle karşı karşıyayız. Umarım, UEFA’nın büyük umutlarla tasarladığı ve ekonomik açıdan da kulüplere yarar sağlaması beklenen bu yeni format takımlarımıza her anlamda iyi gelir. Kim bilir, belki de Amerika’yı değil ama, Avrupa’yı yeniden keşfedebiliriz.
Hoşçakalın…